Bağımlı kişilik bozukluğu olan bireylerden; ''hayır diyemiyorum'', ''yalnız kalamıyorum'', ''yanlış olduğunun farkındayım ama ayrılamıyorum'' gibi cümleleri sıklıkla duyarız.
Bağımlı kişilik bozukluğu olan kişiler başkalarına aşırı güvenirler ve teslimiyetçi bir tutum sergilerler. Bu kişiler, başkalarının yardımı olmadan hiçbir şey yapamayacaklarına inananırlar ve onları kaybetmemek için türlü fedakarlıklar göstererek, boyun eğici davranışta bulunurlar. Bağımlı oldukları bireylerin; tüm sevgisini onlara vermelerini, onlar yerine karar almalarını tüm gereksinimlerini karşılamalarını isterler. Yalnız kaldıklarında depresif bir ruh haline bürünürler ve kaygılı olurlar. Eleştirilmekten ve dışlanmaktan çok korktukları için sosyal ilişkilerinde kendileri olmaktan çekinirler ve içe dönük bir yaşam sürdürürler. Bağımlı kişilikteki bireyler bir başkasının onayını almadan gündelik kararlarını dahi vermekte güçlük çekerler.Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker. Bağımlı olduğu kişilerle ilişkileri sonlandığında hızlı bir şekilde yeni bağlanma kişisi bulurlar.
Bağımlı özellikler gösteren çocuklarda ona bakım veren oterite fügürlerine yönelik aşırı güvenme ve destek görme eğilimleri gözlemlenmiştir. Bu çocuklar okulda öğretmenleri ve arkadaşlarından da aynı desteği ve rehberliği beklemektedir.
Bağımlı kişilik bozukluğu olan bireylerde müdahaleci anne ve onlara bağlılığını ödüllerle pekiştiren anne baba figürü bulunmaktadır.
Kişilerde bağımlı kişilik bozukluğunun beraberinde ; depresyon, anksiyete ve diğer kişilik bozuklukları bulunabilir.
BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU TEDAVİSİ
Psikoterapi ve Psikofarmakoloji kullanılmalıdır. Psikoterapide amaç kişinin öz güvenini arttırmak, inançlarını değiştirmek, kendini ifadesini kolaylaştırmak ve erken dönem deneyimleri ile başetmesini sağlamak önemlidir. Psikoterapide psikodinamik terapi ve bilişsel davranışçı terapi etkilir. Kişide terapistine karşı da bağımlılık gelişebilir.
Sevgiyle...