Daha iyi bir gelecek için en büyük umudumuz şehirlerse, akıllı teknolojiler daha iyi bir geleceğe giden yoldur. – Jesse Berst
İlk çağlardan bu yana insanoğlu kendini güvende ve rahat hissedebileceği alanlar ve yapılar oluşturma çabasında oldu. Zamanla bu alanlar gelişerek şehirleri oluşturdu ve yıllar geçtikçe bu şehirlerde, nüfusun artması, doğal kaynakların azalması, enerji problemleri gibi birçok sorun ortaya çıktı. Günümüz dünyasında özellikle büyük şehirlerdeki nüfus, gün geçtikçe çok hızlı bir şekilde artıyor ve bu sorunlar, üzerinde önemle çalışılması gereken ciddi problemler haline dönüşüyor.
Diğer bir yandan, teknoloji dünyasında yaşanan önemli gelişmeler, karşılaşılan bu sorunların çözümleri için birçok şirkete ve ilgili yönetimlere çözüm kaynağı olmaya başlıyor. Başka bir deyişle, teknolojinin kullanımı şehirleri daha akıllı bir hale getirerek çözümler sunuyor. Şehrin daha akıllı bir hale gelmesi, nüfus artışı, doğal kaynak kullanımı, yaşam kalitesinin artması ve diğer sorunların çözümü için doğru bir strateji olarak düşünülebilir. Bunlarla beraber, yüksek yaşam kalitesi, sürdürülebilirlik, toplumsal refah, markalaşma, gelişmiş yönetim ve iletişim, dijitalleşme ve yüksek teknoloji gibi birçok önemli ögeyi kendi bünyesinde toplayan akıllı şehir kavramı ise tüm dünyada üzerinde en çok çalışılan konuların başında geliyor.
Akıllı şehir kavramını kentin tamamını oluşturan ögelerin bilgi ve iletişim teknolojilerini en verimli ve hızlı şekilde kullanarak oluşturduğu sistemler bütünü şeklinde tanımlayabiliriz. Başka bir deyişle, sürdürülebilir bir şekilde kaliteli, huzurlu ve mutlu bir yaşam için teknolojinin bir şehirdeki tüm kavramlara uygulanması akıllı şehir sistemlerini oluşturur. Küreselleşme, iklim değişiklikleri, kaynak yönetimi, sosyo-demografik değişimler ve kentleşme sorunlarının akıllı şehir kavramının ortaya çıkmasında büyük etkisi ve rolü vardır. Bununla bağlantılı olarak, şehirlerde uygulanan bu teknolojik çözümlerin en fazla yenilenebilir enerji, şehir ulaşımı, trafik kontrolü, su, atık ve elektrik yönetimi, sosyal ve kültürel etkinlikler konusunda kullanıldığını da söylemek isterim. Akıllı şehir uygulamalarının başında akıllı binalar, mobil uygulamalar, internet altyapısı ve Wi-Fi alanları, toplu taşıma ve araç sistemleri, akıllı trafik uygulamaları, akıllı aydınlatma sistemleri, akıllı enerji ve atık sistemleri gelir. Akıllı şehir projelerinde bireyler şehir hakkındaki birçok bilgiye mobil uygulamalar sayesinde telefonları, tabletleri ve bilgisayarları eşliğinde ulaşabilmektedir.
Akıllı şehirler genel olarak 4 farklı bölümden oluşan bir çalışma prensibine sahiptir. Bu bölümleri, verinin toplanması, analiz aşaması, iletişim ağının oluşturulması ve ilgili konuda kararın verilerek işleme geçilmesi olarak sınıflandırabiliriz. Şehrin farklı alanlarına kurulan kamera, hareket, hava sensörleri ve diğer sistemler ile veri toplama işlemi gerçekleştirilerek ana merkeze gönderilir. Bu verilerin değerlendirilip analiz edilmesiyle beraber ilgili yetkililer ve birimler iletişime geçerek üzerinde çalışılan konu hakkında gerekli işlemleri yapar.
Ülkemizde akıllı şehirler üzerine çalışmalar ve projeler yapan illerimizin başında Kocaeli, İzmir, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara, Eskişehir, Gaziantep ve Antalya gelmektedir. Dünya genelinde ise İngiltere’nin başkenti Londra’yı, Hollanda’nın başkenti Amsterdam’ı, Norveç’in başkenti Oslo’yu, İsviçre’den Zürih şehrini ve Singapur’un başkenti Singapur’u akıllı şehirlere örnek gösterebiliriz.
Akıllı şehir projelerinin gün geçtikçe daha gelişeceğini ve üzerinde daha fazla çalışılan bir konu haline geleceğini düşünüyorum. Bu projeler ve sistemlerin artmasıyla, bu konularla ile ilgili birçok yeni iş dallarının ve tanımlarının da oluşacağını belirtmek isterim. Diğer yandan, teknolojik gelişmelerle beraber günümüzde daha fazla ön plana çıkan güvenlik ve gizlilik sorunu gibi kavramların akıllı şehir projelerinde de dikkat edilmesi gereken önemli hususlar olduğunu hatırlatmak isterim. Akıllı şehir kavramına ilgi ve merak duyuyorsanız Anthony M. Townsend’in “Smart Cities – Akıllı Şehirler” isimli kitabını okumanızı ve birçok bölümünde akıllı şehir projeleri üzerine örnekler bulabileceğiniz 2006 yılı yapımı “Eureka” dizisini ve 2002 yapımı “Minority Report -Azınlık Raporu” filmini izlemenizi öneririm.
Bir Sonraki Yazıda Görüşmek Dileğiyle…