Siyaset acımasız bir alan, kabul ediyorum. Rekabet etmek, eleştirmek, muhalefet etmek işin doğalı olarak kabul ediyoruz. Bunda da bir sakınca ya da farklı düşünmüyoruz.

Ancak bazen sırf rekabet etmek, sırf muhalefet olmak için yapılan eylem ve açıklamaların bazı siyasetçilerin ve kurumların samimiyetine gölge düşürdüğünü altını çizerek belirtmek isterim. 

Bunun son örneğini EBB Başkanı Ayşe Ünlüce’ye karşı ortaya koyulan irade ve açıklamalarda ziyadesiyle görüyoruz. 

Instagram’a erişim engeli getirilmesine karşı EBB Başkanı Ayşe Ünlüce’nin verdiği örnekli tepkinin uzantısı bir iktidar ve iktidara yakın kişi ve medyanın linç operasyonuna dönüştü. 

Ünlüce ne demişti bilmeyenler için hatırlatayım…

“Biz belediye olarak istemediğimiz insanlar su kullanıyor diye suları tümden keselim mi? Doğru olur mu?

Keyfi nedenlerle bir sosyal mecrayı erişime kapatmanın da bundan farkı yok. 

21. yüzyılda çoktan aşmamız gereken bir eşik bu. Uzatmanın kimseye faydası yok! Kararı alanlar dahil.”

Bu açıklamayı onlarca kez okudum. Ayşe Hanım’ın neyi kast ettiği, neye tepki gösterdiği apaçık ortada değil mi? 

Açıklamada bir şantaj mı var? Tehdit mi var? 

Ünlüce bir belediye başkanı olduğu için hizmet verdiği bir işten örnek vermiş. Sevmesek bile, muhalifimiz bile olsa, suçlu, kötü kalpli hatta bize küfreden insanlar bile olsa Belediye olarak yükümlü olduğumuz hizmetle insanları sınamayız demiş… 

Bunu uzun uzun, benim dile getirdiğim gibi anlatmak yerine daha kısa ve net bir örnek vermiş. 

Ancak muhalefet bu açıklamaları alıp amacından çok uzakta bir hedef tahtası haline getirmiş. 
Hadi örnek yanlış, örnek kötü diyelim, açıklamanın öznesi instagram erişim yasağı değil mi? 
Ayşe Hanım’ın tepkisinin buna olduğu gayet aleni değil mi? 

O zaman neden incir çekirdeğini doldurmayacak bir konuda gemiler yakılıyor anlamıyorum. 

Üzüldüğüm şey ise Ayşe Hanımı insanların temel ihtiyacı olan su üzerinden açıklama yapıyor diye eleştirenler instagram erişim engeline karşı tek kelime etmiyor. 

Günümüz koşullarında sosyal medyanın da temel ihtiyaç olduğunu kabul etmiyor. Ancak açıklamaları, siyasi propagandalarını hatta tebrik, kutlama mesajlarını sosyal medyadan yapmaktan geri durmuyorlar. 

İşin garibi neredeyse internet erişim engelini savunacak hale gelen medyanın dahi pek çok faaliyetini internet üzerinden götürmesi… 
Velhasıl kelam, eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgiyi kaçıran, kendi yaptığı her eylemi doğru ve tartışılmaz olarak gören zihniyetin yasaklar üzerine tartışmak yerine yasağa olan tepkiyi sulandırıp başka bir tartışma ortamına çekmesini doğru bulmuyorum. 

Tekrar belirtmek isterim ki bu benim nazarımda samimi, altı dolu ve siyasetin cilvesi diye normalleştirilecek bir konu değil. 

İlla ki bir muhalefet yapılacak ise çok yerinde ve adil bir cümleyi yazının sonuna bırakıyorum. 

Ölçü = Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan.