Partilerde görev almak zor iştir.
Hem göreve gelmek zordur hem de göreve geldikten sonra o işi hakkıyla yapmak zordur.
Hele hele o görev iktidara sahip partideyse sorumluluk çok daha artar.
İktidar partisinin bir makamındaysanız sırtınızda ayrıca küfe vardır çünkü.
Şehrin neredeyse tamamına hâkim olmak zorundasınız bir kere...
Bürokrasiden tutun, futbol takımına kadar her zeminde yer almak ve güçlü olmak durumundasınız.
Elbette tüm bunları yaparken ve yapmayı başardıktan sonra da gereken ödülü de beklersiniz.
Koskoca iktidar partisi elbette bunca yükün karşılığını verecek güç ve kudrette olacaktır!
+++
En azından yıllar içerisinde hep öyle oldu.
Tüm partiler, kendileri için gece gündüz çabalamış teşkilat başkanlarını bir şekilde farklı görevlerle onura etmişlerdir.
Ancak!
AK Parti’de durum nedense farklı!
Bu konuda tek istisnanın Salih Koca olduğunu söyleyerek yazımıza devam edelim.
+++
Partiyi kuran Osman Yüksel’den başlayın Fikret Dönmez’e kadar partide vaktini, nakdini yeri geldiğinde sağlığını harcayan il başkanları nedense hep görmezden gelindi.
Hele hele son iki il başkanı var ki, kendilerine gösterilen tutumun tarif edilecek yanı yok!
İlki herkesin bildiği gibi Dündar Ünlü!
Kaç seçim geçirdi hatırlamıyoruz bile.
Bildiğimiz referandumlardan genel seçimlere varana kadar...
Eskişehir gibi partisi adına çok zor bir kentte her seçimi kazandı!
Yetmedi...
Üstüne bir de darbe atlattı.
Şehrin o günlerde bir araya gelmesinde, bir arada tutulmasında çok büyük emek ve katkıları oldu.
Sabaha kadar Vilayet Önünde tuttuğu nöbetler daha dün gibi aklımızda.
Dahası var...
Görev sürecinde şehirde partisine kazandırdığı özgüven ve kurumsal yapı, çıtayı en üste çekti.
Yapılması gereken tek şey vardı...
Dündar Ünlü’ye emeklerinin karşılığını verecek bir liste sırası!
Ancak gelin görün ki, 4. Sıraya yazılıp resmen ilk üç sıra için çalışması istendi.
Neresinden bakarsanız bakın, iler tutar tek bir yanı yok!
+++
Ve son İl Başkanı Zihni Çalışkan...
Görevde kalma rekoru kırdı.
Pandemi gibi zorlu süreçlerden geçti.
En zoru ise birbiri ile anlaşamayan parti kurmayları arasında yaşadığı sıkışıklık oldu.
Partinin adeta savrulmaya yüz tuttuğu o günlerde bir şekilde teşkilatını da tabanını da tutmaya çalıştı.
Şehrin sorunları karşısında kayıtsız kalmadı.
Özellikle Eskişehirspor’a dair yaptıkları büyük takdir gördü.
Aynı takdiri elbette kendisi de bekledi.
Sonra ne oldu?
Bırakın sırasını, listede kendisine hiç yer verilmedi!
+++
Kuşkusuz siyaset sadece hizmet değil, elbette bir de beklenti işidir.
Verilen emeğin daha iyi makamlarda verilmesini sağlayacak yolların açılmasını da beklemek her siyaset yapanların hayalidir.
Yazımızın başında söyledik...
Tüm partilerde gelenek bugüne kadar öyle gelmiştir ve öyle de gider.
Bir tek AK Parti hariç!
Örneklerini verdiğimiz üzere AK Parti’de tüm çileyi çeken isimler hep cezalandırılmış.
Sergilenen bu tavırla da partide siyaset yapanların tüm hevesleri kırılmış!
Şimdi kim hangi teşkilatta eski yöneticiler gibi nasıl iştahla çalışsın?
Kim eskiler gibi sahaya damga vursun?
Kim özel hayatı dahil her şeyinden ödün versin?
Kim seçim diye mahalle mahalle, sokak sokak dolaşmaya kalksın?
Ve kim şehrin sorunları çözülsün diye kapıları aşındırsın?
Ve kim tüm bunları bir beklenti içerisine girmeden yapsın?
Yapar elbette ama göstermelikten öte, ego tatmininden öteye geçmez!
Geriye de artık kendisini sandıkta da göstermeye başlayan başarısız seçimler kalır...