Seçim sürecindeyiz. Anketler, kamuoyu yoklamaları, parti içi temayüller, sosyal medyada 300 kişinin ziyaret etmediği sayfalarda 300.000 oy alan adaylar falan…

Biliyoruz ki bunların çoğu bir algı, bir manipülasyon ve bazı isimlerin kendini parlatması adına biraz da ucuz reklam araçlarıdır.

Eskişehir’de toplasan 45 kişinin ismini bilmediği bir kurum müdürü o anketlerde yer alıyor ise, daha aday adayı olacağına dair renk vermeyen bir başka kurum müdürü anketlerde ismim geçiyor diye mesajlar atıyorsa ve hatta hızını alamayan bazıları aday adayı olmadan adaylık ilan ediyorsa gerisini varın siz düşünün…

Bu şartlar altında bir tahmin yapmak, süreci yorumlamak kendi adıma da gerçekten çok zor.

Biliyorum ki gündem de ismi olan ve gerçekten bu işe niyetli isim sayısı belli…

Süreç ilerleyip listeler netleşince tüm adayları göreceğiz zaten.

Yılmaz Büyükerşen, Ahmet Ataç, Kazım Kurt gibi mevcut isimleri başa koyalım.

Bu isimler dışında Celalettin Kesikbaş, Murat Özcan, Dündar Ünlü, Erman Gölet, Hasan Hüseyin Köksal, Melih Aydın, Emine Edizgil, Ahmet Sivri dışında niyetini belli eden açıklamalar yapan veya net bir şekilde aday adayıyım diyen bir isim yok.

Şartları biraz zorlarsak bu isimlere Burhan Sakallı, Zihni Çalışkan, Erdal Caferoğlu, Hamid Yüzügüllü, Erkan Koca gibi isimleri de ekleyebiliriz.

Ancak şu an itibariyle bunun bir tık ötesine geçmek, isim enflasyonunu yükseltmek bilet almadan ikramiye beklemeye benziyor.

Demek istediğim şu ki,

Eskişehir’de değişik bir seçim süreci olacak ama aday enflasyonu öyle sandığımız kadar bol ve yüksek değil.

Herkes aday adayı olmadan aday olmak istiyor.

Herkes diğer parti adaylarını gördükten sonra hareket etmek istiyor.

Herkes peşin hükümlerle hareket ediyor.

Herkes kazanma olasılığı yüksek bir yarışa girmek istiyor.

Öte yandan çoğu süreci es geçmeden reklam yapmak, ismini duyurmak ya da parti içinde hedefi büyük tutarak farklı bir kadro veya terfi için politik manevralar yapıyor.

1 Kasım’a kadar bunun çok daha fazlasına göreceğiz.

1 Kasım’a kadar aklımıza gelmesi imkansız isimleri bile anketlerde göreceğiz.

1 Kasım’dan sonra ise çoğu ismi partisinin seçim çalışmasında bile göremeyeceğiz.

O yüzden imtina ederek konuşmaya, süzerek tahmin yapmaya ve sayıyı azaltarak yorumlamaya çalışacağım.

Aday adayıyım diyen, bende yarışacağım diyerek iddia ortaya koyan ve kaçak güreşmekten korkmayan varsa buyursun beri gelsin, onu da seve seve bu listeye dahil ederim.

Kalanı için peşinen affola…