Gürhan Albayrak henüz göreve gelmeden çok önce ismi defalarca göreve gelen bir profil olarak dikkat çekiyordu.

Ne zaman Ak Parti İl Başkanı değişecek, istifa edecek olsa hoop Gürhan Albayrak göreve geliyor diye şehrin dört bir yanında söylentiler çıkardı. Ancak bu söylentiler çok sürmez birkaç gün içinde yerini sessizliğe bırakırdı.

Zihni Çalışkan aday adayı olmak için istifa ettikten sonra gözler Gürhan Albayrak’a çevrildi. Lakin beklenen olmadı ve il başkanlığı görevine Süleyman Reyhan getirildi. Birçok kişi tamam, artık Albayrak’a görev yok diye düşündüğü anlarda yani tam seçim teranesinin dorukta olduğu bir zamanda yine bir ters köşe oldu. Beklenirken göreve gelmeyen Albayrak beklenmedik bir an da belki kendisinin bile şaşıracağı bir şekilde tam seçim arifesinde il başkanlığı koltuğuna oturdu.

Süreç kısaydı, seçim beklendiği gibi sonuçlanmadı. Bu kez Albayrak gidecek, yerine başkası gelecek diye bekleyenler oldu. Bir süre değişiklik olmayınca sesler kısıldı. Lakin bir ara ilçe atamalarının yapılacağı süreçte birileri yine Albayrak değişecek diye bekledi ama beklentiler yine gerçekleşmedi. Albayrak hiçbir parti içi polemiğe girmeden, kimseyi rahatsız etmeden, herhangi bir kavgaya sebebiyet vermeden görevdeki ağırlığını korumasını bildi.

Genel olarak beklenmedik anlarda beklenmedik sonuçlara imza atan bir il başkanı sıfatını kısa sürede fazlasıyla hak etti.

Geçenlerde şehir siyaseti ile ilgili değerlendirmeler yaparken dile getirmiştim. Albayrak sanki Ak Partinin yıllardır beklediği ama tanımını bir türlü yapamadığı bir il başkanı, aranan kan gibi partiye hareket getirdi.

Etkili muhalefetin nazik, seviyeli ve suni olmadan yapılabildiğini kısa sürede gösterdi. CHP’li belediyeleri sıkıştıran, icraata zorlayan ve bunu saman alevi gibi tek zamanlı değil zamana yayarak yapmasını bilen bir performans ortaya koydu.

Ağır seçim yenilgisi, parti içinde değişimle birlikte yaşanan gruplaşma ve iç mücadelenin geri planda kalmasını sağlayacak bir tutum takındı.

Milletvekilleri ile diyalog halinde Eskişehir’de partinin sorumlu olduğu hizmetler için Ankara’nın ve Bakanlıkların kapısını çalmaktan erinmedi.

THY’nin yeniden Eskişehir seferlerine başlaması için bastırıyor,

TOKİ’nin hizmetlerini hızlandırması ve çoğaltması için bastırıyor,

EOSB ile Gemlik Limanı bağlantısı için bastırıyor,

Kentsel dönüşüm için bastırıyor,

Sürekli sahada, tipik bir Anadolu insanı üslubuyla girdiği yerde espriler yapıyor, neşe saçıyor ve herkese ulaşılabilir olduğunun altını çiziyor.

Olacak işin peşine düşüp, olmayacak işe olmaz demesini bilecek kadar net mesajları var.

Gördüğüm kadarıyla moralsiz parti tabanına biraz heyecan, biraz istek kazandırdı ve bu durum vekillerin işini de epey kolaylaştırıyor.

CHP ile Talat Yalaz ile karşılıklı atışmaları, şehir sorunlarının her iki düzlemde de tartışılıp gündemde kalması şehir adına güzel şeyler.

Sözün özü, CHP Eskişehir’de de son dönem nasıl atağa kalktıysa, özgüveni yükseltip vites artırdıysa Ak Parti’de aradaki makası kapayacak olumlu bir ivme yakalamışa benziyor.

Küskünlerin gönlünü alarak işe başlayan Albayrak süreci şu ana kadar başarılı yönetiyor.

Bu rekabet Eskişehir’e artı yazar. Hizmet kalitesi ve önceliklerini yükseltir. Hatta beklentilerin bir tık artmasına bile vesile olur.

Hatta bu tartışmalar uzun süredir bir araya gelip ortak hareket etme yetisini oluşturamayan iktidar ve muhalefet temsilcilerini bazı niş işlerde birlikte çalışmaya bile götürebilir.

Zira nazik, yapıcı ve bel altı savaşlara inmeyen bir rekabetin bugüne kadar kazançlı çıkmadığı bir örneğe rastlamadık.

Bu sebeple Albayrak’ı bazı konularda eleştirmesini biliyorsak tebrik edip hakkını teslim etmek gerektiğini de belirtmek isterim.