Eskişehir'in gündeminde her zaman olduğu gibi elbette çok fazla konu var. Şehre şöyle genel bir bakış attığımda ise bazı konuların öncelikli konuşulması gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuların başında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'nin seçimler öncesinde yapacağını söylediği bence en önemli projelerden biri olan Halk Et var. Halk Et ve Halk Bakliyat ile başta dar gelirli vatandaşlar olmak üzere Eskişehirlilere ucuz kırmızı et ve bakliyat ürünleri sağlamak isteyen Başkan Ünlüce'nin Halk Et için düğmeye şimdiden basmış olduğunu düşünüyorum ya da umut ediyorum diyelim.
Halk Bakliyat'ı şimdilik bir kenara koyma sebebim ise hem bakliyatın kırmızı ete göre daha ulaşılabilir seviyelerde olması hem de bakliyatın tarlalara ekimi için belirli tarihlerin olması. Kırmızı et fiyatları almış başını gitmişken vatandaşın ucuz ete ulaşması aynı zamanda Eskişehir'de hayvancılığın ve mezbahacılığın gelişimi için Halk Et çok önemli bir proje.
Ayşe Başkan koltuğa oturduğu ilk günden bu yana yakaladığı başarılı ivmeyi Halk Et ile çok daha yukarılara taşır. Özellikle bu yıl bitmeden Halk Et ile ilgili somut adımlar atılırsa hem vatandaşlar hem de Ünlüce için büyük artı olur. Tekrar söyleyeyim benim için en öncelikli en önemli projelerin başında Halk Et geliyor.
Öte yandan Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş katılım gösterdiği Eskişehir Kahve Festivali'nde benim uzattığım mikrofona şehrin en önemli manşetinin, bu dönemde Eskişehir'e bir festival alanı yapılması olduğunu söylemişti. Ben de Celalettin Başkan'ın bu görüşüne katılıyorum ama tek bir fark ile...
Halk Et gibi tamamen vatandaşın sofrasını etkileyecek bir projenin ardından en önemli gündem bu olabilir. Festival alanı deyince aman aman öncelikli yapılması gereken bir projeymiş gibi durmuyor, kabul. Ancak Başkan Kesikbaş bu konuyu çok iyi özetlemişti. Festival alanı demek Eskişehir'in turizmine can katmak ve şehre katmadeğer sağlamak anlamına geliyor. Kültür-sanat ve iç turizm kenti olduğunu söylediğimiz Eskişehir'in şehir merkezine yakın bir festival alanı olmaması gerçekten büyük bir eksiklik. Bu denli canlı ve yaşayan bir şehirde festival alanı projesi de ivedilikle gündeme alınmalı.
Halk Et'ten festival alanına geçiş yaptım ancak; et konusuna kısaca geri dönmek istiyorum. Halk Et projesi vatandaşın sofrasına ucuz et getirmenin yanında şehrin hayvancılığına ve mezbahacılığına artı da katar demiştim. Bunun yanında şehrin önemli kültürel değerlerinin korunması adına da bu proje çok mühim.
Örneğin Sivrihisar sucuğu diye bir gerçek var bu şehirde. Hatta bu meşhur ürün için Sivrihisar'da oldukça yüksek katılımlı bir festival düzenleniyor. Ama bu festivalin sucuğu Sivrihisar'da hatta Eskişehir'de bir mezbaha veya entegre et tesisi olmadığı için Polatlı'dan geliyor. Yani Sivrihisar'ın meşhur sucuğunu Polatlı üretiyor. Neden bizim memleketimize mal olmuş bir ürün Ankara'dan alınıyor? Sebebi ise çok açık...
Mobil bir mezbaha Sivrihisar'a giderse ya da Eskişehir merkezindeki entegre et tesisi devreye girerse kesimler Eskişehir sınırları içinde yapılır. Böylece sucuğun işlenmesi de ilçe sınırları içinde ya da en azından Eskişehir'in merkezinde yapılır. Polatlı neden rol çalsın, neden Sivrihisar yerine Polatlı gelişsin? Burada şehir milliyetçiliği yaparım kimse kusura bakmasın.
Bir de yerel seçimlerde ağır mağlubiyet alan AK Parti cephesine bakalım...
AK Parti aldığı ağır mağlubiyet sonrasında hedef tahtasına İl Başkanı Gürhan Albayrak'ı koymuş gibi görünüyordu. Yerel seçim sürecinde ani bir değişim sonrası göreve gelen Gürhan Albayrak seçimde adayları belirenmesi hatta meclis üyesi adaylarının belirlenmesinde dahi hiç rol oynamadı desek yanlış olmaz. Albayrak'ı ben de daha önce biraz CHP İl Başkanı Talat Yalaz karşısında pasif kalmasından dolayı eleştirmiştim. Bunun dışında bir eleştiri Gürhan Başkan'a haksız yüklenmek olur. AK Parti halen bir günah keçisi arıyorsa ki arıyor diye biliyorum, bu Gürhan Albayrak olmamalı.
Tüm adayların belirlenmesinde, Eskişehir'deki seçim sürecinin ve Ankara bağlantılarının yönetilmesinde en etkin isim olan Ayşen Gürcan neden eleştirilmiyor? Ya da "Ben açık ara kazanırım. Aday ben olmak istiyorum." deyip de büyük farkla kaybeden Nebi Hatipoğlu neden suçlulardan biri ilan edilmiyor? AK Parti her zaman olduğu gibi yanlışı yanlışla kapatmaya çalışıyor.
Ayrıca AK Parti'de ilçelerden başlayan bir değişim olacağı konuşuluyordu. Bu hususta bile henüz bir gelişme olmaması partide pozitif havanın yeniden yaratılmasının da önüne geçiyor. AK Parti halen kan kaybediyor. Bunun müsebibi olan kişiler doğru saptanmadıkça da AK Parti'nin işi zor görünüyor.