Seçime kısa bir zaman kala görüyoruz ki Eskişehir kendini koruma güdüsünden fazla uzaklaşamıyor.
Şikayetçi olsa bile şehrin sosyokültürel yapısı, küçük alışkanlıkları, kişisel konfor alanı ve zaman zaman oluşan dingin ve telaşsız halini seven ve değişmesinden korkan çok insan var.
Başa baş, heyecanı yüksek ve herhangi bir adayın tüm olağanüstü çabalarına karşın diğerine üstünlük kurmaya zorlandığı bir sürece tanıklık ediyoruz.
Hatipoğlu ve Ünlüce arasındaki seçim sürecinin özeti bu muhafaza duygusunun gücünde saklı.
Baştan belirteyim ki bu seçim Büyükerşen ile Hatipoğlu arasında geçseymiş kesinlikle Hatipoğlu kazanırmış. Dolayısıyla CHP’nin Ayşe Ünlüce tercihi başta soru işareti oluştursa ve tartışılsa dahi şu günlerde yerinde bir seçim olarak değerlendirebilir.
25 Yıllık süreçten sıkılan, yeni bir hizmet üretilmeyeceğini düşünen ve şükran duysa bile tercihini Büyükerşen’den yana kullanmama kararı almış fazlaca seçmen var.
Şehirde ki muhafaza duygusu önemli ancak bu potansiyel CHP’den bağımsız, isim üzerine odaklanan AK Parti vaatleri ve değişim arzusu ile rekabet etse bile bunu aşamayacak bir seviyede kalıyor.
Bu muhafaza duygusunu seçimi kazanacak kadar iddialı bir duruma taşıyan ise kesinlikle Ayşe Ünlüce’nin bireysel yetileri oluyor.
Dikkatinizi çekmiştir. Ünlüce son dönemde kendi adına daha pozitif bir ilerleme kaydediyor. Çünkü kendi iradesini daha fazla yansıtan ve gölge bir başkan olacağına dair önyargıları yıkan bir tarza geçiş yaptı. İnsanlar mevcut ekolün olumlu yanlarının korunacağı ancak aksayan kanalların son bularak Büyükşehir Belediyesi’nin kendi içinde bir değişime imza atacağını düşünmeye başladı.
İlk günlerde yaşanan bazı hata, gaf ve belli belirsizlikler nedeniyle sağlıklı işlemeyen seçim kampanyası nispeten bu eksikleri aşıp yeni bir yol benimsedi. Ve bu yol diğerinden daha pozitif, daha verimli sonuçlar ortaya çıkardı.
Ayşe Hanım sempatik olduğu kadar liyakatli ve güçlü bir kadın figür olduğunu çok zor olsa bile önce yakın çevresi ve CHP kurmaylarına ardından ise seçmene aksettirmeye başladı.
Bu irade ve muhafaza duygusu ise birleşerek uzun süre seçim atmosferini konsolide etmiş olan Hatipoğlu’nun bir nevi gazını kesti ve iddiasını sekteye uğrattı.
Sandıktan ne çıkacak merak ediyoruz. Yarışın başa baş gittiğini düşünüyoruz. Anketlerde de benzeri tablolarla karşılaşıyoruz. Lakin ben Ayşe Hanım küçük bir farkla yarışı önde götürdüğünü ve kalan 10 günlük süreçte yoğun bir mesai yapar, vaatlerini, projelerini daha çok insanla buluşturur, kendisi bireysel olarak ne kadar çok insanla el sıkışır ve sohbet ederse avantajını korur düşüncesindeyim.
Yoksa biliyoruz ki Hatipoğlu kendini son haftaya saklıyor. Yumuşak ama etkili bir son hafta mesaisi yapacak. Sosyal yardımlar ve vaatler ile süreci finale taşımaya çalışacak.
Bu noktada CHP’nin bilhassa Ayşe Hanım’ın çok çalışması ve bu ritme karşı asla yarıştan kopmaması lazım. Çünkü birkaç bin oy bile gidişatı değiştirebilir.
Aman Dikkat!