AK Parti Eskişehir teşkilatında, eski bakan ve mevcut Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın son derece güçlü bir figür olduğunu anlamak için siyaset uzmanı olmaya falan gerek yok. 
Sayın Gürcan zaten 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde AK Parti Eskişehir teşkilatı üzerindeki etkisini ziyadesiyle artırdığını bizlere hissettirmişti. 31 Mart’ta Eskişehir’de tabiri caizse hezimete uğrayan AK Parti’de Ayşen Gürcan sorumluluktan kaçmadı, aksine çok daha fazla sorumluluk almaya başladı.
Öncelikle seçimlerin hemen sonrasında AK Parti’nin bir bayram buluşmasında sorumluluktan kaçmayacağını söyleyen, hatayı sineye çeken ve net mesajlar verdiğini düşündüğüm Ayşen Gürcan bu kıvılcımla birlikte gidiş yönünü zaten belirlemişti.
Gürcan siyasi tecrübe olarak ve Ankara bürokrasisini, sarayı bilme, tanıma olarak Eskişehir’de eşine ender rastlanan AK Partili siyasetçilerden biri. AK Parti’nin 31 Mart hezimeti sonrası Gürcan önderliğinde yeniden yapılanmaya gitmesinde bir beis yok gibi görünüyor. Belki bu anlamda tek tartışmalı nokta Ayşen Gürcan’ın Eskişehirli olmaması ve AK Parti’nin “ısmarlama” vekillerinden biri olması olabilir. Ancak bu konu da artık kapanmış ve Gürcan AK Parti teşkilatı tarafından kabul görmüş gibi görünüyor.
Şimdi, Ayşen Gürcan ismini ön plana çıkarınca diğer vekiller veya teşkilat mensupları oyundan düşmüş algısı kafanızda oluşmasın. Fakat AK Parti’ye net şekilde Ayşen Gürcan önderlik ediyor diyebilirim.
AK Partili Milletvekili Gürcan, yukarıda da bahsettiğim gibi o kadar tecrübeli bir isim ki yeniden yapılanma işine AK Parti’nin aksayan kanatlarını değiştirmekle ve basına hükmetme girişimi ile başladı.
AK Parti yıllarca basının ne denli önemli olduğunu, nasıl kuvvetli bir mecra olduğunu bence anlayamamıştı. Gürcan bu algı kapanmasını yaptığı hamleler ile yıktı. AK Parti yıllar sonra Eskişehir’de adından söz ettirebilecek kapasitede bir medya oluşumu yaratmaya başladı. Buradan bu oluşumdaki paydaşları tek tek yazmayı etik bulmuyorum ancak siz kimler olduğunu rahatlıkla tahmin edebiliyorsunuzdur diye düşünüyorum. AK Parti’nin medya yapılanmasında güçlü aktörlerden birinin de Milletvekili Nebi Hatipoğlu olduğunu düşündüğümü de söylemeden geçmeyeyim.
Şimdi, gelelim parti içi kısımlara…
AK Parti’nin yaşadığı 31 Mart hezimeti sonrasında en çok eleştirilen isimlerden biri bence hezimet ile en az alakası olanlar arasında yer alan AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak oldu. Çünkü herkesin bildiği gibi Albayrak eski İl Başkanı Reyhan’ın görevden alınması sonucu seçimlere kısa bir süre kala İl Başkanı olmuştu. Albayrak bu sebeple tabiri caizse elindeki malzeme ne ise onunla seçime girdi ve başkalarının başarısızlığını sırtlandı.
Yine de bu başarısızlık az daha Albayrak’ın üzerine kalıyordu ve günah keçisi Albayrak oluyordu. Tahminlerimce Ayşen Gürcan, bu süreçte Albayrak’ın arkasında durdu ve onu kendi ekibinde yer almaya davet etti. Yani uzun lafın kısası Gürcan’ın yönettiği AK Parti Eskişehir’de yer alacaksan koltukta da kal dendi Albayrak’a. O da bunu yaptı…
Gürhan Başkanın söylemlerinde son dönemde oluşan keskinlik ve bol çıkışlı, sert eleştirili açıklamalar tam da dediklerimi işaret ediyor…
Çünkü medya gücünü artıran Gürcan AK Parti’si, kamuoyuna aktardığı söylemleri son dönemde keskinleştirdi. Albayrak da aynı çizgide yoluna devam ediyor.
Bu konuda örnekler Albayrak ve AK Parti medyasıyla da sınırlı değil. Nezaketi, samimiyeti ve alçakgönüllü konuşmaları ile tanıdığımız AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Sivri’nin son dönemde Büyükşehir Meclisi’nde takındığı tavır da Gürcan’ın yarattığı yeni dönemin etkisi demek hiç yanlış olmaz. Bunun yanında AK Parti Grubu’nun sözcülerinden Özlem Ünalır’ın geri plana atılması ve söylemleri sert olan, patavatsız çıkışları ile bilinen Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Güneş’in partisinin grup sözcüleri arasında Sivri’den sonra başı çekmesi de yeni Gürcan döneminin önemli adımlarından.
Zira Özlem Ünalır içinde bulunduğumuz dönemde AK Parti Eskişehir İl Kadın Kolları Başkanlığı görevinden de alındı…Kendisi ayrıldım diyor elbette ama AK Parti’de genellikle ayrılık olmuyor, el çektirme oluyor…
Tüm bu anlattıklarımın yanında Gürcan’ın Eskişehirli Nebi Hatipoğlu’ndan çok daha fazla kent siyasetinde aktif olması, zaten varlığı yokluğu pek belli olmayan Fatih Dönmez’in tamamen geri plana çekilmesi, yerel kadrolara yeni bir dizayn yapılması, ilçe başkanları, gençlik kolları ilçe başkanları gibi noktalarda yapılan değişiklikler derken partide Eskişehir’in anahtarları Gürcan’ın eline teslim edilmiş görünüyor.
Bu görevi cesurca üstlenen ve siyasi tecrübe olarak gayet yeterli birikimi olduğu izlenimi veren Ayşen Gürcan, olası bir seçimde ve seçim öncesi süreçte yeniden yapılanma döneminde partisini yeniden ayağa, güçlü bir şekilde kaldırabilecek mi bunu göreceğiz. Yoksa Gürcan da Eskişehir’de AK Parti’nin kötü gidişatının önüne geçemeyecek mi? Üstelik AK Parti ülke genelinde bu kadar tartışıldığı bir dönemdeyken bu görevi üstlenmek neresinden bakarsanız çok zor. Sayın Gürcan’a kolaylıklar diliyorum…