Türkiye’nin dört bir yanında çiftçiler, üreticiler mazot, gübre, ilaç, tohum, işçilik maliyetlerindeki artışa rağmen ürünleri maliyetleri karşılamaması nedeniyle eylemler düzenliyor. Üreticiler, “Bizim kabristanımız kazıldı!” derken, “Çiftçiler olarak çok acılar yaşadık ama bu yıl gibi bir yıl görmedik! Mazot, ilaç, gübre, işçi maliyetleri hepsi uçtu gitti. Fiyatlar maliyetleri karşılamıyor. Herkese borçluyuz. Daha 1 lira sağa sola borcumuzu ödeyemedik. Gübre var, ilaç var, tohum var. Bizim borçlarımızı kim ödeyecek? Yarın benim ya intihar etmem lazım ya da adam borcunu ödemiyor diye beni vuracak! Bunu başka çaresi kalmadı.” dedi.
Çakırözer Tarlada Üreticileri Dinledi
Çiftçi ve üreticiler artan girdi maliyetleri rağmen düşük fiyatlar nedeniyle ülke genelinde protestolar düzenlerken, pazardaki pahalılık nedeniyle alışveriş yapamayan tüketici de gıda enflasyonunun mağduru durumunda. CHP Milletvekili
Utku Çakırözer, Eskişehir’de Fevziçakmak Mahallesi’nde tarla ve seralarda sebze üreticileriyle bir araya gelerek sıkıntı ve talepleri dinledi. Üreticiler artan maliyetler karşısında emeğinin karşılığını alamadığını ve çiftçinin borç batağında olduğunu söylerken, düzgün planlama ile sorunların çözülebileceğini belirtti.
"Üreticinin Mezarını Kazdılar..."
Eskişehir’de üretici Salim Ekşi, yetiştirdiği ürünün maliyetleri karşılamadığını ve üreticilerini borç batağında olduğunu söyledi. Ekşi Eskişehirli üreticilerin yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu yıl karpuz ektik. 90 dönüm kavun karpuz var. 2,5 milyon masrafım var. Bunun hesabını en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımız dahi yapabilir. Fidenin tanesini 20 liraya aldım. Damlama, ilaç, gübre masrafı… Bunların hepsi cebimizden gitti. Şu an karpuzun kilogramını tarlada 1 liraya veriyorum. İşçiliği de bana ait. Böyle bir ticaret
dünyanın hiçbir yerinde yok. Fiyatların ucuzluğu bir yana bizim kabristanımız kazıldı. Ben açık konuşuyorum. Ak Parti ilk kurulduğunda ben AK partiye ilk üye olan kişilerdenim. Bugüne kadar da hep savunduğum kişiler. Ben CHP’li de olabilirim, ben başka partili de olabilirim. O değil. Ben çiftçiyim! Ben Türk milletine hizmet eden bir insanım. Sabah namazında kalkıp, tarlaya gidip gece yatsıdan da sonra eve giren bir insan emeğini de almayıp daha önce de çalıştıklarını elinden çıkarıyorsa bu çiftçilik değildir!”
"Enflasyon Bu Şekilde Durmaz"
Ekşi, temmuz ayında alınan ihracat kotası kararı nedeniyle de çiftçilerin mağdur edildiklerini anlatarak şunları söyledi: “Ben 61 yaşındayım. 5 yaşından beri bu işin içindeyim. Çok acılar yaşadık. Ama bu yıl gibi bir yıl görmedik. Niye böyle oldu? Temmuz ayı ortalarında ‘ihracat durdurulacak’ dediler. Niye enflasyon için? Enflasyon çiftçi ile durdurulmaz.”
"Bizim Borcumuzu Kim Ödeyecek?"
“Ben yıllarca zarar etmeme rağmen 4 yıl, 5 yıl gayret ettim. Bütün gücümle çalıştım. Ekonomi ayakta dursun dedim. Ama dedim ben ekonomiyi ayakta durduramam. Çünkü benim arkamda kimse yok. Elektriğe, mazota her gün zam geliyor. Her şeye zam geliyor. Kurban Bayramında kurbanımı satacağım 10 gün önce karar alınıyor yurt dışından hayvan geliyor. Hadi bakalım. Fiyatlar düşüyor… Benim bu ay 78 bin bir tarlama, 35 bin lira da bu tarlama elektrik faturası gelmiş. Ödeyecek kimse var mı? Yok! Benim borçlarımı kim ödeyecek? Yarın benim ya intihar etmem lazım ya da adam beni borcunu ödemiyor diye vuracak! Bunu başka çaresi kalmadı.”
"Bu Kadar Kötüsünü Görmedim"
Bölgede domates ve salatalık üreticiliği yapan Hüseyin Gümüş ve Salim Akbaş ise, şunları söyledi:
“Geçen yıl domates pazarda 15-20 liraydı. İyi kötü alıcısı vardı. Şu an 10 liraya satılmıyor. Tarlaya da gelen yok. Geçen yıl işçi yevmiyesi 400 liraydı şu an 800 lira. Mazot, ilaç, gübre hepsi uçtu gitti. Ben masrafları karşılayamıyorum ki artık. Şu an 7 bin lira, 8 bin lira bana satış parası geliyor. 10 tane işçim var. Onu da onlara veriyorum. Daha 1 lira sağa sola borcumu ödeyemedim. Herkese borçluyuz. Bu sene kadar kötü bir yıl görmedik. En azından kenara para koyardık borçları ödemek için. Şu an 1 lira paramız yok cebimizde.”
"Tarımdan Anlayan Kişi O Koltukta Olmalı"
Düzgün bir planlama ile çiftçiye, üreticiye yaşatılan sıkıntıların çözüme kavuşturulacağını söyleyen sebze üreticileri, yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Çözüm önce düzgünce bir planlamada. Önce tarımdan anlayan bir kişiyi o koltuğa
getireceksin. Çalışan, ayağı toprağa basan insanı o koltuğa getireceksin. Bu topraktan gelsin. Herkes kendi mesleğini yapmalı ki o kişi senin derdini bilsin. Bu mahsule ayakla vuruluyor. Üsten aşağı eziliyor. Düzgün planlama, düzgün bir tarım bakanı olacak. Tarımdan anlayan tarım bakanı olcak. İhracatı kapatmayacaksın! Üründe, kalitede sıkıntı varsa gel bana söyle.”
"Beceriksizliğin Faturası Üreticiye Kesiliyor"
Üreticileri dinleyen CHP’li Çakırözer de iktidarın yanlış politikalarının faturasını üreticiye, çiftçiye ve halka çıkarıldığını söylerken, “Türkiye’nin dört bir yanında çiftçiler traktörlerle caddeleri, sokakları, ana yolları kapatıyorlar. Sebebi enflasyon, hayat pahalılığı. Ama bunlar üreten çiftçinin omzuna bindirilerek yok edilemez! Düşürülemez. Çiftçiyi desteklememiz lazım, çiftçinin üretimini desteklememiz lazım. Ortada büyük bir sıkıntı var, üretici kan ağlıyor ama ülkeyi yönetenler tarladaki gerçeklerden, üreticinin çektiklerinden bir haberler. İhracatı yasakladık diyorlar ama ihracat yasakladığınızda işte faturası burada tarladaki üreticinin omzuna biniyor. Burada bir hesap hatası, bir beceriksizlik var. Maalesef bunun faturasını üreticiler olmak üzere tüm millet çekiyor. Üretici tarlada karpuzunu 1 liraya zor satıyor ama pazarda 1 liraya karpuz yemek mümkün değil. Tarımdan, topraktan anlayan insanlar tarımı yönetmediği için iktidar üreticinin, çiftçinin hakkını vermiyor!” diye konuştu.