Eskişehir’in ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce yaklaşık 5 aydır görevde. Bu süre herhangi bir değerlendirme yapmak için çok kısa, not vermek için ise dikkate alınamayacak kadar kısa bir zaman dilimi.

Ancak ben Ayşe Hanım’ın bu hazırlık ve alışma sürecini çok iyi geçirdiğini, mental olarak Eskişehir insanına güven veren ve umutlandıran bir başlangıç yaptığını düşünüyorum. 

Malumunuz her yöneticinin kendine has bir iş biçimi vardır. Hizmet üretimi, personel yönetimi, uygulama biçimleri ve iletişim frekansları kişiye göre değişir. 

Ünlüce’de bu kısa sürede nasıl bir iş karakteri olduğunu, neye önem verdiğini ve kararları uygulama temposunu çok net bir şekilde kamuoyuna gösterdi. 

Birincisi, sahada olmayı seven, küçük büyük demeden türlü türlü etkinliklerde vatandaşla iç içe olmaktan keyif alan bir yapısı olduğunu gördük. Bir konser organizasyonu, spor etkinliği ya da küçük bir saha açılışı da dahil olmak üzere her yerde kendisini gördük. 

İkincisi, yapılması mümkün ve büyük bütçeler gerektirmeyen işleri hayata geçirme hızı gayet yüksek oldu. Ulaşımla ilgili taleplere inanılmaz hızlı bir cevap verdi ve bir iki haftada önemli değişikliklere imza attı. Kendilerine voleybol sahası isteyen çocukların talebini bile yaklaşık 1 ay içinde hayata geçirerek alışılmışın dışına çıktı. 

Asfalt çalışmalarında gece mesaisi gibi takdir gören ve hem şehir trafiği, yoğunluğunu zora sokmayan hem de çalışanların iş zorluğunu bir nebze giderecek yöntemi ilk kez devreye soktu. İstikrarla devam ediyor. 

Üçüncüsü, ulaşılabilir olduğunu ilk günden ispat etti. Randevu isteyen herkese dönüş yaptı. Uzay mekiği severler derneğine kadar hayır demeden taleplerini dinledi. 

İletişim demişken belediyenin sosyal medya ve basın servisi zaten güçlüydü ama personel takviyeleriyle bu işi daha hareketli, daha verimli bir hale getirdi. 

Dördüncüsü, belediye personeli sanki biraz silkindi ve üzerinde ataleti atmaya başladı. Sadece daire başkanları değil ilgili birimlerdeki yöneticileri de daha aktif ve inisiyatif alırken görmeye başladık. Bu altı çizilecek kadar önemli bir husus. 

Beşincisi, Eskişehirspor’a karşı mesafeli durmadı. Kazım Kurt gibi Ayşe Ünlüce’de elindeki imkanlarla destek oldu, olmaya devam ediyor. Üstelik şehirde belediye onayıyla yapılacak etkinlik, organizasyon gibi ticari işlerden kulübe düzenli katkı sağlayacak iradeyi göstermekten geri durmadı. Mesela ETİ yarı maratonu ve Gastrofest’in organizasyon komitesi aldıkları onay için Eskişehirspor’a maddi katkı verdiler. 

Sivrihisar şenlikleri, konserleri veya şehirde yapılan, yapılacak diğer ticari konserler gibi Eskişehirspor’u boş geçmedi. 

Son ve en önemlisi… Yeni sayıldığı siyaset sahnesinde hiç bocalamadı. Hatta siyasetçi olduğunu unutturmadan ama siyaseti işine karıştırmadan götürebilen ilginç bir ivme yakaladı. 
Hem partisiyle olan ilişkilerini iyi tutup partilisinin desteğini alırken hem de farklı partilere oy vermiş insanların desteğini almayı başarıyor. 

Nihayetinde Ünlüce’nin ilk beş aylık süreci bana göre başarılı götürdüğünü, ilerleyen dönemde daha büyük hizmet ve projeler için şehre umut verdiğini düşünüyorum. 

Şehrin sorunları yok mu? Elbette var… 


Büyükşehir Belediyesi şunları da yapsın diye beklentiler yok mu? Elbette var… 


Daha büyük işler bekleyen, isteyenler yok mu? Elbette var… 

Hatta benim bile şehir adına alt alta yazabileceğim 70, 80 talep vardır. Ancak bunların hiçbir çarşambadan, perşembeye olacak işler değil. 

Bu sebeple yıllardır beklenen şeylerin 5 ay içinde olup bitmesini beklemek ve eleştirmek gibi absürt bir işe imza atmayacağım. 

Ya da siyasi rekabetten kaynaklı ve kökü geçmiş yerel seçim rekabetine dayanan kavgaları esas almanın doğru olmadığını düşünüyorum. 

Hele bir zaman geçsin. En azından ay değil bir yıl geride kalsın. Akışa göre yeniden değerlendirme yaparız.