İYİ Parti'de Müsavat Dervişoğlu'nun genel başkan koltuğuna oturması sonrasında parti yeniden ayağa mı kalkacak yoksa İYİ Parti'deki düşüş devam mı edecek?
Bu soruya benim cevabım İYİ Parti'nin aşağı yöndeki ivmesinin devam edeceği yönünde olacak. Sayın Müsavat Dervişoğlu belki düşüşü bir süre süspanse edebilir ancak; İYİ Parti'nin kurtuluşu için Türkiye siyasetinde "güçlü lider" imajı çizebilecek bir figüre sahip olması ve parti tabanında artık ciddi bir tutarlılık gerektiğine inanıyorum.
Müsavat Dervişoğlu, Milliyetçi kanat için güçlü bir isim elbette. İsminden, ailesinin geçmişinden biliyoruz ki İttihatçı kökenden gelen, ailesi tarafından milli duyguları yüksek şekilde yetiştirilen, sağ kanatta önemli roller oynayan bir genel başkan Dervişoğlu. İYİP bu açıdan etkin bir figür ile yola devam edecek. Bu isim seçimi kazanma noktasına gelen Koray Aydın da olabilirdi, M. Tolga Akalın gibi İYİ Parti'nin evlatlarından biri de. Ancak hiçbiri diriliş hareketini başlatacak isimler ya da Türkiye'nin genel siyasi yapısında partiyi top noktaya taşıaycak isimler değil.
Bir de İYİ Parti'nin lider tercihinden de ziyade tabanda, örgütleşmede ve hangi ideolojiyi partinin merkezine oturtacacğı konularında netleşmeyen durumları mevcut. İYİP bunları kuruluş gününden bu yana tam manasıyla çözemedi. Sadece ilk dönemde yakalanan "küskünler" hareketi ivmesi ile İYİ Parti'nin tabanındaki ideolojik kaos göz ardı edildi ve göreceli bir başarı yakalandı.
Başarı varken bunları konuşmamak normal karşılanabilir ancak; ortada bir başarısızlık söz konusu olduğunda ise defolar ortaya direkt olarak çıkıyor ve sorunun kaynağına tak diye oturabiliyor. Taban bunlardan biri...
Yani, anlatmak istediğim İYİ Parti'nin önünde tabandaki karmaşa, örgütlenmede belli başlı sıkıntılar gibi sorunlar varken şimdi bir de "güçlü lider figürü" sorunu eklendi. Kurucu Genel Başkan Meral Akşener her ne kadar son dönemde tartışılan bir isim olsa da onun yarattığı etkin figürü Müsavat Dervişoğlu'nun yaratabileceğini ben düşünmüyorum. Çünkü tek boyutlu bir lider parti yapılanmasını da kendi dar eksenine çekecektir. Bu da İYİ Parti'nin bir sonraki seçimlerde baraj altında kalmasını beraberinde getirecek gibi görünüyor. Bu durumun tipik örneğini Zafer Partisi'nde de net şekilde görüyoruz. Özdağ çok büyük bir figür, güçlü bir lider portresi çizmesine ve Zafer Partisi tabanının siyasi olarak tek noktada birleşmesine karşın bile Zafer Partisi istediği sonuçları net şekilde alamıyor. Bu da Zafer'in tek boyutlu bir siyaset yapmasından kaynaklanıyor.
Dervişoğlu gibi milliyetçi ve sert bir liderin İYİ Parti'yi de aynı tek boyutlu çizgiye çekeceğini düşünüyorum. Bunun getirisi de tabanda dağılmalar olarak karşımıza çıkacak. Keskin milliyetçi kanat dışında parti tabanında ciddi bir farklı yollara geçiş olacağını öngörüyorum. Milliyetçi kanat da son olarak çareyi ya tek bir çatı altında birleşmede bulacak ya da parti eski günlerinden uzak tabiri caizse bir "tabela partisi" olma yolunda ilerleyecek.
İYİ Parti'nin naçizene fikrime göre yapması gereken Müsavat Dervişoğlu gibi güçlü ama tabiri caizse bir "orta yolcu" figür de yaratabilecek, aynı zamanda ise tek boyutlu olmayan bir lidere yönelmesi gerekiyordu. İkincisi bu lider öncülüğünde tabanında yer alan pek çok farklı görüşten insanı bir arada tutacak formülü, "demokrat" yapıyı net şekilde inşa etmesi gerekiyordu. Şimdilik bu dediklerimin dışında bir gidişat partideki genel havaya hakim.
Elbette bir de geçmişe bakarsak Sayın Akşener'in "6'lı Masayı" dağıtması akabinde yeniden masaya oturması, genel seçimlerde İYİ Parti Millletvekilliği listelerinin bazı yerlerde üst sıralarına, partili değil "para babası" isimlerin yazılması, yerel seçimlerde partinin savruk görüntüsünün getirdiği "etki" kaybı gibi durumlar da İYİ Parti'de Meral Akşener döneminin sonunu hazırladı. Ve bu görece zayıf dönemin başlamsına neden oldu.
Akşener sonrasında ve bu dönemin ilerleyen sürecinde, İYİ Parti'nin hayatta kalması bence mucizelere bağlı. Türkiye siyaseti her şeye gebe olsa da Akşener'in rüzgarıyla doğan, Erdoğan'a güçlü muhalefet ile büyüyen bir partinin günden güne savruklaşan imajı keskin ve sert milliyetçi bir lider ekseninde toparlanamayacaktır. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi son seçimde elde ettiği gücü elinde tutmayı başarır ve tüm Türkiye'deki kırgınları kendi çaıtısı altında birleştirmeyi başarırsa o zaman İYİ Parti için çok daha zor günler başlayacaktır.
Ben Miliyetçi Hareket Partisi için de sebepleri aynı olmasa da sonu benzer senaryolar gördüğümü söylemiştim. Milliyetçi kanatta yaşanan tüm bu gelişmeler MHP çatısı altında, Bahçeli'den farklı bir lider önderliğinde güçlü bir ittifak oluşması artık kaçınılmaz görünüyor. Bu ittifak kurulduğu takdirde İYİ Parti'nin ilk katılan parti olacağını da düşünüyorum.
Lafı çok uzatmak istemiyorum. İYİ Parti'ye kuruluş döneminde, babası emek vermiş, üye olmuş, ilçe yönetiminde yer almış, partili birçok dostu olan bir gazeteci olarak, İYİ Parti'ye çok uzak olmayan bir pencereden bakarak düşüncelerimi aktarıyorum. İYİ Parti bu görünümde, milliyetçi bir ittifak içine dahil olmak dışında tabela partisi olma yolunda emin adımlar ile ilerler.
İYİ Parti Genel Başkanlığına seçilen Müsavat Dervişoğlu ve İYİ Parti GİK Üyesi olan Eskişehirli Melih Aydın'ı buradan bir kez daha tebrik ediyorum.
Herkese iyi haftalar diliyorum. Saygılar, sevgiler...