Bugün sıradan bir gün değil. Bugün arıların çalışıp yaptıkları balı, ayıların bencilce yemesine engel olan, herkesle paylaşmak isteyen adamın ölüm yıldönümü...
Uğur Mumcu, yazdığı bir yazıdan dolayi 12 Mart döneminde (1971) yargılandı. Aslında birçok yazısının insanları uyandırmasından, sorgulamalarından ötürü bir tehdit oluşturuyordu. Birilerini kızdırmış olacak ki bir yıl kadar Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kaldı.
Hapis cezasi askeri Yargitayca bozuldu. Yani suçsuz bulunup, aklandı.
Fakat askerliğini yedek subay olarak yapması gereken Uğur Mumcu 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmî tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak askerliğini tamamladı.
" Sakıncalı Piyade Eri" Siciline bir vatoz gibi yapışmıştı. Ama o yılmayıp bu lakabı kendi lehine çevirip " Sakıncalı Piyade" adında kitap çıkardı.
Kitap 112 sayfalık kara mizah tadında. Gerçi olayları okurken bunlar şaka olmalı diye geçirmeden edemiyor insan.
Kitap Uğur Mumcu'nun o dönemde yaşadığı bazı ilginç olayları anlatan kısa yazılardan oluşuyor. Bu herkesi korkudan adam kimdi? Ne yer ne içerdi? Kimlerin dokunulmaz hayatlarına dokunmuş ve onları sarsmıştı. Ölüm tehditleri almış olsa dahi, eşiyle birlikte hasta ziyaretine gidecek kadar koca yürekli adam hakkında ne biliyoruz.
Ben eşi üşümesin diye arabayı ısıtmayı teklif eden bir insanın kötü biri olduğunu hiçbir zaman düşünmedim.
Uğur mumcu eşine yanıyordu. Ama aslında tüm gençlere, tüm vatandaşlara yanmıştı. Tüm insanlara örnek olup hepsine ışık olup yanıp tutuşuyordu. Ama o mumu söndürdüler.
Onlar öyle sandı ama her insanın içinde yanan, o ışığın, o düşünceleri ideolojileri gömmediler gömemezler.
Yüreğinizde ki mumu söndürmeyin.