Eskişehirspor Başkanı Mehmet Şimşek ve içinde olduğu yalnızlığı geçtiğimiz günlerde ifade etmiştim. 

Karakter olarak kişisel konularda asla eğilip, bükülmeyen bir karakterin Eskişehirspor sevgisi adına bu kadar esnemesi ve kendinden bile taviz vermesine rağmen gereken desteği görmemesi son derece elim bir hadisedir. 

Lakin çok takdir etmeme rağmen hem yönetim kurulunu hem de taraftarı eleştirmem gereken bir hususu yüksek müsaadenizle paylaşmak isterim. 

Dün oynanan Edirne maçını ilk kez çıplak gözle izleme imkanım oldu. Şahsen ortaya konan oyunun büyük kısmından da şikayetçi değilim. 
Ancak istenen sonuç alınamadı ve maçın sonunda herkes nedenlerden çok sonuca odaklandı. 

Oysa maçın hakemi katı bir suretle skora tesir eden bariz hatalar yaptı. Hem lehimize verilmeyen hem de aleyhimize verilen kararlar hata değil resmen art niyetliydi. 

Evet taraftar olarak her maç aynı son ile karşılaşmak, hep yenilen tarafta olmak kolay bir psikoloji değil.
Tepki göstermemek, her maç susup beklemek de mümkün değil. 
Lakin tüm suçu, özellikle geçmişten bugüne yansıyan hataların hepsini saha da mücadele eden çocuklara yıkmak da sanki çok doğru bir tercih değil. 

Ne yazık ki çocukların kapasitesi bu, ellerinden geleni yapsalar da else edeceğimiz sonuçlar bunun bir tık üstü veya altında dönüp duracak. 
Bazen motivasyon, bazen hoca faktörü bazen ise şans yanımızda olsun diye dua edeceğiz. 
Ama fazlasını beklemek bizi hayal kırıklığına uğratır. 

Transfer açık olsa şu kadroda en fazla 5 futbolcu kalır diğerleri altyapı ya da diğer takımlara giderler. 

O zaman kaybedilmiş bir maçın ardından tepkinin derecesini çok yukarı taşımak ve soyunma odasından o çocukları çağırıp karşıda aileleri varken küfür etmek, üstlerine saldırmaya kalkmak bana göre doğru bir tepki şekli değildi. 

Bir yanlış daha vardı... 
Eskisehirspor yöneticileri takımı soyunma odasından çıkarıp bu tepkinin göbeğine bırakmamalıydı. 

Kendileri taraftarın yanına gitse ve konuşsa belki ortamı yumuşatacak insanların futbolcuları oraya götürmesi de bana göre hatadır. 

O çocuklar ki yaşları 17 ile 20 arasında değişiyor. Haftaya O taraftar önünde nasıl sahaya çıkacak ? Top ayağına geldiğinde yaşayacağı korku ve baskı ile nasıl baş edecek? 

Bu kadar kırılgan yaşlarda kafalarında bu korku ile ne verebilecekler? 

Sevgili dostlarım bu çocuklar 5000 TL maaşı olan onu da doğru dürüst alamayan gencecik fidanlar. 
Süper lig topçuları ile onları aynı kefeye koymayalım ne olur. 

Evet çok sıkıntılı ve stresliyiz. Evet, aşağısı dipsiz bir kuyu ama transferi açamadıkça eldeki malzeme budur. 

Lütfen yaralarımızı sarmak için daha da kenetlenelim. Bizim bizlerden başka dostumuz yok.