Recep Taşel, CHP İl Başkanı…

O beni hatırlamaz ama çok eskiden tanırım kendisini.

Sempatik, nazik, hitabeti düzgün bir isimdir. İl Başkanlığı dışındaki siyasi performansı ise CHP adına çok başarılı, çok kimlik sahibidir.

Lakin dost acı söyler,

Sevgili Recep Taşel zor bir göreve talip oldu, seçimi Odunpazarı delegasyonun katkılarıyla aldığı an kendi kabul etmese dahi tartışmaların tarafı oldu ve niyeti öyle olmasa dahi bu önyargıdan kurtulamayan bir siyasetçi durumuna düştü.

Eğri oturup doğru konuşalım.

Milletvekili ve Belediye Başkan Adaylarını geçtim meclis üyelerini dahi Büyükerşen’in belirlediği bir partide diğer Recep Taşel kim gelirse gelsin istediği performansı gösteremez.

Örgütü güçlendirecek, etkin kılacak ve gündeme sadece kendi iradesi ile cevap verip denge kuramaz.

Taşel’den önce de durum farklı mıydı?

Sinan Özkar, Rabia Akman’ın Başkan Taşel’den tek farkları hoca ile aralarının bir süre iyi olması değil miydi? Ara bozulunca mevcut il yönetimine atama yapılmadı mı?

Peki, Abdülkadar Adar ve ekibi görev yaparken Kazım Kurt çıksa ve Adar Büyükşehir İl Başkanı hiç bizim bölgeye uğramadı deseydi itiraz eden olur muydu?

O yüzden CHP’de bu tartışmalar ilk kez yaşanmıyor. Sadece taraflar değişti ve soğuk savaş bir süredir sıcak hatta el yakan bir kıvama geldi.

Odunpazarı cephesi örgüte daha fazla sirayet etti, denge gözle görülür şekilde Büyükşehir ve Tepebaşı kısmını dışarıya itti.

Hoş, Taşel ve ekibi kongrenin ardından ne yaparsa yapsın sonuç değişmeyecekti. Zira biliyoruz ki diğer belediye başkanlarından randevu dahi alamadı.

Ancak Taşel ve yönetiminin CHP Büyük Kurultay sürecinde çarşaf listeyi delen Gaye Usluer ve Büyükerşen’in adayı olarak anahtar listede yer alan Nuray Akçasoy’a bakış açıları bu küslüğü sürükleyen etkenler olmadı mı?

Kurultay delege listesinden anahtarcık listelerle Ahmet Ataç’ı elemek, Büyükerşen’in üstünü çizdirmek kişilere değil elbette kazanan il yönetimine fatura edilen bir hamle olacaktı.

Dolayısıyla Taşel ben Belediye Başkanları örgüt işlerine karışmasın, kongre sürecine müdahil olmasın derken maalesef doğru cümleyi yanlış zamanda kuruyor ve hata ediyor.

Taşel seçilirken belediye müdahil olmasaydı bugün bu beyanatı veremezdi. Ancak doğru zamanda doğru beyanatı vermiş olurdu.

Seçildikten bir süre sonra ağırlığını koyup Belediye Başkanlarına karşı bu tavrı somut olarak gösterseydi yine ciddi bir karşılık bulurdu.

Ancak bugün aynı şeyi söyleyemeyiz…

Her şeye rağmen tüm sürecin kurbanı olarak Taşel’i hedef göstermek kolaycılıktır ve samimi olmaz.

Örgüte ben siyaset yapıyorum arkadaş diyerek direkt müdahil olan Kazım Kurt ne kadar hatalıysa örgütü saymayan ama tüm CHP’yi kongreden kongreye dizayn etmeye çalışan Büyükerşen’de o kadar hatalıdır.

Başka bir açıdan bakarsak çıkan sonuçtan rahatsız olan ama örgüt seçimlerine yakından müdahil olmayan Ataç’ın da hatası vardır.

Örgüt tartışmaları olurken örgütten değilmiş gibi seyirci duran ilçe başkanları Rahmi Çınar ile Atilay Dalgıç’ta hatalıdır.

Tüm sürece isyan edip delege seçimlerinde oy kullanmaya gelmeyen, yarışmak isteyen adaylara ön açmayan CHP’nin önde gelemeyen önden gidenleri de masum diyemeyiz.

Özetle burası CHP ve Baykal ile kurultay delegeleri partiyi devir aldıklarından bu yana Eskişehir’de, Ankara’da, İzmir’de de yani tüm Türkiye’de işler böyle ilerliyor. Tepe değişmedikçe aşağısı değişmiyor dostlarım…