Eskişehir Haber Ajansı (EHA) ile profesyonel bağlamda yolum 2024 ocak ayının sonlarında kesişti. O günden bu yana siyasi gündem olsun, spor gündemi olsun, kent gündemi olsun bir hayli yoğundu...

Herkes gibi ben de biraz yıprandım. İşlerin yoğunluğundan, koşturmadan bir türlü kısa da olsa bir mola verme fırsatı bulamamıştım. Kısmet ağustos ayının sonunaymış.

3 günlük bir kısa tatile çıkıyorum. Tatil deyince öyle aklınıza şaşalı işler gelmesin. Oldukça mütevazı, Karadeniz kıyısında 3 gün kafa dinleme seansı diyelim. Ülkenin içinde bulunduğu malum ekonomik şartlarda, bir basın emekçisinin yapacağı maksimum tatil de ancak bu kadar olur. Yine de buna da şükür diyelim...

Bu sebeptendir ki 3-4 gün kadar yazılarımla sizlerle olamayacağım. Beni takip eden, okuyan herkese buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim. Bu kısa arayı bir sezon arası olarak değerlendiriyorum. Yeni sezona daha dinç, daha güçlü dönmek adına bu arada gündemden uzak kalmak, mümkün olursa telefonu bir köşeye atmak istiyorum. Bu nedenle de kent gündemini, ülke gündemini siz değerli okurlara ve değerli meslektaşlarıma emanet ediyorum.

Yeni haftada bomba gibi konularla karşınızda olmak dileğiyle...

Yazımı bugün dilime dolanan şu dizelerle sonlandırmak istiyorum...

"Meltemin estiği gökyüzünde seni bekleyen özgürlük var.

Gel gör ki sen;

'Ya düşersem?' diye sorup duruyorsun.

Peki canımın içi...

Ya uçarsan?"

Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiler, saygılar...