Cengiz Holding iştiraki ETİ Bakır A.Ş., Eskişehir'in doğasını katletmeye yeltenmekten vazgeçene kadar ben de onların kirli emellerini yazmaya devam edeceğim.

Bir grup zenginin daha çok zenginleşmesine tabiri caizse rampa yapmak öyle "ucuz kahramanlık" falan değil. Aksine büyük yürek meselesidir. Yoksa ağaçların, toprağın, kuşların ve doğanın hemen hemen tüm bileşenlerinin yanında olmayı, hem de hiç karşılıksız olarak seçmezdim. Köylüsü, kentlisi memuru, amiri, esnafı, çitfçisi kim varsa herkese buradan haykırmak istiyorum, vicdanınızı doğa katliamcılarının üç kuruşuna lütfen satmayın.

Şimdi gelelim Mihalgazi - Sarıcakaya bölgesinde yapılmak istenen siyanürlü altın-gümüş madeninin teknik konularından birine daha. Araştırmalarım ve geçmiş bilgilerim dahilinde siz değerli okurları bir konuda daha elimden gelidiğince aydınlatmak isterim. Çünkü Eskişehir'in akciğerlerine, sebze-meyve deposuna yapılmak istenen bu kirli tesisin ÇED raporunda dikkat çeken en önemli detaylardan biri de az önce de zikrettiğim gibi "siyanür."

Madenci arkadaşlar siyanürle klasik altın çıkarma işlemine "yığın liçi ile işleme" diyorlar. Peki, gittim baktım yığın liçi ile işleme prosesi temel anlamda nasıl bir şey diye. Baktım ve ilk gördüğüm çıktılardan biri şu oldu. Bunu da bir madencilik makalesinden gördüm, tamamen bilimsel bir makale...

Diyor ki makalede,

"Yığın liçinin en büyük avantajı ilk yatırım ve işletme giderlerinin çok düşük olmasıdır." 

Varan bir...

Yani Cengiz zaten milyarlar kazanacağı bir projeden daha fazla kar elde etmek için siyanürle altın madeni işleme yoluna gidiyor. 

MTA'nın resmi sitesinde yer alan bir ifade olan "Düşük tenörlü altın rezervi", ETİ Bakır'ın ÇED raporunda da yer alıyor.

Peki, nedir bu kavram ve neden bu rezervlerde siyanür kullanılıyor? Bunu da MTA bize anlatsın...

"Siyanürleme yöntemi, cevherlerden altın - gümüş üretiminde yaklaşık 100 yıldan beri kullanılmaktadır. Son yıllarda işlevi daha ekonomik ve verimli kılan yeni proseslerin de geliştirilmesi sonucu bu yöntem, günümüz madenciliğinde özellikle, küçük tane boyutlu altın içeren düşük tenörlü yatakların değerlendirilmesinde tek seçenek olmuştur."

Tane boyutu düşük çok da verimli olmayan bir maden arazisinde, verimliliği 1 ton yığında, 1 gram seviyesinde altın veren bir yöntem ile altın çıkarmak isteyen kim Cengiz Holding!

Yani, buna rağmen Cengiz'e bağlı ETİ Bakır A.Ş. neden Alpagut-Atalan bölgesinden altın çıkarmak isteyebilir ki? diye bir soru herkes sorabilir. Birincisi çıkarım maliyeti düşük, ikincisi demek ki alanın kira maliyeti düşük. Bu sebeple de Cengiz buradan her türlü karlı çıkacak. Yani doğanın katledilmesi, düşük verimlilik, siyanürlü su havuzlarının şartlara uygun tahliyesi falan Mehmet Cengiz'in umrunda olur mu?

Yine aynı teknik makalede geçen"Yığın liçi uygulamalarında çok yağmur yağması durumunda çevreye çok ciddi siyanür kaçakları olabilmektedir." ifadesiyle bu yazımı sonlandırmak istiyorum. Anlamak isteyen ne dediğimi bu kadarından anlayabilir. Anlamak istemeyen vicdanı kurumuşlara ve Cengiz'in kullarına ise bir şey anlatmaya uğraşmak bile istemiyorum.

Herkese iyi hafta sonları diliyorum. Sevgiler, saygılar...