Yeni vergi paketi, durmaksızın gelen zamlar ve bu zamlara bağlı alım gücünün düşüşü, orta direk tabir edilen sınıfın yıkılışı ve daha nicesi...

Tüm bunlara tek bir çerçeveden baktığımızda sevgili hükümetimiz sermayedar bir zümre dışında kalan hemen her vatandaşına, Türk Sanat Müziği'nin eşsiz eserlerinden biri olan ve güftesi Mehmet Erbulan'a ait olan şarkıda olduğu gibi "Kapat gözlerini kimse görmesin, yalnız benim için bak yeşil yeşil!" diyor. Yani, mevcut hükümet kendi vatandaşını bir gelir kapısı olarak görüyor ve vatandaşın göz bebeğinde yeşil dolarlar görüyor diyebilirim.

Zenginin yanında, sermayenin yanında olmasına alıştığımız sevgili hükümetimiz şimdi de en gaddar şekilde, yaşam savaşı veren vatandaşı vergiler ve zamlar ile vuruyor. Bu vergiler ve gelen zamlar elbette uzun yıllardır Türkiye'nin kaderi. Ancak son bir iki yılda olduğu kadar kol kanat kıran vergilendirme ve zam şekli bu ülke tarihinde ender rastlanan bir hadise. Belki de örneği hiç yok...

Orta direk olarak tabir edilen sınıfı deviren enflasyon, orta alt ve alt sınıfı zaten bitirmiş durumdaydı. Bunun üzerine Türkiye'de toplumun büyük kesimini temsil eden asgari ücretli, asgari ücretin bir miktar üzerinde kazananlar ve emeklilerin dezavantajına yapılan işler artık insanı çıldırtma noktasına getirdi.

Sabit maaşla ve düşük gelirle çalışan vatandaşların koşullarına gereken iyileştirmeler yapılmadan fiyatlara, vergilere yapılan güncellemeler hepimizi çok daha fazla hayat mücadelesinin içine dahil etti. Şimdi, tabiri caizse işin edebiyat kısmı bu şekilde...

Bir de reel atılımlar ve bazı rakamlar üzerinden bu vahim tabloya göz atalım.

Öncelikle yeni "Vergi Paketi" ile gelmesi beklenen düzenlemelere bakalım...

Toplumda dezavantajlı olan, zaten hayati engel taşıdığı için yaşamda zorlanan, iş hayatında zorlanan engelli bireylerin vergi istisnalarının kaldırılması söz konusu. Yahu nasıl isyan etmeyeyim. Her şey bitti, tüm para kaynakları sermayedarlar ve devleti sömürenler tarafından tüketildi, iş engelliye uygulanan vergi istisnasına mı geldi? Yazık, çok yazık...

Son günlerde büyük gündem yaratan yurt dışı çıkış harcı da var elbet.

Bu harcın zamlanma nedenlerini de uzun uzun anlatabilirim ancak kısa keseceğim. Harcın artışında insanların yurt içinde tatil yapmak yerine yurt dışını tercih etmeleri ve hükümetin parayı ülkede tutma arzusu, hükümetin zorunlu yurt dışına çıkmak zorunda olanlardan ek gelir elde etme çabası gibi temel sebepler bile işin ne boyutlara geldiğini anlatmaya yeter.

Haydi diyelim ki yurt dışını boş verin. Engelliler de artık başının çaresine baksın...

Peki, konut kira gelirlerine %20 stopaj kesintisi getirmek, üzerine de kira zammına uygulanan %25 yasal üst sınırı kaldırmak hangi niyetin, hangi zekanın ürünü?

Bu durumun tamamen ev sahibini koruyacağı ve üzerine mevcut hükümete inanılmaz bir gelir kapısı yaratacağını görmüyor muyuz? Sevgili hükümetimiz zaten kıt kanaat geçinen vatandaşının, kiracıdan alacağı parayla mı ekonomiyi kurtarmaya çalışıyor? İnsanlar ne yapacak, nasıl yaşayacak?

Eskişehir'de, örnek veriyorum 7 bin TL olan bir evin kirası %25 üst limit uygulandığı takdirde en fazla aylık 8.750 TL olabiliyordu. Şimdi sınır kalktı ve bir de üzerine %20 ev sahibine stopaj vergisi geldi. Ev sahibi ne yapacak? İyi niyetli olanları ve vicdanlı olanları tenzih ediyorum ama sadece %25 kalkmış olsa örneğin 10 bin TL yapacağı aylık kirayı en az 12 bin TL yapacak. Bunun nedeni açık 10 binden 2 bin vergi ödeyip cebine 8 bin kalacağına 12 binden 2.400 TL ödeyecek ve cebine 9.600 TL kalacak. Yani devlete verdiği vergiyi kiracıya yansıtacak. Hatta bunun çok üzerinde rakamlar da talep eden olacak. Hükümete sormak istiyorum. Kendi kasanızı doldururken ev sahiplerini koruyan bu yasayı çıkarmak ne anlama geliyor? Kirada yaşamak zorunda olan vatandaşa sokakta kalın ama biz vergi ile kasayı dolduralım diyorsunuz. Öyle şeyler söylemek istiyorum ama neyse...

Bir başka meseleye gelelim.

Gıda, barınma, eğitim ve hiyjen gibi temel ihtiyaca yönelik alanlarda fiyatlar sürrekli artarken emekli ve dar gelirliye uygulanacak zamları içine sindirebilen var mı? Ha bir de bu zamlar kesinleşmiş bile değil! Hala düşünülüyor, vallahi bravo!

Hatipoğlu ve Güler'in Vergi Paketi Konusuna Bakış Açılarını da Eleştireceğim

AK Parti Eskişehir Milletvekili olan ve dev bir sanayici olan Nebi Hatipoğlu, birkaç gün önce yaptığı açıklama ile hem Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek'i hem de "Yeni Vergi Paketi"ni savundu. İktidarın vekili olan Hatipoğlu'nun resmi X hesabından yaptığı açıklama şu;

"Yeni vergi paketi üzerinden, malum medya ve yardakçıları her zaman ki gibi vatandaşlarımızı kışkırtmaya yönelik tezvirat üretimini sürdürüyor. Yıllardan beri ‘az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın’ diyenler, reform niteliği taşıyan yeni vergi paketine ucuz eleştiriler yöneltiyorlar. Sevgili kardeşlerim; öncelikle yeni vergi paketi konusunda çarpıtmalara kesinlikle kulak asmayınız. Gıda başta olmak üzere, zaruri ihtiyaçlar dahlinde hiçbir konuda vergi artışı olmayacak. Peki vergi paketinde neler var? Öncelikle çok uluslu şirketlerden küresel asgari kurumlar vergisi alınacak. Ülkemizde 2 binden fazla çok uluslu şirket iştiraki bulunmakta ve yapılan incelemelerde büyük vergi kayıpları gözlendi. Yeni paketle bu küresel şirketlerden yaklaşık 3 milyar dolar vergi geliri oluşturacak bir düzenleme geliştirildi. Zirai, ticari ve serbest meslek sahiplerine yönelik düzenleme ise çok hakkaniyetli. Bu grupta işletme sahibi birçok vatandaşımız vergisini öderken, bazı şirketlerde ise vergi kaçağı tespit ediliyor. Şöyle düşünün, milyonlarca liralık ticaret var. Şirket 5 yıldır sürekli zararda ya da işletme var ama müşterisi yok. 1 TL vergi ödenmemiş. Hepimiz biliyoruz ki; birçok meslek grubu ödemeleri elden nakit olarak alıyor. Artık bu durum ortadan kalkacak. Serbest meslek grupları minimum asgari ücret kazandı sayılacak ve üzerinden vergilenecek. Diğer şirketlerde ciro üzerinden belli bir oranda vergi ödeyecekler. Yap-işlet-devret modeli ile kamu-özel işbirliği projeleri ile faaliyet gösteren kurumlar elde ettikleri kazançlar üzerinden vergileri yüzde 30’a çıkartılacak. Son olarak da ticari bir faaliyet olan kripto para işlemlerinden elde edilen gelire yönelik bir vergilendirme pakette mevcut. Şimdi soruyorum, bunların hangisi ücretli kesimi, dar gelirliyi etkiliyor? Büyük ticari faaliyet yürüten gruplar ve hepimizin bildiği vergi kaçağı oluşturan alanlar hariç herhangi bir ek vergi pakette bulunmamaktadır. Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek’in ekonomi programı tıkır tıkır işlemektedir ve çok yakında yaşadığımız duraksamayı el birliği ile aşacağız. Sizden ricam, yalan-dolan-çarpıtma siyasetine müsamaha göstermeyiniz."

Bu uzunca sayılabilecek açıklamada dikkat çeken bir nokta var...

"Şimdi soruyorum, bunların hangisi ücretli kesimi, dar gelirliyi etkiliyor? Büyük ticari faaliyet yürüten gruplar ve hepimizin bildiği vergi kaçağı oluşturan alanlar hariç herhangi bir ek vergi pakette bulunmamaktadır. Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek’in ekonomi programı tıkır tıkır işlemektedir ve çok yakında yaşadığımız duraksamayı el birliği ile aşacağız. Sizden ricam, yalan-dolan-çarpıtma siyasetine müsamaha göstermeyiniz."

Ben de Nebi Bey'e sormak istiyorum. Sermaye grubunu ilgilendiren maddeleri sıralayıp, benim yukarıda yazdığım maddeleri yok saymak nasıl bir algı yaratmaktır?

Dar gelirli her hamleden etkilenir. Sermayedarlara uygulanan her vergi vatandaşa yansır Nebi Bey, bunu da ben size söylemeyeyim. Bu denli büyük bir sanayici, bir milletvekili olarak duruma hakim olduğunuzu adım gibi biliyorum. Lütfen, vatandaşın mağduriyetini savunun, milletin vekili vatandaşı savunmalı!

Geleyim Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler'e...

Metin Bey, yeni vergilendirme sisteminin esnaf ve sanayiciyi dara sokacağına yönelik bir açıklama yapmış. Bu açıklama biraz daha anlaşılabilir elbet. Çünkü Metin Güler konumu gereği esnafı savunmak zorunda. Ancak atladığı bir nokta var. Esnafın ayakta kalması için vatandaşın da ayakta kalması lazım. Vatandaşın büyük bölümü biterse esnaf da biter.

Şimdi sabit maaşlı, düşük gelirli grubun alım gücü düşerse esnafın satışı azalır. Esnaf zor duruma böyle düşer. Esnafın elinde bir de zam yapmak gibi bir koz var. Vatandaş ne yapacak peki? Bu vergiler zamma dönüşürse vatandaş nasıl yaşayacak?

Esnafın yanında olun sanayicinin yanında olun ama vatandaşın da yanında olduğunuzu görelim!

Bu meselelerin boyu çok uzun. Daha çok fazla şey konuşulur, konuşacağım da! Ben her zaman dar gelirlinin, çocukları açlıktan ölecek duruma geldiği için çaresiz kalıp hayatına son veren anne babaların, emeklilerin, evsizlerin, emekçilerin sözcüsü olacağım!

Herkese iyi günler diliyorum. Sevgiler, saygılar...