CHP İl Başkanı Talat Yalaz dün adliyeye giderek ifade verdi. İfadesinin ardından da küçük bir basın açıklaması yaptı.
EBB Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile birlikte yüzlerce partili ve hayvan severler de adliye binasının önündeydi.
Kısacası CHP’liler Talat Yalaz’ın yalnız olmadığını göstermek için üzerine düşen görevi yerine getirdi.
Söz konusu isim Yalaz değil Recep Taşel olsaydı yine tablo değişmeyecekti.
CHP’liler yine il başkanına sahip çıkmak için gereken özveriyi gösterecek ve eminim aynı kadroyla adliye önünde yerini alacaktı.
Sadece il başkanı değil, CHP’liler herhangi bir belediye başkanı ya da partilileri aynı durumu yaşadığında da benzeri bir dayanışmayı gösterebiliyor.
Aralarında rekabet varmış, adaylık kavgası varmış, örgütle belediye mesafeliymiş diye düşünmeden bu tür zor durumlarda bir araya gelebilme refleksini gösteriyorlar.
Ancak aynı şeyi Ak Parti ve teşkilatları için söylemek mümkün değil.
Benzeri bir soruşturma ya da mağduriyet Ak Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak için cereyan etse partinin tüm kurmayları ve partilileri aynı disiplinle adliye önünde göremeyiz.
Ya da vekillerden birisi mağdur olsa aktif teşkilatın dışında gönüllü bir topluluğu arkasında, yanında göremeyiz.
Teşkilatın içinde zaman zaman mağdur edilen, haksız ithamlarla karşı karşıya gelen nice örneği de geçmişte gördük.
O insanlar birkaç yakın dostu dışında hep yalnız kaldı ve partililerinden beklediği desteği göremedi.
Mesela aday sıralamasında liste başı beklerken 4. Sıraya yazılan Dündar Ünlü’nün mağdur edilmesine kaç kişi tepki gösterdi?
Mesela bir ara il binasında bulunan kurucu başkanların fotoğrafları arasından Osman Yüksel’in kaldırılmasına kim yüksek sesle itiraz etti?
Hadi içeride yaşanan sıkıntıları geçtim, Murat Özcan gibi bir isim dışarıdan aslı astarı olmayan iddialarla bezdirilmek istenirken kaç kişi hakkını savunmak için bir araya geldi?
Örnekleri çoğaltabiliriz ama fikir vermek açısından bu kadarı yeterli…
Özetle CHP ve Ak Parti arasında Eskişehir özelinde gördüğüm önemli bir fark var.
CHP dışarıdan bir saldırı ya da herhangi bir partilisine yüklenme olduğunda hiç düşünmeden bir araya gelebiliyor. Ortak tepki ile mağdur olan ismi yüreklendirip, yalnız olmadığını fazlasıyla hissettiriyor.
Ancak Ak Parti dışarıdan bir saldırı ya da yüklenme olduğunda düşünmekten eyleme geçemiyor. Mağdur olan kişi bu tutum karşısında daha da mağdur hissediyor. Parti içi rekabet, soğuk-sıcak savaşlar ne yazık ki bir araya gelmeyi çok zaman engelliyor.
Bakın sadece bu sebep bile Ak Parti yerel seçimde neden başarılı olamıyor sorusuna bir cevap gibi…
Zira bir araya gelemeyen, aday adaylığı sürecini yönetemeyen, küskünlük ve kızgınlıkların yan yana durmayı bile zorlaştırdığı böyle bir durumdan başarı beklemek gerçekten mucize…
Kişisel rekabet kimi parti içi gruplarda o kadar yoğun ki, istemedikleri isim aday yapıldı diye hiç çalışmamak bir yana rakip adaya bile oy verilebileceğini düşünmeden edemiyorum.
Dün Yalaz’ın açıklamasını izlerken bunlar aklıma geldi, kısa bir not düşeyim istedim.
Güzel bir hafta sonu dilerim.