Cumhuriyet Halk Partili Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt Eskişehir Haber Ajansı'na (EHA) gündem ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt; CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in erken seçim çağrısını, AK Parti'nin yeni anayasa talebine neden karşı olduğunu, yeni "Vergi Paketi" ve ekonomi hakkındaki düşüncelerini, Eskişehir CHP hakkındaki güncel görüşlerini ve "Olası bir erken seçimde Kazım Kurt'un rolü ne olacak?" sorusunun cevabını Eskişehir Haber Ajansı (EHA) Yazı İşleri Müdürü Buğrahan Doğangil'e anlattı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel bir süredir ülke gündeminde olan 'Erken Seçim' tartışmalarına boyut kazandırdı. 31 Mart Yerel Seçimleri sonrasında erken seçim hep konuşulsa da Özel son açıklamalarında hükümete açık bir erken seçim çağrısı yaptı. Özel'in bu çıkışı, yerel seçimler üzerinden henüz 3 ay geçmişken erken bir hamle miydi? Yoksa doğru zamanlama bu muydu?
31 Mart Yerel Seçimleri sonrası toplumun "erken seçim" konusunda baskısı hızla artınca böyle bir konu hızlıca gündeme geldi. Özellikle aydın kesimde ve bizim partimizin tabanında yerel seçimleri görür görmez hemen bir erken seçim sesi duyulmaya başladı. O çıkış bence acele. Çünkü partimiz 2023 Kasım ayında öncelikle bir kurultay yaşadı. Köklü bir değişim yaşandı. Bu kurultay sonrasında değişim daha sistematik bir hale dönüşmeden yerel seçimler gündeme geldi. Akabinde parti içi aday belirleme ve ondan sonra da genel anlamda seçim çalışmaları nedeniyle değişimin özellikleri tam manasıyla işlenemedi.
Yerel seçimlerin üzerinden belirli bir süre geçmesi ardından bence erken seçim işleri şekillenir, erken seçim istenir. Şu anda CHP'nin erken seçim istemesi bir şeyi çözmez. Çünkü meclisteki sandalye sayısı ve yasalar belli. Ya Cumhurbaşkanı erken seçim isteyecek ya da meclis bu talebi yapacak. Bunun dışında bir opsiyon yok çünkü bizim mecliste parmak sayımız yeterli değil. Dolayısıyla CHP'nin "Erken seçim istiyoruz." demesi de çok gerekmiyor.
Genel Başkanımızın dün söylediği şey ise hala bu şartlar altında bir mutabakat olmuyorsa, biz uzlaşma ve normalleşme dedikçe onlar bunu teslimiyet kabul ediyorsa buna karşı bir çıkıştır. Biz hiçk kimseye hiçbir şeye teslim olmayız gibi bir söylem bu. Ama şunu çok net biliyorum ki 2028'den önce bir erken seçim olacak. Bence seneye de bu zamanlarda bu iş hızlanacak. Çünkü şu anda bu ülke yönetilemiyor. Bu ülke ne yaparsa yapsın ekonomisini düzeltme şansına sahip değil. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları iktidarda kaldığı sürece daha da kötüye gideceğiz. O nedenle bu mengeneden çıkış erken seçimle olur.
Demokrasilerde erken seçim bir çözümsüzlük değildir. Erken seçim istemek vatana ihanet anlamına gelmez. Nitekim yaklaşık 15 gün önce Avrupa Parlementosu seçimleri sonrasında Avrupa'nın birçok ülkesinde erken seçim kararı alındı. Bu durum gayet doğaldır. Bizde de meclisin veya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir an önce erken seçim yaptırıp yetkilerini tazelemesi gerekir. Şu anda insanların kendisine güveni var mı yok mu belli değil. Yerel seçim sonrası CHP %38 civarında oy alarak birinci parti oldu. O zaman mevcut birinci partinin bu işi bırakması gerekir. Ancak bizde demokrasi olmadığı için, ikitdarda böyle bir anlayış olmadığı için her şey yolunda gibi bir hava yaratılmak isteniyor. Bu böyle olmaz! Cumhuriyet Halk Partisi'ni ziyaret etti, parti ile görüştü diye CHP'yi kendine teslim olacak sanmasın. Bence çok yanılır. Nitekim Sayın Genel Başkan da dün bunlara yönelik konuştu.
AK Parti'nin 'yeni anayasa' teklifi ve yeni anayasa tasarlama fikrine sıcak bakmadığınızı biliyorum. Bunu evvelki konuşmalarınızda da dile getirdiniz. Peki, AK Parti öncülüğünde yeni bir Türkiye Cumhuriyeti Anayasası düzenlenmesi fikrine karşı olmanızın sebepleri nelerdir?
Çünkü AK Parti anayasa açısından söylediklerini yerine getirmeyen, taahhütlerini gerçekleştirmeyen ve yaptığı anayasaya uymayan bir parti. Bu sebeple AK Parti ile anayasa falan yapılmaz. Hala 12 Eylül'den bahsediyorlar. 12 Eylül'den bu yana neredeyse 45 sene geçti. Bu 12 Eylül Anayasası en az 5 kere değişti. Bu 5 değişimin sanıyorum en az 3'ü AK Parti tarafından yapıldı. Biz o zaman da karşı çıktık. Yanlış yapıyorsunuz, böyle anayasa olmaz dedik. Bizi dinlemediler en iyi anayasayı biz yapıyoruz tavırlarına büründüler. Her yer güllük gülistanlık olacak dediler. Maalesef olmadı ama şimdi yine aynı söylemler içindeler.
Bugün hala 12 Eylül Anayasası bir cunta anayasası, bir faşist anayasadır diyorlar ve yenisini yapıp en iyisini yapalım diyorlar. Bundan önce de en iyisini yapıyordunuz. Yaptınız olmadı, şu anda yaptıkları anayasadan şikayetçi olan da kendileri. Bu çelişkiyi iyi görmek lazım. Bu çelişki olduğu sürece de AK Parti ile anayasa yapılmaz.
Mevcut hükümet yeni bir vergi paketi hazırlıyor. Bu pakette olacağı kulislerde güçlü şekilde konuşulan birçok madde var. Hükümet cephesi bu vergi paketinin vatandaşın sırtına ekstra bir yük yüklemeyeceğini, sadece iyi bir vergi düzenlemesi için bir çalışma olduğunu söylüyor. AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu da birkaç gün önce yeni vergi paketini savunan bir açıklama yaptı. Bu açıklamada ise "Vatandaşın sırtına ekstra yük bindiren bir şey yok. Safsatalara inanmayın." minvalinde bir açıklama yaptı. Sizce yeni vergi paketi vatandaşların sırtına ekstra yük yüklemeyecek mi?
Bir defa böyle bir mantığın böyle bir zihniyetin halk yararına bir yasa yapması mümkün değil. Çünkü bu anlayış ezilenden yana ve yoksuldan yana bir anlayış değil. Mevcut ikitdar hep zengini seviyor. Zengini koruyacak ve kollayacak yasalar yapıyor. Nitekim şimdi önerdikleri ya da tasarladıkları yeni vergi paketi de basına sızan kadarıyla bütün insanların daha çok vergi vereceği bir sistem vaat ediyor.
Şimdi tamam, vergi toplayabilirsiniz ama bu iş adaletli midir değil midir asıl soru bu olmalı. Örneğin mazotun fiyatını yükselttiğinizde mazottan alınan vergi de her zaman çoğalır. Ama bu üründen alınan vergileri herkese eşit uygularsanız adil bir durum olmaz. Koç'un oğlu da aynı paradan mazot alıyor ve aynı vergiyi veriyor köydeki Mehmet Ağa'nın gariban oğlu da aynı vergiyi ödeyip, aynı fiyattan mazot alıyor. Ya da sigaraya vergi işlettiniz hepsine aynı vergi, aynı fiyat olursa burada da durum değişmez ve adaletli olamazsınız. Çok kazanandan çok az kazanandan az almak zorundasınız. Hiç kazanmayandan ise hiç almamak lazım. Sistem bence budur. Ancak bu zihniyet dediklerimi başaramaz. Bu sebeple de yeni vergi paketinin başarılı bir uygulama olacağını sanmıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin sizin de sıklıkla dile getirdiğiniz gibi "iktidar yürüyüşü"nde Eskişehir önemli kentlerden bir tanesi. Olası bir erken seçimde Eskişehir'de CHP'nin durumunu nasıl görüyorsunuz? Seçime kadar parti içi değişimler devam etmeli mi? Örneğin dün akşam CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Elif Zümrüt Çerçi görevden affını istedi. Bu gibi değişimler partiye fayda mı sağlar yoksa CHP değişimden kaçınmalı mı?
Şu an erken seçime bile bence önemli bir zaman var. Zaten bir yıl içinde bizim de kongre sürecimiz başlar. Yani, değişimden korkmamak lazım. Seçimden önce kongre yapılmaz diye bir kural yok, partide böyle bir gelenek de yok. Değişerek, yeni insanlar katarak daha iyi kadrolar kurulabileceğini düşünüyorum. Değişime açık olmak lazım.
Başkanım Odunpazarı Belediye Başkanlığı'nda 3. döneminiz. Öncesinde de milletvekili olarak parlementoda görev aldınız. Vekillikten belediyeye geldiniz. Oldukça tecrübeli ve partiyi iyi bilen bir siyasetçisiniz. Olası bir erken seçimde veya olağan bir genel seçimde tekrar milletvekili olma arzunuz var mı? Ya da parti içinde üst kadrolarda yer almak, Ankara'ya gitmek gibi bir planınız var mı?
Bana sorarsanız ben Eskişehir'i seviyorum. Eskişehir'de olmaktan ve yaşamaktan memnunum. Ama siyaset bu. Ne zaman ne olacağı belli olmaz. Bu nedenle kendimi bağlayacak bir cümle kurmak da istemem. Bana parti nerede, hangi görevi verirse giderim, gitmeye hazırım, hiç sorun değil. Çünkü benim bu aşamadan sonra kişisel hiçbir beklentim yok. Tamamen ülkemizi refaha ulaştırmak, ezilenleri, sömürülenleri, dışlananları korumak ve kollamak adına politika yapıyorum. Ben sol görüşlü bir insan olarak daha çok yoksulun rahatlaması için her şeyi yaparım.