Şehit astsubay Çavuş Mustafa Özdemir'in baba ocağında 9 yıldır hüzün var. Aradan geçen yıllara rağmen gözü yaşlı olan anne baba çocuklarına ait eşyalara sarılarak avunuyor. Oğlunun hala üzerinde tozu bulunan çantasını silmeye kıyamayan anne, diğer eşyalarını da zaman zaman çıkarıp hasret gideriyor. Anne Fatma Özdemir, olayla ilgili yargılanan şüphelilerin, af veya itirafçı durumunda serbest bırakılmamasını istiyor.

İklim ve Enerji Konuları Ele Alındı İklim ve Enerji Konuları Ele Alındı

“Ben 2014 Yılında Kaldım”

Oğlunun şehit haberini aldıktan sonra bugüne kadar sağlık sorunları yaşadığını ifade eden Fatma Yıldırım, “Dokuz yıl nasıl geçtiğini bilemiyorum. Hep acılar içinde hastayım, acile gidiyoruz geliyoruz ilaçlar. Oğlumu uyuduğumda ancak unutmuş oluyorum. Uyandığımda yine ateş yanıyor, aynı yani. Sadece bugün yıldönümü diye değil. Biz her gün, her gün, her an, hiç aklımızdan çıkmıyor, her an yanımızda yani. Evlat acısı, çok acı Allah kimseye vermesin.” dedi.

“Askerimize Her Gün Dua Ediyorum”

Oğlunun Hakkari'deki görev süresinin 6 ay kaldığını söyleyen anne Fatma Yıldırım, “18 ay artık bitiyordu Yüksekova'da. O da heyecanlıydı, düğünün hazırlıkları, gelince düğünü yapacağız diye düşünüyorduk, gelin kızım falan. Böyle olunca hep hayallerimiz yarım kaldı. Başka annelerinin yüreği yanmasın. Askerlere her gün zaten dua ediyorum. Biz buralarda rahat dururken mesela rahat rahat işimize gidip geliyoruz, rahat huzur içinde yatıyoruz, ama o çocuklarımızın sayesinde hala sınırda çatışıyorlar. O yüzden tabii ki olaylar azaldı, o zamandan bu yana şehit haberleri çok almıyoruz. İnşallah hiç öyle haberler almayız. Kahrolurlar inşallah, perişan olurlar, kendi kanlarında boğulsunlar inşallah.” diye konuştu.

“Cezaevinden O Teröristleri Çıkarmayın”

Oğlunun o tarihte nişanlı olduğunu anlatan anne Yıldırım, “Hayali evlenmekti, nişanlısını o kadar çok seviyordu ki. Seda isimli nişanlısının ismini sadece ‘Sedam' olarak söylüyordu. O Kurban Bayramı'nda da gelecekti. Devletimizden istediğimiz çocuklarımızın kanı yerde kalmasın. Bunlar dışarıya hiç çıkamasınlar. İtirafçı olup aftan yararlanmak istiyorlar ya, kesinlikle o aftan yararlanmasınlar. O delikten çıkmasınlar, onlar daha nefes alıp orada kaldıklarına dua etsinler. Bizim çocuklarımız, bak yıllardır nefes almıyor. Biz şimdi buradan oğlumun yanına gideceğiz. Ben mezar taşınla dertleşiyorum biliyor musunuz? Orada ağlıyorum, orada seviyorum. Ama onların çocukları hiç değilse orada nefes alıyor. O yüzden yani tek isteğim onların o delikten çıkmaması.” diye konuştu.

“İnsansız Hava Araçlarıyla Allah'a Şükür Teröristlerin Daha İyi Belini Kırıyoruz”

Şehidin babası Metin Özdemir ise, devletin insansız hava araçlarıyla terörle daha iyi mücadele ettiğini ifade ederek, şehit haberinin alınması ve daha sonra yaşananları şöyle anlattı;

“Vallahi 9 yıl aynı acılar aynı sürüyor, devam ediyor. Badana yapıp hazırlık, yapıyorduk. İşte oğlan gelecekti, bayram geliyordu. Bir de düğünümüz vardı. O akşam düğüne gittik eşimle sonra eve geri geldim. Daha televizyonu yeni kurduk. ‘Hakkâri'de patlama' haberi ile tabii ki biz telaş yaptık, hanım bilmiyordu. Sabah oldu işte eşim işe gitti ben de çıktım, boya falan yapılacaktı. Ben de gideyim hem çarşıya boya falan alayım dedim. Bir kahvehaneye girdim orada televizyon açıktı. Haberler devam ediyordu. Bir yalan dediler bir doğru dediler, en sonunda yaralı dediler öylelikle haberim oldu. Devletimiz şu anda daha güçlü, o zamanlar insansız hava araçları yoktu. Şimdi onlar var, Allah'a şükür teröristlerin daha iyi belini kırıyoruz. Yok oldukları haberlerini aldıkça seviniyorum, o yönden mutluyuz.”

Editör: Buğrahan Doğangil