Belki birçoğunuzun çok iyi bildiği bir hikayeyi bugün sizlere yeniden hatırlatmak ya da bilmeyenlere anlatmak istiyorum...

İslam tarihinde önemli bir yeri olan ve bunun yanı sıra bazı olayların vehametini anlatmak adına sıkça örneklemelere konu olan Kerbela olayını hatırlayalım...

I. Yezid ile Hz. Hüseyin arasında geçen bu korkunç olayın Şiiler, Aleviler veya Sunni Müslümanlar açısından değerlendirilmesine, kutsallığına ve benzeri konulara hiç girmeyeceğim. Ben olayın kendisiyle ilgileniyorum.

Kerbela Katliamı'nın birçok kaynak 680 senesinde olduğunu yazıyor. Bugünün Irak sınırları içinde yer alan Kerbela bölgesinde yaşanan bu acı hadisede herhalde Yezid'i haklı bulan yoktur diye düşünüyorum.

Yezid ile Hüseyin'in hikayesi İslamın üçüncü halifesi Hz. Osman'ın 656 senesinde suikaste uğramasına kadar dayanıyor. Bu suikast sonrası Medine halkı Hz. Ali'yi halife olarak seçti. Ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in bazı sahabeleri ve Hz. Muhammed'in ölümü sonrası dul kalan eşi Hz. Aişe, Hz. Ali'nin halifeliğini tanımak istemedi. Ali yerine Emevi Hanedanı'nın kurucusu Muaviye bin Ebu Sufyan'ın ismi ön plana çıktı. Bu ayrılık İslam tarihine "İlk Fitne" olarak geçen ilk Müslüman iç çatışmasının çıkmasına neden oldu.

Bu olaylar neticesinde Hz. Ali'nin 661 senesinde suikaste uğraması nedeniyle onun yerine oğlu Hz. Hasan geçti. Ancak Hasan ılımlı bir tutum sergiledi ve daha fazla kan dökülmemesi amacıyla Muaviye ile barış anlaşması yaptı.

Bu anlaşmaya göre Hasan, Muaviye’nin adil bir yönetici olması ve kendisinden sonra hilafeti saltanat yönetimine çevirmeyerek istişarenin izlenmesi şartıyla halifeliği Muaviye'ye devretmeyi kabul etti. Böylece zamanında Mekkeli Müşriklerin ordusunda yer alan ve Mekke'nin nüfuzlu isimlerinden biri olan Ebu Sufyan Bin Harb'ın oğlu İslam halifesi oldu.

670 senesinde Hz. Hasan hayatını kaybetti. Onun yerine kendi kabilesinin başına kardeşi Hz. Hüseyin geçti. Hüseyin'in az da olsa kendisine bağlı olan destekçileri Hasan'ın ölümü sonrasında halifeliği yeniden almaları yönünde destek verseler de Hüseyin bunu kabul etmedi ve Muaviye hayatta olduğu sürece Hasan - Muaviye arasındaki barışı devam ettireceğini söyledi.

Fakat Muaviye'nin 676'de, oğlu Yezid’i halefi ilan etmesi, Hasan-Muaviye anlaşmasının ihlali anlamına geliyordu. Çünkü Hasan, Muaviye'ye halifeliği saltanata çevirmemesi karşılığında bu makamı kendisine devretmişti.

Muaviye, oğlu Yezid'e halifeliği devretmesine karşı çıkan Medineli Müslümanları tehdit etti. Şam'da bir komisyon kurdu ve bu komisyonu da Yezid'e destek vermeye ikna etti. Sahabe çocuklarını, Medinelileri ikna edemese de onları ikna ettiğini söyleyip Medine halkını Yezid'e destek vermeye davet etti. Ancak Muaviye yine de bu noktada kan dökmedi. Muaviye, 680'deki ölümünden hemen önce, Yezid'e onun halifeliğini tanımayanlara karşı neler yapması gerektiğine dair tavsiyelerde bulundu. Hüseyin'in kendisine biat etmese de bu konuyu barışçıl yollarla çözmesini istedi. Biat ederse de ona iyi davranmasını tembihledi.

Ancak Yezid 680'de başa geçer geçmez ilk iş Medine Valisi'ni kendisine biat etmeye zorladı. Biat etmezse canı ile bedel ödeyeceğini söyledi. Bu esnada ise Kufe bölgesinde Hz. Hüseyin'e olan destekler artıyordu. Kufe halkı Hüseyin'e Kufe'ye gelerek halefiliğini ilan ederse büyük destek vereceklerini söylüyordu. Hüseyin hal böyle olunca 70 taraftarı ile Kufe'ye yola çıktı. Burada ise onu beklediği kadar kalabalık olmayan bir topluluk karşıladı.

Bu sayı Yezid'i yıkmak için yeterli değildi. Ancak Hüseyin yolundan dönmedi. Bunun üzerine Yezid kalabalık ordusu ile Hz. Hüseyin ve taraftarlarını Kerbela'da pusuya düşürdü. Hüseyin ve beraberindekiler Kerbela'da Yezid'in 4500'e yakın adamıyla karşılaştılar. Burada meydana gelen savaşta Hüseyin ve taraftarlarının hepsi öldürüldü ve ailesi esir alındı. Hüseyin ve taraftarları aç, susuz bırakıldı. Yezid acı çekerek ölmelerini izledi.

Bu trajik hadise İslam'da "İkinci Fitne" olarak biliniyor.

Bu hikayeyi neden anlattığımı ise varın siz düşünün...

Peygamber soyundan gelen ve barış yanlısı Hüseyin'in müşriklerin soyundan gelip saltanat ile kendini Müslümanlara halife ilan eden Yezid tarafından canice katledilmesi...

Kerbela çöllerinde aç, susuz bırakılmaları...

Üstelik bunu yapanlar İslam Halifesi olduğunu düşünen bir Yezid ile yanındaki destekçileri...

Maalesef bugün de bu Yezid'ler var, bu Hüseyin'ler var...

Yezid olacağıma Hüseyin gibi olmayı tercih ederim diyen gönlü güzel, duruşunu bozmayan herkese,

Sevgiler, saygılar...