31 Mart yerel seçimleri sürecinde, Eskişehir’de en çok gündeme gelen metaforlardan biri de “sosyal belediyecilik” oldu.
“Sosyal Belediyecilik” kavramına neden metafor dediğimi merak edenler olabilir. Ülkemizde her kavramın olduğu gibi sosyal belediyecilik kavramının da içi boşaltılmış durumda ve aslında standart belediye hizmetleri “sosyal belediyecilik” olarak vatandaşlara amiyane tabirle yedirilmeye çalışılıyor. Bu sebeptendir ki sosyal devlet politikaları içinde çok önemli bir kavram olan sosyal belediyecilik gerçekçi anlamda yolun sonuna gelmiş durumda bile diyebiliriz. Gerçekten sosyal belediyecilik kavramını bilen ve uygulmaya çalışan az sayıda belediye ve az sayıda başkan, başkan adayı var olarak da bu durum açıklanabilir. Yani, "sosyal belediyecilik" artık rahatça bir metafor olarak kullanılabilir.
Sosyal belediyecilik, sosyal devlet anlayışına mensup yapılarda ve devletlerde farklı şekilde uygulanırken kapital sistemi benimseyen, neo-liberal devlet yapılarında ise farklı bir anlam ifade ediyor. Önce bu farkı iyi anlamak ve etüt etmek lazım. Elbette ben bir sosyolog veya kamu yönetimi uzmanı değilim. Ancak bildiklerim bu iki farklı “sosyal belediyecilik” kavramını açıklamaya yeter diye düşünüyorum.
Yeni Türkiye gibi devlet yapısının sosyal devletten çok uzaklaştığı ülkelerde sosyal belediyecilik tamamen merkezi hükümetin eksik kaldığı veya vatandaşlarına sağlamadığı hizmetleri tolore etmek için duyulan bir ihtiyaçtır. Sosyal devletlerde ise sosyal hizmetleri ve destekleri yerel yönetimler ile halka çok daha güçlü ve etkin ulaştırmanın bir yöntemidir diyebiliriz.
Buradan da anlayabileceğimiz üzere Türkiye’de sosyal belediyecilik kavramının içinin boşalma sebebi bu kavramın yanlış algılanması ve kullanılması yüzünden. Günümüz Türkiye’sinde sosyal belediyecilik kavramını Eskişehir’de muhalefet belediyeleri belirli ölçülerde, doğru anlamı ile kullanabilir ve uygulayabilir. İktidar partisi adayları ise bu söylemi kullanırsa bence büyük hata eder. Neo-liberal bir yapıda, sosyal belediyecilik övgüsü yapmak merkez hükümetin çok etkisiz kaldığını ifade eder ki bu da kendi kalene gol atmaktan başka bir şey değil.
Eskişehir’de bu söylem tüm adayların diline dolanmış durumda ama; iyi bir şey gibi görünen bir kavramı kullanmak bile aslında farkında olmadan size zarar verebilir. Vatandaşı da bu şekilde yanıltmak bence siyaseten çok etik değil. Çıkıp, “Biz güçlü hizmet, güçlü yatırım ve farklı bir belediyecilik anlayışı ile geliyoruz.” derseniz kabul. Lakin “Asıl sosyal belediyeciliği biz getireceğiz.” derseniz şu günün konjöktüründe hata etmiş olursunuz.
Onun için sosyal belediyecilik kavramını iyice içini boşaltmadan bir kenara bırakmak lazım. Zaten bugüne kadar da yeterince gündem oldu. Tam manasıyla anlamı kavranamayan kavramlar gün gelir başa bela olur. Bu da benden siyasilerimize naçizane bir tavsiye…
Herkese iyi günler, sevgiler, saygılar diliyorum.