CHP'li Çağrı Özeçoğlu yaptığı konuşmada;

"Cumhuriyetimiz bundan 100 yıl önce ilan edildiğinde, bir ulusun istikbali tamamıyla değişmiş, aydınlığa kavuşmuş oldu. Ulu Önder Atatürk'ün deyimiyle, ülkemizin 'ekonomik zaferlerle taçlandırılması' istikametinde önemli adımların atılması için de zemin yaratılmış oldu. 

Gelin görün ki özellikle son 20 yıla baktığımızda hem ülkemizin hem de Eskişehir’imizin özellikle ekonomik ve nitelikli insan kaynağı açısından çok ciddi sorunları vardır ve bu sorunlar gün geçtikçe daha da büyümekte, artık yönetilemez hale gelmektedir.

Enflasyon, dış ticaret dengesi, üretim, istihdam, yatırımlar ve çağdaş eğitim yöntemleriyle doğru insan kaynağı yönetimi gibi birçok parametre üzerinden değerlendirme yapmak mümkündür. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi birçok kuruluş tarafından yapılan değerlendirmelerde ülkemiz ne yazık ki son sıralardan kurtulmayı bir türlü başaramamaktadır.

Türkiye ekonomisinin kronikleşmiş ekonomik ve nitelikli insan kaynağı sorunlarını birkaç ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar üzerinde hızlı bir analiz yapmak gerekirse:

Enflasyon: Türkiye uzun yıllardır yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Enflasyon, hepimizin bildiği gibi alım gücünü düşürmekte, belirsizlik yaratmakta ve yatırım ortamınıda oldukça olumsuz etkilemektedir. Artık TÜİK tarafından açıklanan rakamların kimsenin gözünde bir inandırıcılığı ve hükmü kalmamıştır. Nitekim henüz dün açıklanan rakamlara göre, enflasyon yüzde 51,97 olarak gerçekleşmiştir. Bundan daha komik olan bir diğer oran ise gıda enflasyonudur. Yine TÜİK’e göre ülkemizde gıda enflasyonu sadece yüzde 44,88’dir. Buna gülmek mi lazım yoksa ağlamak mı siz değerli meclis üyelerimizin vicdanına bırakıyorum.

Cari Açık ve Dış Borç: Türkiye, yüksek cari açık ve dış borçla karşı karşıya durumdadır. Bu durum, hepimizin kabul edeceği gibi ekonomik istikrarsızlığa neden olmaktadır. Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını çözmeden, cari açık sorununu çözmek mümkün değildir. Bu durumdada yenilenebilir enerji noktasında gerekli adımların atılması kaçınılmazdır. 

İşsizlik: Yine TÜİK’e göre, ülkemizde 3,3 milyon işsiz insan bulunmaktadır. Daha vahim olan durum ise genç işsiz rakamlarının her ay artış göstermesidir. İstihdam yaratmakta zorlanılması ve ekonomik büyümenin istihdama yeterince yansımaması çok büyük bir sorun teşkil etmektedir.

Yapısal Reform Eksikliği: Ekonominin daha rekabetçi ve sürdürülebilir olması için gerekli hukuk, eğitim, ekonomi, vergi sistemi ve iş gücü piyasaları başta olmak üzere ülkemizde topyekûn bir reforma ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle üretici önünü görmek istemekte, finansman erişiminde yaşadığı ciddi sorunların biran önce sonlanmasını beklemektedir.

Eğitim Sistemi: Eğitim kalitesindeki dengesizlikler ve iş piyasasının ihtiyaçlarına uygun olmayan eğitim müfredatları, mezunların iş bulma sürecinide oldukça zorlaştırmaktadır. Teknoloji ve sanayi sektörlerinde, özellikle mühendislik, bilişim gibi alanlarda nitelikli iş gücü açığı bulunmaktadır. Eğitimli ve yetenekli iş gücünün ilk fırsatta yurtdışına göç etmesi, ülkede nitelikli iş gücü açığı yaratmaktadır. Bu durum, teknoloji ve inovasyonun gelişiminide olumsuz yönde etkilemektedir.

Vatandaşımızın, sanayicimizin, esnafımızın, tüccarımızın, ve tüm çalışanlarımızın en büyük beklentisi, başta enflasyonla mücadeledir. Para politikaları ve mali disiplinin sıkılaştırılması, enflasyonla mücadelede en önemli adımlardır. Ayrıca, üretim maliyetlerini azaltmak ve tedarik zincirini güçlendirmek çok kritik önem taşımaktadır.

Hukuki reformlar, vergi sisteminin sadeleştirilmesi, iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi gibi yapısal reformlar, ekonomiyi daha rekabetçi hale getirecektir. 

Mesleki ve teknik eğitimin önemi artırılmalı, üniversite-sanayi iş birliği güçlendirilmelidir. Nitelikli iş gücünü ülkede tutmak için cazip çalışma koşulları, kariyer fırsatları ve yaşam kalitesinin artırılması gerekmektedir.

Ünlüce'den Akgün'e: "Sıkı Bir Yılmaz Büyükerşen Hayranı Çıktınız" Ünlüce'den Akgün'e: "Sıkı Bir Yılmaz Büyükerşen Hayranı Çıktınız"

İşsizlikle mücadele noktasında özellikle gençler ve kadınlar için gerçekçi istihdam politikaları geliştirilmelidir. Girişimcilik desteklenmeli ve esnaf, KOBİ’ler için teşvikler yaratılmalıdır. Ar-Ge harcamalarını ve inovasyonu teşvik eden programlar sadeleştirilmelidir. Bunlar yüksek katma değerli üretimi destekleyecektir.

Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyeleri,

Ülkemizde ekonomik veriler incelendiğinde görmekteyiz ki, uygulanan politikalar ve mevcut ekonomik koşullar maalesef bizleri, kısa vadeli ve plansız bir düşünce yapısıyla, tamamen tüketim odaklı bir topluma dönüştürmektedir. Ülkemizin üretmekten başka bir çıkış yolu yoktur. Tam da bu noktada, imalat sanayi kapasite kullanım oranları incelendiğinde halihazırda yüzde 75’leri aşmış olduğu görülmektedir. Bunun anlamı, ülkemizin ekonomik hedeflerinin gerçekleşebilmesi için imalat kapasitemizi artırmamız gerektiğidir. Bu da ancak yeni yatırımlarla mümkün olabilecektir. Sanayicilerimizin yeni yatırım yaparken en üst seviyede desteklenmesi, üretimi, ihracatı ve istihdamı artıracaktır. Tüketim toplumundan üretim toplumuna dönmemiz için en doğru yöntem budur. 

Gelin birlikte Eskişehir özelinde çok kısa bir değerlendirme yapalım. Eskişehir’de lojistik ve ulaşım imkânlarının yetersizliği havacılık, raylı sistemler, makine-metal gibi sektörleri oldukça olumsuz etkilemektedir. Hasanbey Lojistik Merkezi nerdeyse atıl durumdadır. Bu merkezin etkin kullanılması için gerekli adımlar artık atılmalıdır. İkinci adım olarak ve de en önemlisi Eskişehir’in limanlara bağlanmasını sağlayacak Gemlik ve Körfez Limanları demiryolu hatları yıllardır tamamlanmayı beklemektedir. Bu konu adeta yılan hikayesine dönmüş olup çözüm beklemektedir. Sanayi ürünlerinin ihraç limanlarına daha hızlı ve ucuz maliyetle ulaşması Eskişehir sanayisine çok önemli bir rekabet avantajı sağlayacaktır.  

Hepimizin bildiği bu sıkıntıların çözümü için yapılacak olan ilk genel seçimde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gerekli adımların atılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Teşekkür ederim." ifadelerine yer verdi.

Editör: Buğrahan Doğangil