Okul Öncesi Öğrencilere Bilgi Aşılanıyor Okul Öncesi Öğrencilere Bilgi Aşılanıyor

Eskişehir Teknik Üniversitesinde hazırlanan COMBIFARM ve CLEARNESS başlıklı projeler, Avrupa Birliği’nden destek almaya hak kazandı. PRIMA Section 2 Call multi-topics 2023 STEP 2 çağrısı kapsamında hazırlanan “Akıllı Döngüsel Tarım Sistemlerinde Sürdürülebilir Biyo Ürünler İçin Düşük Maliyetli Biyokömür, Biyogaz ve Siyano bakteri Gübreleme Teknolojilerini Düşük Girdili Ürünlerle Birleştirmesi - COMBIFARM” başlıklı projenin amacı; düşük maliyetli biyokömür, biyogaz ve mikroalg gübreleme teknolojilerine dayalı enerji, karbon ve besin geri kazanım sistemlerini düşük girdili mahsullere dayalı sürdürülebilir mahsul sistemleriyle birleştirilen döngüsel tarım sistemleri ve yerel düzeyde gıda, yem, kozmetik ve biyopestisit üretimi de dahil olmak üzere yüksek değerli biyolojik ürünler üretmek için güneş enerjili akıllı damla sulama sistemleri için canlı laboratuvarların geliştirilmesi. Projenin yürütücülüğünü ESTÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Altuntaş üstlenirken araştırmacıları ise ESTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Açıkkalp, Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Avdan, Uçak Gövde ve Motor Bakımı Bölümü Araş. Gör. Hurşit Değirmenci ve İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Başar Çağlar.
Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda hazırlanan “Ömrünü tamamlamış yüksek sıcaklıktaki elektrokimyasal hücrelerden geri kazanılan metallere, asil metallere ve nadir toprak metallerine dayalı yeni çok işlevli kompozit malzemelerin dögüsel ürün tasarımına yönelik bir yaklaşım - CLEARNESS” başlıklı proje; Türkiye (ESTÜ), Polonya ve Polonya ortaklığı ile hazırlandı. Toplam 490 bin Euro bütçesi bulunan CLEARNESS projesinin amacı ise kullanım ömrünün sonundaki yüksek sıcaklıktaki elektrokimyasal hücrelerden geri kazanılan metallere, soy metallere ve nadir toprak metallerine dayalı yeni çok işlevli kompozit malzemelerin döngüsel ürün tasarımına yönelik bir yaklaşım geliştirilmesi. Projenin yürütücülüğünü ESTÜ Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Açıkkalp yaparken, araştırmacı olarak ESTÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Altuntaş, ESTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Hasan Şahin, ESTÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Araş. Gör. Dr. Demet Canpolat Tosun ve Uçak Gövde ve Motor Bakımı Bölümü Araş. Gör. Hurşit Değirmenci yer alıyor.

“Çalışmalarımızı döngüsel ekonomi üzerine yoğunlaştırdık”
Clearness projesi hakkında ESTÜ Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Açıkkalp, “Projenin adı Clearness 3 ortağımız var. Bunlar Türkiye, Polonya ve Portekiz’dir. Toplam bütçemiz 490 bin Euro civarındandır. Avrupa Birliği tarafından desteklenen bir projedir. 6 kişilik bir ekimiz var. Bu projede amacımız elektrokimyasal yakıt hücreleri, elektrokimyasal cihazlarda kullanılan bazı değerli metallerimiz var. Bu metallerin, belirli bir ömrü var. Bu ömür tamamlandıktan sonra içindeki değerli metallerin geri dönüştürülmesi, yeniden kullanılması ve ekonomiye yeniden dahil edilmesi üzerine uğraşıyoruz. Bizim Türkiye olarak sorumluluğumuz ise bu süreci çevreye en az etki ile gerçekleştirmek. Türkiye bazında bu deneylerin sonuçlarına göre enerji optimizasyon çalışmaları ve çevresel etki incelemelerini yapıp bu konuda literatüre bir çıktı sağlamaya çalışacağız. Çalışmalarımızı döngüsel ekonomi üzerine yoğunlaştırdık. Bu da atık olmaması demektir. Bunu yaparken de kullandığınız işlemlerde elbet bir malzeme ve enerji harcamak zorundasınız biz de bunu minimuma indirmek için çalışıyoruz. Enerjiyi nasıl daha verimli kullanabiliriz, çevreye nasıl daha az iz bırakabiliriz bu konuda bir çıktı elde etmeye çalışıyoruz. Gelecekte bu yakıt pillerinin ve elektroliz cihazlarının yaygınlaşması ile beraber bu teknolojilerin önemi gerçekten kendisini gösterecektir ve bu projenin de önemi anlaşılmaya başlayacak. Yaptığımız her şeyi Dünya’ya en az zarar verecek şekilde yapmalıyız. Gelecekte bu değerli metallerin yeniden kullanılması çok büyük bir katkı sağlayacaktır” dedi.

“Bazı tarım alanları geliştireceğiz”
Düşük maliyetli biyokömür, biyogaz ve mikroalg gübreleme teknolojilerine dayalı enerji, karbon ve besin geri kazanım sistemlerini düşük girdili mahsullere dayalı sürdürülebilir mahsul sistemleriyle birleştirilen döngüsel tarım sistemleri ve yerel düzeyde gıda, yem, kozmetik ve biyopestisit üretimi de dahil olmak üzere yüksek değerli biyolojik ürünler üretmek için güneş enerjili akıllı damla sulama sistemleri için canlı laboratuvarların geliştirilmesi amacı olan Combıfarm hakkında ise ESTÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Altuntaş şöyle konuştu:
“Combıfarm projesinde amacımız Kuzey Afrika’daki gelişmekte olan ülkeler üzerinde canlı bir pilot bölge oluşturarak, üretim ve bu ürünlerin sürdürülebilir bir şekilde gıda-yaşam döngüsünde kalmasıdır. Normal ekonomik anlayış Lineer Ekonomi’dir. Lineer Ekonomide ürün kullanılır, sonra da atık olarak kullanımdan çıkar. Bu atıklar ise farklı biçimlerde bertaraf edilir ya da dönüştürülür. Döngüsel Ekonomi anlayışında ise temel mantık, bütün atıkların her noktasında tekrardan veya yeniden kullanılması, revize/onarım/tadilat sonrası kullanılması veya en son aşamada dönüşüme girerek kullanılması sürecini yönetiyor. Combifarm projesinde ise biz Döngüsel Ekonomi kapsamında tarım alanları geliştirilmesi hususunda duracağız. Bu çalışma süresince eğitimler organize edeceğiz, en etkin bir şekilde süreci yönetme sağlanacak. Döngüsel Ekonomi kapsamında Avrupa Birliği’nin çok kapsamlı destekleri söz konusu. En son başvurduğumuz projede toplam 27 proje kabul gördü, bunlardan bir tanesi de bizim ortağı olduğumuz Combifarm projesidir. Son yıllarda sevindirici bir hususta bu tür AB projelerde Türkiye’den katılımın ciddi anlamda artış olmasıdır. Bizim projemizin bütçesi 1.2 milyon Euro civarındadır. 6 farklı ülkeden toplam 10 katılımcı vardır. Şu anda gördüğümüz ekonomik olarak en büyük sıkıntı gıda sıkıntısıdır, bunun kendi içerisinde döngüsel olarak süresinin yönetilebiliyor olması gerekiyor o yüzden Kuzey Afrika üzerinde gerçekleştireceğimiz bu pilot bölgelerdeki çalışmalar kapsamında kişilerin bilinç düzeyi yüksek bir şekilde ürün hasatı, bunun kontrolü, coğrafi bilgileri sistemleri ile beraber öncesi ve sonrasında neler yapılabileceğine yönelik çalışma yapılabileceği, bu çalışmaları nasıl etkin bir şekilde kullanabileceğini ortaya koyacağız. Sonrasında ise bu sistem açık erişimli sistem olarak kalacak ve biz tamamen çiftçinin hizmetine sunup projeyi sonlandıracağız. Ama proje çıktıları yaşamaya devam edecek. Çiftçi kendi içerisinde eğitimini ve geleceğini sürdürülebilir hale getirecek. Proje başvuru süreci ise yaklaşık 6-9 ay sürdü. Bu süre zarfında görüşmeler, ortaklıklar, kimin hangi iş paketinde neler yapacağı ve sorumlulukların belirlenmesi yönünde oldu. Nihayetin ESTÜ olarak ülkemize iki proje kazandırmanın mutluluğu içerisindeyiz.”