Günlerdir aynı gündemin içindeyiz. Nebi Hatipoğlu’nun açıklamaları ve Yılmaz Büyükerşen’in cevabıyla başlayan, ana akım medyanın balıklama içine daldığı ve dün akşam bu kez Yılmaz Büyükerşen’in açıklamaları ile Nebi Hatipoğlu’nun cevapları arasında gidip gelen gündemden bahsediyorum.
Ancak merak etmeyin şu bunu dedi, bu şunu dedi diye zaten bildiğiniz ve belki de biraz sıkıldığınız kısımlara bu yazı içinde yer vermeyeceğim.
Ben dikkati başka bir yere çekmek ve bir ufuk açmak istiyorum…
Bilmem fark ettiniz mi?
Geçen seneye kadar Eskişehir’de konuşan ve tartışma yaratan isim sayısı çok sınırlıydı.
Özellikle vekiller ağzını açmaz, tartışma yaratacak ya da ezber bozacak söylemlerde bulunmazdı.
Konuşulsa dahi “of the record” şartıyla bazı acıkmalar yapılır ve orada kalırdı.
Bilir ama yazamazdık, bilir ama sözümüzün eri olalım diye dile getiremezdik.
Bugün konuşan ve bir şeyler söyleyen sayısında gözle görülür bir artış var.
Şehir ile ilgili bildiğimiz ve alıştığımız isimlerin dışında, son 3,4 senedir…
Celalettin Kesikbaş konuşuyor, Ayşen Gürcan konuşuyor, Fatih Dönmez konuşuyor.
Murat Özcan konuşuyor, Nadir Küpeli konuşuyor, Nebi Hatipoğlu konuşuyor.
Emine Edizgil konuşuyor, Melih Aydın konuşuyor, Süleyman Reyhan konuşuyor.
İsmail Candemir konuşuyor, Hüseyin Özcan konuşuyor, Erkan Koca konuşuyor.
Dernek ve SİAD’lar konuşuyor, kurum müdürleri konuşuyor, avukatlar konuşuyor, akademisyenler konuşuyor, şehrin tanınmış ve sevilen kişileri konuşuyor…
Eskiye göre daha çok konuşan var.
Konuşuyor derken öyle lafın gelişi değil. Bam teline basar gibi konfor alanını terk edecek ve tartışma yaratacak şeyler konuşan çoğaldı.
Yani sessiz ve eylemsiz ilerleyen şehirde bir hareket var.
Görebilen, anlayabilen, takıntı ve komplekslerini kenara atabilenler için bu önemli bir ivmedir.
Demem o ki şehir öyle birkaç kişinin ağzından çıkanlara ve ben kenarda bir algı yapayım diyenlere kalmıyor.
Şehir azınlıktan çok sesli bir yapıya doğru ilerliyor.
İyi veya kötü, doğru veya yanlış kısmını bir kenara bırakalım.
Şehir sorun dile getiriyor, beklenti söylüyor, hedef istiyor ve tartışmaktan korkmuyor.
Ez cümle ile şehir geçmişte birilerinin tekelinde kalan ve mahalle baskısını kırarak kendine yeni bir yol arıyor.
Memnunum bu gidişattan. Ümitliyim. Beklentim artıyor. Sabırla karık helva olur misali, sabırla bekliyorum.
Bakalım bunlar bir sanrı mı yoksa değişimin ayak sesleri mi? Göreceğiz!