Ulaş Entok, Safa Üstünbaş, Niyazi Çelik diye isim isim saymaya başlarsam bu yazının yarısını isimlere ayırmam lazım. O yüzden genel olarak hepsine Şehrin Kardeşleri diyeceğim. 

Şehrin Kardeşleri dün hengame, heyecan, stres gibi binbir türlü duygu içinde belki kendileri bile fark edemedi. Ama dün Eskişehir için gerçekten tarihi akşamlardan biri yaşandı. Bu özel akşamın mimarı oldular. 

Dün akşamı tarihi yapan şey Manavgat karşısında alınan galibiyet ve 3 puan farkla gelen liderlik değildi. 

Dün akşamı tarih yapan şey Eskişehir’in kucaklaşması, kenetlenmesi, bir, beraber ve çok güçlü bir şekilde yarınlara inanmasıydı. 

Bu inanç yalnızca 30 bin taraftarı bir araya getirmedi… 

Bu inanç şehirde siz-biz diye ayrılan ve siyasetin kutuplaşmasıyla oluşan tüm buzları eriterek herkesi aynı hedefe ortak etti. 

Şehrin Valisi, Belediye Başkanı, İktidar Partisi temsilcileri tribünde yan yana, omuz omuzaydı. Beraber heyecanlandı, birlikte sevindiler. 

Çarşı durağı gitti EsEs durağı geldi… Bazı talepler Köprübaşı’nın ötesine geçti. 

Tribüne hayatında ilk kez gelen binlerce insana tanık olduk ve -1 derece de içimizi ısıtan bir atmosfere tanıklık ettik. 

Hem Bölgesel Amatör Lig rekoru kırıldı hem de Eskişehirspor tarihinde ilk kez bu kadar çok taraftarla mücadele etti. 

Tüm bunlar kolay olmadı tabi, 

Kaan Ay, Mustafa Akgören, Mehmet Şimşek, Erkan Koca ve yönetimleri de gelirsiz, borçlardan adım atılmayacak durumda olan şehrin takımına sahip çıkmak adına büyük gayretler gösterdi. 

Çok sıkıntılar çektiler, özveri gösterdiler. Kimi futbol şanssızlığının, kimi tek bir 90 dakikanın, kimi şehirdeki siyasi atmosferin kurbanı oldular. Hepsine teşekkür borcumuz var. 

Ancak Entok ve ekibi yani şehrin kardeşleri yıllardır gösterilen bu çabayı nihayete erdirerek şehirdeki Eskişehirspor bilincini değiştirdiler. 

Entok, kongrede yaptığı konuşmada bugün bir milad, ya hep beraber kazanacağız ya da beraber kaybedeceğiz demişti. Haklı çıktı. 

Tabi bu noktada Ayşe Ünlüce ve Kazım Kurt faktörünü unutmamak lazım. Onların verdiği destek lokomotif görevi gördü. 

Gürhan Albayrak ve Nebi Hatipoğlu’nun küsmeden destek sözü vermesini unutmamak lazım. Erdemli davranışlardı. 

Valimiz Hüseyin Aksoy’un duyarlılık ve desteğini es geçmemek lazım. İtici bir faktör oldu. 

Sonuç olarak şehrin abilerine nasip olmadı ama şehrin kardeşleri Eskişehir’in makus talihini değiştirmek adına öncü bir hamle yaptılar. 

Şehir kucaklaşınca şehrin kazandığına hepimiz tanık olduk. 

Umarım spor dışındaki alanlarda da aynı kucaklaşmayı görürüz. 
Umarım sadece Eskişehirspor değil Eskişehir’de bu sayede çok şey kazanır.