Bugün bizler, var etmek için hayatını adadığı bu devlet sayesinde hür ve bağımsız birer cumhuriyet vatandaşı olarak hayatlarımızı sürdürüyoruz. Sahip olduğumuz her şeyi O’na borçluyuz. Bize düşen sahip olduklarımızın kıymetini bilip, eğitimiyle, ekonomisiyle, sanayisiyle, sağlığı ve yetişmiş insan gücüyle daha güçlü, daha büyük bir Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatmaktır. O’nun da defalarca yinelediği gibi, muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Dünyanın tüm mazlum ve sömürülen uluslarına örnek olan ulusal bağımsızlık savaşımız sonrasında kurulan bu devlet, bugün de her türlü zorluğa rağmen dimdik ayaktadır. Sonsuza kadar da öyle kalacaktır. Fikirlerinden, eserlerinden ve cesaretinden aldığımız güçle; yolundan hiç ayrılmadan ilerlerken, bizim için dün ve bugün olduğu gibi bundan sonra da zaman daima Atatürk'ü gösterecektir!
Bizlerin görevi, ulusumuzun ebedi Başkomutanı Atatürk'ün izinde, ülkemizin aydınlık geleceğine yürümeye asla vazgeçmeden devam etmek, üretmek ve ülkemiz için çok çalışmaktır.
Her zaman söylediğim gibi benim hayattaki en büyük borcum Atatürk’e ve bu ülkeyi kuranlaradır. Hayatım boyunca hep bu borcu ödemeye çalıştım, hala da ödemeye çalışıyorum. Ancak biliyorum ki; bu borç asla bitmeyecek…
Bu vesileyle başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bugüne kadar bu vatan için canlarını esirgemeden feda eden tüm şehitlerimizi bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.”