Dertsiz baş bostan korkuluğundadır derler, eyvallah deriz...
İnsan adil, çevresindeki haksızlıklara müdahil olduğu müddetçe dertlenmenin türlüsünü yaşar. Maziye karışmaya lüzum olmaz, geçtiğimiz birkaç günde bile Hayvanı Koruma Kanunu, Instagram'a getirilen erişim kısıtlaması, %227ye çıkan gümrük vergisi...
Hayatla bir kavgası olmayan adamı dahi dert babası yapar canım vatanım ve bitmeyen gündemi.
Ülkenin derdi bitmediği gibi Eskişehir'in de derdi bitmez. Fakat durum farklıdır. Hayatın akışına tesselli olan "dert herkeste var" gibi beylik laflar söz konusu Eskişehir olunca kıymetiharbiyesini yitirir. Eskişehirliye dertler bile isteye yaratılır. Hiçbir zaman istediğini tam olarak alamayanlar Eskişehir'i cezalandırır.
Eskişehirliye "gümüş" tepside sunulan yeni dert Alpagut- Atalan siyanürlü maden projesi.
Eskişehir'in en kıymetli topraklarında Tepebaşı İlçesi Atalan Mahallesi ve Mihalgazi İlçesi Alpagut Mahallesi mevkisinde, siyanürlü altın ve gümüş madeni açmak için harekete geçildi.
En kıymetli ve değerli topraklar çünkü ülkenin narenciye ve sebze ihtiyacının yüzde 20'si maden yapılmak istenen alan ve çevresinden karşılanıyor. Iğdır'la birlikte 7000 kilimetre kare ülkemizde mikroklima özelliği olan iki bölgeden biri.
28 endemik bitki türü, 61 omurgalı tür ve 128 kuş türü bulunan ormanları, tarım alanları, meraları, akarsuları ile bilinçsizce ateş dahi yakılmaması gereken bu milli değer yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Bu 2700 hektar ruhsat alanına sahip "mega" çalışma hayata geçirildiği takdirde; ağaçlarımız kesilecek, tarım arazileri zarar görecek, maden çalışmalarında kullanılan milyonlarca ton su yüzünden kaynaklarımız kuruyacak.
Arsenik, kurşun, cıva gibi ağır metaller, Sakarya Nehri’ni de besleyen yer altı sularına karışacak.
Sebze bu suyla sulanacak, hayvanlar da bu sudan beslenecek. Pazardan alıp eve götürdüğün aileni beslediğin roka, tere otu, taze soğan, maydonoz zehir olacak onlara.
Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, anormal doğumlar, KOAH, kanser... Yıllar geçecek, bugün tepki göstermediğin projeler senin karayazın olacak.
Mesele bu kadar ciddi. Süreç ise ilerlemeye devam ediyor. 1 Temmuz 2024’te, ÇED başvuru dosyası Eskişehir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne teslim edildi. Teslim ettikten 5 gün gibi kısa bir sürede başvuru uygun bulundu ve Bakanlığın sisteminden duyuruldu.
Gözleri şimdiden 15 Ağustosta yapılacak Halkı Bilgilendirme Toplantısına çevirmekte fayda var. Sivil toplum ve "dertli" kamuoyu olarak Alpu'da olduğu gibi alanda olmaya, köylülerimizin yanında durmaya, en önemlisi konunun ehemmiyetini onlara da anlatmaya ihtiyacımız var.
Özal'dan beri gelenektir, rant beraberinde süslü kelimeler getirir. İstihdam, iş, kazanç...
Hikayenin sonunda hem işinden olursun hem evinden.
Uzun lafın kısası bundan birkaç yıl önce bu şehir, Alpu Ovasına yapılmak istenen termik santrale karşı nasıl dik durup "Eskişehir Kıymetlidir" dediyse bugün de gereken duruşu göstermelidir.
Kutuplaşmanın hat safhada olduğu bu dönemde siyasi kimlik fark etmeksizin yeniden bir araya gelinmeli. Unutulmamalı ki günün sonunda hepimiz aynı belediye otobüsündeyiz.
En başında dedik, dertsiz baş yoktur. Varsın olmasın. Yeter ki bu sahici dert sahipsiz bırakılmasın.