Eskişehirspor, artık en sona geldi!

Bunun daha da altı artık yok.

Fakat bazıları, galiba bu gerçeğin farkında değil!

Hadi aynı tekrarlara düşüp şehri göreve davet etme gibi bir tekrara düşmeyelim.

Mevcut yapı ve düzende bunun hayata geçmesi imkânsız bir hal aldı.

Belki önümüzdeki yıl yapılacak seçimler Eskişehirspor için bir milat olabilir.

Eskişehirspor’u kurtaracak kaynağı bulamasa bile;

“Eskişehirspor için bir masa etrafında buluşmayı sağlayacak bütünleştirici isimler belki seçilmiş olur”

Bilemiyoruz…

Ancak o zamana kadar bekleme gibi bir lükse sahip değil Eskişehirspor.

En azından, şehrin sorumluluk aldığı, borçların kontrol edilebilir hale geldiği zamana kadar “Günün kurtarılması” gerekiyor.

Peki bu nasıl olacak?

Öncelikle söylemeliyiz ki, mevcut yönetim kurulu beklenenden fazlasını yapıyor.

Şu ortamda bırakın rutin giderleri karşılamak, maçlara çıkmak bile mucize aslında.

Yani yönetimsel anlamda şimdilik bir sorun yok!

+++

O zaman şu durumu kotarmak için en büyük görev kime düşüyor?

Elbette teknik kadro ve futbolcu topluluğuna!

Peki son durum ne?

Soruya şu şekilde yanıt verelim;

Mevcut kadro, uzun zamandır bir arada oynayan oyunculardan oluşuyor.

Evet, gençler ama artık o tecrübesiz havadan çoktan çıkmış olmaları gerekiyor.

Üst liglerde üst düzey maçlara kadar çıkmış oyuncular var kadroda.

Bugüne kadarki süreçte yaptıkları ettikleri için büyük kredileri vardı.

İki kez küme düşerken bile şehirden tek bir kişi dahi kendilerini eleştirmedi.

Ancak!

O dönem artık bitti.

Artık kredileri kalmış durumda değiller.

Dahası, bugüne kadar karşılaştıkları takımlara oranla daha güçsüz hatta kendi düzeylerinin bile altındaki rakiplerle karşılaşacaklar.

O yüzden sahaya çıkarken artık sadece Eskişehirspor formasının ağırlığını değil;

Şu son aşamada kendilerine verilen sorumluluğu da yüklenmeleri gerekiyor.

Hatta ve hatta hiçbirinin;

“Efendim çok para kazanamıyoruz” falan gibi triplere girme hakları da kalmadı.

“Küme düşmüş takımın küme düşen oyuncuları” olarak önlerine gelen yemeği beğenmeme gibi lüksleri hiç yok!

Ama sahaya bakıyoruz, ortada bir tane doğru iş yok.

Rakip fiziken daha güçlü, daha organize ve oyun planını bizim takıma kabul ettiriyor.

Yan yana 3 pası yapamayan bir ekip var.

Şişirme toplarla rakip kaleye ancak inebilen bir takım izliyoruz.

Ve kendi sahasında rakibini ancak uzatmada yenebilen bir takımın sevincini yaşamak zorunda kalıyoruz.

+++

Hepsini bir araya toplarsak;

“Eskişehirspor’un oyuncusuyum diyerek” otobüse kurulup o maçtan bu maça giden oyuncu grubunu uyarmak bir elzem haline geldi.

“Maalesef ki ligin başlangıç aşamasında varlığınız ile yokluğunu belli değil.”

Umarım bu durum geçicidir.

Umarım lig öncesi bir formsuzluk durumudur.

Umarım hocanın yeni oyun kurgusunun halen oturmamış olması dönemidir.

Ve umarız Pazar günkü maçtan itibaren başlayacak süreçte canını dişine takan, formasını son ter damlasına kadar ıslatan, varını yoğunu sahaya koyacak oyuncu gurubu ortaya çıkar.

Yoksa “işler nasıl başlarsa öyle gider” süreci ortaya çıkarsa, şehirdeki tepkilerin nereye doğru gideceğini tahmin bile demeyiz.

Uyarmadı demeyin!