Özel günlerin heyecanı da özel olmaz mı?
Yoğun iş temposu içerisinde herkese bir nefes oluyor mesela.
Stresli zamanlara bir es verdiriyor…
Yaşamdaki sorunları bir anlık unutturuyor.
Dahası;
Bunca iş yükü arasında birbirimizden ne kadar koptuğumuzu anlıyoruz.
Özel günler olmasa belki hısım akraba bir araya gelemeyeceğiz.
Bu bakımdan bile huzur veriyor böylesi günler.
+++
İşte bu anların en önemlilerindendir yılbaşı!
Ülkemizin en önemli kültürlerindendir.
Yıllar yılı yılbaşı geceleri için telaşe birkaç gün önceden başlar örneğin!
Randevular verilir, buluşmalar ayarlanır.
Nerede buluşulacağının planları yapılır.
Dışarıda olmak isteyenler mekanlardan yerini ayırtır.
Sonrasında alışveriş telaşı başlar.
Hediyeleşmek isteyenler çarşı pazarı tıklım tıklım doldurur.
Yılbaşı sofraları için özel yiyecekler ayarlanır.
Kuruyemişler, meyveler için bütçe ayarlaması yapılır.
Yeni yıla girmenin sevinci her yeri sarar ve bu sevincin en büyüğünü de esnaf yaşar…
Zira olmadığı kadar satış yapıp, yeni yıla sevdikleri ile mutlu biçimde girer.
+++
Sonra yılbaşı akşamının heyecanı başlar.
Anneler, babalar, dedeler, nineler, amcalar, yeğen, kuzen herkes bir araya gelir.
Yemekler yenir, tombala kutular açılır, TV’lerin özel yayınları takip edilir.
Piyango heyecanıyla da gece sonlanır…
+++
En azından çocukluğumuzdan bugüne kadar gördüklerimiz ve yaşadıklarımız hep böyleydi.
Fakat ne olduysa bu yılbaşında çok farklı bir hava vardı.
Girilmez denilen kuruyemişçiler, marketler falan…
Eskisinden çok uzak, olabildiğince tenhaydı…
Şehrin sokaklarına baktık sonra…
Binlerce kişinin 10’dan geriye sayarak girdiği o geceler kalmamıştı.
Bildiğiniz, herkesin kendisini izole ettiği, sıradan bir geceden farkı olmayan bir yılbaşı vardı!
+++
Belki bu hissi sizler de yaşadınız, sizler de tanık oldunuz.
“Nerede o eski bayramlar” lafının artık, “Nerede o eski yılbaşları” dediğimiz döneme de geldik sanki!
Tatsız, tuzsuz ve çoğu “Gelenek yerini bulsun!” diye geçirilen bir yılbaşına tanıklık ettik.
+++
Gerçekten de öyle değil mi sizce de?
“Bizi birbirimize bağlayan böylesine günlerin tadını alamıyoruz artık!”
Bunun mutlaka bir sebebi var?
Nedir sizce?
Değişen dünya düzeni mi dersiniz?
Ekonomik koşullar mı dersiniz?
Bireyselleşmenin artık tavan yaptığı bir egoizm zamanı mı dersiniz?
Veyahut eskisi gibi bu özel günlerin bir özelliğinin kalmaması mı dersiniz?
Ne dersiniz bilmiyoruz ama artık bir şeyler eksik, bir şeyler yarım.
Ne heyecanımız var ne de hevesimiz var artık!
İyi bir şey değil bunlar, hem de hiç iyi değil!