Şehrin her meselesini yeri zamanı geldikçe konuşuyoruz, ediyoruz.
Gündemler oluştukça da kentin aktörleri hemen taraflarını seçiyor.
Siyaset yapmak ne ala!
Prim kazanmak isteyenler sonra başlıyor konuşmaya.
“Yok efendim rakip parti şöyle yaptı, muhalif başkan şunu söyledi.
Aslında biz şunu yaptık, biz onu gönderdik” falan fıstık…
+++
Ancaaaak!
Bazı siyasetçilerimizi şehrin bir sorununu çözerken görüyor muyuz?
Elbette görmüyoruz…
Hepsi ortalıktan toz duman kaçıyor.
“Şu işin ucundan tutalım da vatandaşın işi görülsün” diyen Allah’ın kulunu bulamazsınız bu şehirde.
“Ahalinin dilinde şu mesele var, halledelim” diye harekete geçen bulunmaz, bulamazsınız.
Yani bu şehrin siyaseti sorun çözmek üzerine değil;
Sadece polemik üretmek üzerine kuruludur!
Bu yüzden daha fazlası olmaz, olamaz.
En azından bugünkü haliyle mucizedir.
+++
Öyle olmasa, bu kadar girerler miydi birbirlerine?
Eğer dertleri hizmet olsa bu kadar uzak dururlar mıydı kentte?
Sonra ortalıkta dolaşan, oraya buraya koşturan, bir şeyler yapmaya çalışan CHP’li vekilleri övünce;
“Vay efendim CHP’nin kalemisin” oluyoruz.
+++
Bakın geçmişte yapılması gerekenler ama yapılmayanları bıraktık kenara.
Elzem haline gelen beklentilerin karşılanamamasını da geçtik.
Halkla olan kopukluğu da koyduk bir tarafa.
Kavgalarınızı, gürültülerinizi, küskünlüğünüzü, triplerinizi de unuttuk gitti.
E be kardeşim…
Şehir 15 gündür “Yandım Allah” diye bin tane soruya cevap arıyor;
Çıkında iki kelam edin be kardeşim!
Tıp Fakültesi binası sağlam deyin ya da yıkılacak deyin bir şey deyin.
Hadi rektör konuşamıyor siz konuşun.
İktidarın vekilleri olarak şehre çıkıp bir gezin bir hava alın.
Sokaklarına bakın, inceleyin…
Sonra;
“Şehrin depreme hazırlığı ne boyutta?” diye bir sorun.
Varsa eksiği gediği gidin Ankara’da halledin.
Millet binam sağlam mı, zemini düzgün mü diye gece uyku uyumuyor;
Şehrin dinamiklerini çözüm için harekete geçirecek bir adım atın.
TOKİ’nin kapısına gidip “Planını da yap, uygulamasını da yap ama bana sağlam bina yap.
İşin siyaset kısmını ben hallederim” diye anlaşın.
Ama bir şey yapın yahu, bir şey yapın.
Deprem bölgesine gidip sakal bırakmakla, hastane hastane gezmekle, depremzede ziyareti yapmakla olmuyor bu vekillik işleri.
İktidar vekilliği, sorun çözmekle, mesele halletmekle, temsil ettiğin yerini hakkını vererek oluyor.
+++
Dediğim gibi…
Yaptığınız kavgalarınıza kadar koyduk kenara…
Bari milletin ruh sağlığının bozulduğu şu sıralarda bir iş yapın.
Hiç yoksa söyleyin, konuşun, anlatın…