Eskişehir maalesef 22 senelik AK Parti iktidarı süresince birçok konuda üvey evlat muamelesi gördü ve görmeye de devam ediyor. Bunu defalarca dile getirdim, sözlerimin de arkasındayım.
AK Parti iktidarının bu denli eleştirilmesinde veya benim eleştirmemde birçok husus var elbette. Ama ben son dönemden yola çıkarak iktidarın Eskişehir ile ilişkilerini bu yazımda eleştirmek istiyorum.
Şimdi hepimizin bildiği kısa kısa örnekler vererek başlayayım...
Eskişehir'de bulunan ve artık ESTÜ himayesinde olan Hasan Polatkan Havaalanı'nın sivil ve tarifeli uçuşlar ile güçlendirilmesi konusunda iktidar Eskişehir'e net şekilde sırt çevirdi. Zafer Havaalanı bu işin kazananı oldu ama nasıl kazananı? Sürekli zarar eden bir tesis Eskişehir'deki havalimanına tercih edildi.
Eskişehir Ankara - İzmir YHT hattının dışında bırakıldı. Türkiye'de demiryolu ve demiryolu taşımacılığı söz konusu olduğunda akla ilk gelen kent olan Eskişehir buradan da bir gol yedi.
Eskişehir'in Mihalgazi ilçesine, Alpagut-Atalan mevkiine Cengiz Holding, siyanürle altın işlemesi yapacağı bir altın madeni kurmak istiyor. Bu maden defaatle söylediğim gibi Eskişehir'in tarımına, hayvancılığına, doğasına ve insanına ciddi zararlar verecek. Ama AK Parti bu konuda tarafsız bile kalmıyor, madeni yapacaklar bile demiyor, ne diyor biliyor musunuz? "Yapacağız" diyor.
Eskişehir istediklerini alamadığı gibi elinde olan doğal kaynaklarını da iktidar vasıtası ile bir avuç zengin eşkıyaya kaptırıyor.
Devam edelim...
Eskişehir'de son günlerde, benim de geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım bir hadise gündemi sıkça meşgul ediyor. Eskişehir Rumeli Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği yani kısa adıyla ERİAD, hükümete bir jeotermal tesis ve kontrolsüz havaalanı projesi sundu. Bu projenin parası dahil her şeyi hazır. Ancak Turizm Bakanlığı'ndan bir tahsis kararı çıkarılamıyor. Üstelik AK Parti milletvekilleri Nebi Hatipoğlu ve Fatih Dönmez ile birlikte AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak'ın konuya müdahil olmasına rağmen.
Bakanlık düzeyinde güçlü milletvekillerimiz ve aktif bir il başkanı olan Albayrak şehrin mücadelesinde etkili olamıyorsa vay halimize...
Eskişehir'in milletvekilleri Ankara'da bakanlar ile görüştüğünde bu görüşmeler o günkü onlarca görüşmenin arasında hatırlanmıyorsa vay halimize...
Mevcut bakanlar Eskişehir vekillerini veya il başkanı gibi kurmayları bir kulağından girip bir kulağından çıkacak şekilde dinliyorsa vay halimize...
Sayın Turizm Bakanı başta olmak üzere, Eskişehir'in projeleri ile ilgili tüm bakanlara buradan seslenmek istiyorum. Aynı zamanda AK Parti Eskişehir milletvekillerine de sesleniyorum.
Sayın bakanlar bu işler Ankara'da olmuyorsa buyurun Eskişehir'e gelin. Eskişehir'in meselelerini bu şehirde, yerinde görerek halledelim. AK Parti milletvekillerini de sizi bu kente davet etmeye, davet etmekle kalmayıp bu kentin sorunlarını çözmek, arzularını yerine getirmek adına ısrarcı olmaya çağırıyorum.
Kentin çevrre yolu gibi, kentsel dönüşüm gibi birçok problemi daha var. Eskişehir'e sırtınızı dönmekten artık vazgeçin, Eskişehir'i cezalandırmak yolundan artık dönün.
Eskişehir'i İçselleştiremiyorlar Mı?
Dün yayına giren ve EHA'nın en sevilen içeriklerinden olan "Soner Yüksel ile Yakın Plan" programında o an aklıma gelen bir düşünce üzerine sevgili Soner Yüksel'e bir soru yönelttim.
"AK Parti'nin Eskişehir milletvekillerinden ikisinin aslen Eskişehirli olmaması aidiyet duygularını azaltıyor mu?" mivalinde bir soruydu bu. Soner Yüksel bu soruyu çok yerinde tespitler ile cevaplasa da benim içimde bu kuruntunun izleri kaldı.
Tekrar düşündüm...
Yani bir yere sonsuz aidiyet hissetmek ile görev gereği bir aidiyet hissiyatının farkı kesinlikle var dedim. Belki de sayın vekillerimiz Eskişehir'i yeteri kadar içselleştiremiyordur?
Bu sebeple de bir Eskişehirli kadar Eskişehir'in menfaatlerinin peşinden koşamıyordur? Siz ne dersiniz?
Herkese sevgiler, saygılar. Keyifli bir gün diliyorum.