Baştan belirteyim ki bu yazının siyasetle uzaktan yakından bir ilgisi yok. İçinde herhangi bir söylenti, dedikodu, tahmin olmadığı gibi çoğu insanın ne yazık ki dertlenmediği bir konudan yani deprem ve bilim arasındaki ilişkiye dair bir çelişkiden bahis açacağım.
Ne yazık ki Eskişehir Osmangazi Üniversitesi son yıllarda deprem ve fay hattı ile ilgili pek çok şüphenin merkezi konumuna düştü.
Sorgulanan ve tam olarak cevabı alınmayan pek çok önemli soru var.
Üniversite alanı içinden fay hattı geçiyor mu?
Geçmiş dönemde yapılan ve her gün on binlerce insanın kullandığı binalar deprem koşullarına uygun mu?
Olası bir depremde karşımıza insan ihmaline dayanan acı bir bilanço çıkar mı?
Bu soruların sık sık tekrarlanması ve gündeme gelmesindeki en büyük sebeplerden birisi de ESOGÜ’nün kurumsal iletişim adına muhatap tanımaması ve bazı sorulara ancak cimer üzerinden cevap vermesi.
Ancak verilen cevaplar konusunda yaşanan çelişki sadece biz sıradan insanların değil bilim insanı olarak bildiğimiz insanlar arasında da siyah ile beyaz gibi tezat oluşturacak cinsten.
Bu tezat durumun son örneği ESOGÜ içinden geçtiği iddia edilen fay hattı ile ilgili iki bilim insanı, iki profesörün yaptığı açıklamalar.
İlk açıklama ESOGÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Altunel’den geldi ve Altınel “Jeofizik ölçüm sonuçlara ve gözlemlerle sondaj verileri, Meşelik Kampüs alanı içinde herhangi bir fay olmadığını ortaya koymaktadır.” Dedi.
Bu açıklama sonrası Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday bir açıklama yaptı ve dedi ki “99 depreminden sonra 2000’li yıllarda ilk defa o çalışmayı biz yaptık. Büyükşehir Belediyesi de bunu aldı ve kullandı. Osmangazi Üniversitesi kampüsü içinden fay geçiyor. ‘Geçmiyor’ diye bir ifade var fakat bu talihsiz bir ifade. Bu fay hastane binasının altından geçmiyor ama kampüs sınırları içerisinden geçmektedir.”
Peki biz kime inanacağız?
Bu öyle aman deyip geçiştirilecek bir mevzu değil. On binlerce insanın can güvenliğini yakından ilgilendiren ve hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir mevzu.
Kendini bu alana adamış, yıllardır bu alanda bilim üreten insanlar bile ortak bir karar veremiyor ve birbirine tezat açıklamalar yapıyorsa biz nereye, kime sığınacağız?
Fay hattı konusu gibi ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi başta olmak üzere geçmiş dönemde yapılan binaların depreme karşı güvenliği konusunda da ciddi kuşkular var.
ESOGÜ tarafından teknik tabirler kullanılarak yapılan açıklama kamuoyunu tatmin etmiş değil. Güçlendirme yapılması gerekiyorsa bina güçsüz mü? Dayanıklı ise neden 1 senedir bu yönde bir çalışma yapılıyor gibi basit ama cevaplanması gereken yepyeni sorularımız var.
Lütfen Eskişehir için hayati öneme sahip bu konuyu kişiselleştirip bir kenara atmayalım.
Allah göstermesin ama bir gün bizim, sevdiklerimizin, dostlarımızın herhangi bir doğal afete nerede yakalanacağının garantisi yok değil mi?