Türkiye'de yoksulluk gitgide derinleşirken bu duruma çözüm olarak hükümet "Kamuda Tasarruf Paketi"ni devreye sokma kararı aldı. Bu paket ile bir nebze olsun kemer sıkmak istiyorlar ancak...
Kamuda Tasarruf Paketi ile ilgili konuşulacak çok şey var. Paketin içeriğini buraya yazmak ve lafı uzatmak istemiyorum. Zaten başta Resmi Gazete olmak üzere hemen her yerde detaylar var. İsteyen bakabilir.
Ben bu paket ile amaçlanan tasarrufu eleştireceğim. Evet, yanlış duymadınız tasarrufu eleştireceğim. "Neden mi?" derseniz tasarruf etmeyi eleştirmiyorum elbet, miktarı eleştireceğim. Bir de madem bu tedbirler ile de kamu kurum ve kuruluşları pek rahat çalışabiliyor, neden bu güne kadar israfın önünü açtınız sevgili hükümet? Bunu da eleştireceğim.
Tasarruf uygulamak 22 sene sonra yeni mi aklınıza geldi? Haydi yeni geldi diyelim, bu tasarruf paketi ile tasarruf edilmek istenen para 100 milyar TL. Yani, 3 - 3,5 milyar Amerikan doları gibi bir rakama tekabül ediyor. Türkiye'yi kurtaracak formül 3 milyar dolardan mı geçiyor? Bu kadar para ülkeyi ferahlatacak ise kamuya gelene kadar bu parayı hükümet; verdiği vergi aflarından, indirimlerden, işçisine sigorta bile yapmayan ve buna göz yumulan patronlardan pekala alabilir. Vergi kaçıran büyük, küçük esnaftan gelen bir meblağ da kasaya girse veya dev spor kulüplerine akıtılan devlet desteği, silinen borçlar da kasaya girse alın size kısa yoldan 3 milyar dolar. Bu mu yani, 50 tane tasarruf tedbiri alıp kasaya getireceğiniz para?
Kamuda tasarruf elbet olmalı. 3 milyar dolar da değerli bunu atlamıyorum fakat; bu tasarrufun yanında hükümet yukarıda yazdığım işlerde de tasarruf etse fena mı olur? Bir de bu tasarruf kamuda her kurumu, kuruluşu kapsıyor mu? Beştepe'de yer alan "Saray" da bu tasarruflara dahil mi? Orada da enerji verimliliği artırılacak, LED dönüşüme hız verilecek mi? İtibardan tasarruf olacak mı?
Şayet olmayacaksa, tepede bir şey değişmeyecekse tırnakta değişse ne olur? Bu iş havanda su dövmeye benzer. Onlarca uçak, yüzlerce araçlık konvoy ile dolaşan Sayın Cumhurbaşkanı da kemer sıkacaksa ben bu işi, kasaya giren miktar az da olsa alkışlarım. Ancak böyle bir durumun söz konusu olduğunu dahi düşünmüyorum. Düşünmememin sebebi de bugünkü siyasi iktidardır. Çünkü bu iktidar verdiği sözlerin büyük kısmını hiç tutamadı.
Ülke derin yoksulluk içinde savrulurken hamle yapmakta çok geç kalan hükümet, kamuda tasarruf ile ancak Genel Seçimler öncesi muhalif belediyelerin hizmetini kısıtlar. Başka da bir şey olmaz.
Ancak bilsinler ki derin yoksulluk, halkın maruz bırakıldığı bu derin yoksulluk yok olmadıkça bugünkü siyasi iktidar kendi yok oluşunun portrsini çizecektir.
Yoksul vatandaşın büyük kısmını sosyal yardımlar ile avucunda tutmaya çalışan siyasi iktidar, bunun da artık sürdürülebilir olmadığını çok yakında anlayacaktır. Kamuda tasarruf, halka himzetten götürecek ama karun gibi zenginler hala devletten vergi kaçırmaya devam edecekse...
Başka söze gerek yok.
Herkese iyi hafta sonları diliyorum. Sevgiler, saygılar...