öğretmen: Mesleği bilgi öğretmek olan kimse; hoca, muallim, muallime. Böyle diyor Türk Dil Kurumu. Ama hepimiz biliyoruz ki bu tanım bir öğretmeni anlatmak için oldukça yetersiz.

Peki, kimdir öğretmen?

Öğretmen, bir rol modeldir. Yaşayışıyla, konuşmalarıyla, giyim ve kuşamıyla, hareketleriyle ve tavırlarıyla genç nesillere örnek olan kimsedir. Öğretmenliği “para kazanma aracı” olarak görmeyen, bir öğrencinin hayatına dokunup onu topluma kazandırma ideali ile yanıp tutuşandır öğretmen.

Öğretmen, yeri geldiğinde, anne babadır. Öğrencisine anne baba şefkatiyle yaklaşır, onu dış dünyanın tehlikelerinden korur. Okula yeni başlayan çocuklar anne babalarını özlediğinde onların yerini tutan kişi olur. Öğrencisinin karnı açsa doyuran, yaralarını saran kişidir.

Öğretmen, öğrencisinin dostudur. Öğrencisinin sorunlarını küçük büyük demeden dinleyen çözmesi için rehberlik eden ve yol gösteren kişidir. Onlara hedeflerine ulaşma yolunda karşılaşacakları engelleri nasıl aşacağını anlatan, öğrencinin hedeflediği yoldan çıkmaması için onlarla beraber o yolu defalarca yürüyen kişidir.

Öğretmen, kapısında kul köle olunacak insandır. Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” sözü, eğitimin her toplumda ne denli önemli bir iş olduğunu ve öğretmenlerin ne kadar kutsal bir iş yaptığının göstergesidir. Yine Başöğretmen Atatürk’ün “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.” sözü eğitimin hafife alınmayacak bir iş olduğunu ve öğretmenlerin değerini gösteren harika bir sözdür.

Öğretmen, kız ve erkek çocuklarımızın, aynı şekilde bütün eğitim kademelerindeki öğrenim ve eğitimlerini eşit bir şekilde yürüten kişidir. Memleketin çocuğunu her öğrenim derecesinde ekonomik hayatta istekli, eser sahibi ve başarılı bir şekilde donanımlı yetiştiren kişidir. İlk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen’i, ilk kadın diş hekimi Ferande Bozdoğan Erberk’i, ilk kadın öğretmen Fatma Rafet Angın’ı, 1935 seçimlerinde meclisteki 17 kadın milletvekilini, Halide Edib’i, Halide Nusret’i, Türkan Saylan’ı, Aziz Sancar’ı, Orhan Pamuk’u bu ilkelerle yetiştiren kişidir öğretmen.

Öğretmen, millî ahlakımızı uygar ilkelerle ve hür düşüncelerle sentezleyerek aktaran kişidir. Öğrencilerini her zaman Batı’nın iyi yanlarını almayı teşvik eden, onların muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasını sağlayan, öğrencinin düşünmesini, sorgulamasını, eleştirmesini ve üretmesini sağlayan kişidir.

Öğretmenler, duyarlı insanlardır. Kendi hayatlarında yaşadığı sorunları sınıfın kapısında bırakan ve derste öğrencisine en iyi şekilde faydalı olan kişidir. Öğretmenler, baş tacıdır. Bugün ülkemizde örgün eğitim kurumunda çalışan bir buçuk milyona yakın öğretmen bulunmaktadır.

Öğretmenlerimizi ülkemizin geleceğini hazırlarken her konuda desteklemek ise bizim görevimiz. Herkesin bildiği gibi iyi bir mühendisin, iyi bir doktorun, idealist bir öğretmenin, hakkımızı en iyi şekilde savunacak avukatın, milletvekilinin, cumhurbaşkanının yetişmesi için kilit isim öğretmenlerimizdir.

Bu yüzden öğretmenlerimizi sadece 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde değil her zaman hatırlamalı ve onların hak ettiği değeri onlara vermeliyiz. 24 Kasım Öğretmenler Günü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Kasım 1928 yılında “Milli Mektepler Başöğretmenliği” ünvanını kabul ettiği gündür. Başöğretmen Atatürk’ün 100. yaş gününde 24 Kasım 1981 yılında ise ülke genelinde hem Atatürk’ün başöğretmen olmasını kutlamak hem de gelecek nesilleri hazırlayan ülkenin geleceğini hazırlayan öğretmenlerimizin mesleklerini onurlandırmak adına kutlanmaya başlamıştır. Ne güzel de olmuştur,

Sayın Okuyucu. Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk öğretmenim Mesude Gaytanlı’nın ve üzerimde büyük emekleri olan tüm öğretmenlerimin ve üniversite hocalarımın 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor, sağ olanların ellerinden öpüyor Ahiret’e intikal etmiş öğretmenlerime de Allah’tan rahmet diliyorum. Eğer bugün ben de bir öğretmensem ve öğrencilerimin rol modeli olmuşsam bunda sizlerin emeği çok büyüktür.

Kendimle İlgili… Biliyorum, iki yazı yazdıktan sonra çok uzun süreli bir sessizliğe gömüldüm. Bakmayın, aslında gündem dışı birçok konuda epey dertliyim; yazmaya da devam ediyorum ancak bunları şu an yayımlamak bana çok doğru gelmiyor. Hem ülkenin son hızla yerel seçime gitmesi hem de dünyada yaşanan savaşlar ve kaos ortamında kendi dertlerimin, o kadar da büyük dertler olmadığına karar verdiğim için yazılarımı yayımlamıyordum. Tabir-i caizse mahalle yanarken saçını tarayan kişi olmak istemedim. Sizleri bu kadar beklettiğim için kusuruma bakmayın. Bugünkü yazımı bir dörtlükle değil Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenler için söylediği mükemmel sözle bitirmek istiyorum:

“Öğretmenler! Yeni nesli, Cumhuriyet’in özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin yeteneğiniz ve özveriniz derecesiyle uygun olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu kalite ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizlerin, seçkin görevinizin yerine getirilmesine büyük özveriyle varlığınızı vereceğinize hiç şüphe etmem.''