Siyasete, şehre ve gündemde vuku bulan olaylara genelde farklı yönlerden bakmaya çalışıyorum. Tartışmayı ve tartışmanın zihinde açtığı bakış açılarını çok seviyorum. Tabi bazı konuları sulandıran, öznesinden ayıran ve basite indiren bakış açılarından da bir o kadar rahatsız oluyorum.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in 6. Kez Adayım açıklaması da buna canlı bir örnek.

Ben de nice şehir insanı gibi bu adaylığa eskisi kadar sıcak bakmıyorum. Ama benim sıcak bakmama sebebim herkes gibi yaş meselesi değil.

Hoca ya da başka bir ismin kaç yaşında olduğu inanın önceliklerim arasında yok. Zihin sağlam olduktan sonra yaş ile ilgili takıntılardan uzağım.

Hatta Hoca’dan 20 yaş genç olmama rağmen benden daha sağlıklı ve zinde olduğuna eminim.

Benim bu adaylığa karşı çıkma sebebim tamamen yerel yönetim anlayışı ve vizyonel bir heyecan eksikliğinden kaynaklanıyor.

Hoca sağ olsun 1999 – 2009 arasında şehri amatör kümeden aldı ve şampiyonlar ligi seviyesine çıkarttı.

2009 – 2014 döneminde tempoyu biraz düşürdü ama iddiasını sürdürdü.

2014’den sonra ise iddialı başlayan ama iddiadan uzak, belli klişelere sıkışmış ve kendi liginde orta sıralarda yer alan bir şehir yönetti.

Eskisi kadar iddialı bir şehir değiliz. Eskisi kadar heyecanlı değiliz. Ve terazinin kefesinde yer alan artı ile eksiler dengesinde artık eksi kısım ağır basmaya başladı.

Yaşlı olmasa bile yorgun, mental açıdan tükenmiş, imza projelerden korkan, meclis çoğunluğunu alarak elinde yatırım yapmak için bahanesi kalmayan, kendi bakış açısını trafik ve altyapı, kültür sanat icraatları ile tüm şehre dayatmaya çalışan bir belediyecilik anlayışı ile karşı karşıyayız.

Altyapı sorunlu, trafik ve ulaşım sıkıntılı, imar ve dönüşümde Kütahya’nın bile gerisinde kaldık. Sanayiye bakış açısı bencil ve yeni bir şey vaat etmekten uzak, komşu şehirlerle bile yarışamaz bir gerileme dönemindeyiz.

Başka ve acı bir gerçekle dile getirmek gerekirse Büyükerşen ve ekibi için dönem artık Lale Devri değil. Gerileme dönemi.

Yapılan güzel ve çok nitelikli işlerin hatırına daha önce vefa göstermiş seçmen ve siyasi yapı yeni bir 5 yıl tahammülüne çok sıcak bakmıyor.

Seçim meydanlarında 20 yaşında olan bir genç ülke yönetiminde Recep Tayyip Erdoğan’dan başka bir isim görmedi diyen CHP’liler 25 yaşında başka bir Büyükşehir Belediye Başkanı görmemiş gençlere verecek cevap bulamıyor.

Şahsen pek çok kişi gibi bende artık Eskişehir’e yeni bir heyecan, değişime dair başka bir vizyon hizmet etmeli diyorum.

Büyükerşen’in şehrin özgür ve çağdaş ruhuna katkı yaptığını kabul ediyor ama bu ruhun sadece Yılmaz Büyükerşen’in meziyetine indirgenmesine itiraz ediyorum.

Biliyorum ki bunda Eskişehir’de yaşayanların da payesi var. Yani Büyükerşen Kayseri, Konya, Kütahya’da Belediye Başkanı olsa bunları yapabilir miydi?

Son olarak şehirde yarım ağızla konuşan, duygularını direkt ifade etmekten kaçınan ama sürekli değişim olmasını isteyen isimlere bir notum var.

Kazanmanın ve insanları inandırmanın ilk adımı cesarettir. Cesur olanlar başarır, cesur olanlar ikna eder ve ancak cesur olanlar, kavga etmeyi göze alanlar kazanabilir.

Samimiyetinize şehir insanı da ikna olsun isterseniz lütfen cesur olun!