Nedenler vardır, gerekçeler sıralanır, hukuktan, tesadüflerden bahis açılabilir, kabul. 
Lakin bunların hiçbiri Eskişehir’in yıllardır giderek artan yol ihtiyacını değiştirmiyor. 

Eskişehir mevcut yol ihtiyaçları giderilemediği gibi elindeki türlü türlü yolların da Ankara’dan verilen kararlarla elinden alındığı ya da mahrum bırakıldığı bir öksüzlüğe itildi. 

Bir dönem Sarıcakaya yolunun hayalini kuruyorduk. Bizi Bolu üstünden Sakarya’ya kadar bağlayacak yol hikayeleri dinledik. İnanmak istemiş ama çok havaya girmemiştik. Çünkü ondan önce çözülmesi gereken asli ihtiyaçlarımız vardı. 

Mesela Alpu yolu, Seyitgazi yolu gibi adı şimdi değil yıllardır “ölüm yolu” diye anılan yollar. 
Muhabirlik zamanlarında kaç kazaya gittim bu yollarda, yaralanan, ölen kaç kişiye tanık oldum hatırlamıyorum. Ama sayıca ortalamanın epey üstündeydi. 

Kendim bildim bileli yolların yapılacağı ile ilgili müjdelere de tanık oldum. 
Benden öncesi de var ama ben bile o müjdeleri veren vekil, bakan ya da il başkanlarının 4,5 tur değiştiğine tanık oldum. 

Yıl oldu 2024 biz hala bazı sorunlar çözülecek, kamu davaları bitecek, kaynak bulunacak v.s gibi gerekçeler dinliyor ve belli periyotlarla yolsuzluğumuzu hatırlıyoruz. 

Paulo Coelho “Gideceğin yoldan eminsen engeller dinlenme noktan olmaktan öteye gidemez” der… 

Ancak iktidar partisi temsilcileri bazı engelleri dinlenme noktası değil aksine bitiş çizgisi gibi görüyor olsa gerek, Ankara’ya bu konuda bastırma, elini masaya vurma konusunda bekleneni veremiyor.

Yolsuz şehir derken bana bunu hissettiren tek şeyin Alpu-Seyitgazi yolu olduğunu sanmayın. Hatta önceleri sorun yok denilen son günlerde palyatif çözümlerin müjdesi verilen ama onda bile ilerleyen yılları işaret eden Çevreyolu ve karayolları değil kastım… 

Eskişehir ne yazık ki Havayolu ve Demiryolu’nda da sahip olduğu hak ve ganimetleri görmezden gelinen hatta elinden alınan bir öksüzlük abidesi… 

Türk havacılık tarihinin ilk sivil uçuşuna imza atan, hava harp okulunun ilk kurulduğu, askeri havacılığın merkez noktası olan Eskişehir’de yıllardır bahanelerin arkasına saklanılan bir resmi uçuş eksikliği var. Sanki tek ihtiyaç İstanbul - Ankara gibi görece gereksiz şehirlere uçma ihtiyacıymış gibi lanse edilen ve diğer uzak şehirlerin hiç hesaba katılmadığı ama şartları ve koşulları pek çok şehirden daha iyi havalimanımızı öylece izliyoruz. 
Yüzde 99 sapma payı ile Zafer Havalimanını ayakta tutmaya çalışanlar Eskişehir’in ufacık zararını resmi uçuşlara bahane ediyor. 

Demiryollarında ise giderek yolcu kotası azalan, yeni açılan hatlara durak ya da entegre sistemlerle dahil edilmeyen ve çok daha yeni projelerde Behiç Erkin’in mirasını da yok sayan bir ulaşım sistemine tanığız… 

İzmir’e, Antalya’ya uçamadığımız gibi trenle de çabucak gitmemiz ne yazık ki mümkün değil. 

Eskiden tüm yolların kesişme noktası olan şehrimiz şimdi tüm yolların kaçışma noktası oldu. 

O yüzden başlıkta ısrarcıyım… Eskişehir = Yolsuz Şehir