İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de tepkiler yükseldi. Anadolu Üniversitesi öğrencileri, olaya tepki göstermek amacıyla derslere girmeyerek boykot gerçekleştirdi.
Anadolu Üniversitesi'nde 24 Mart 2025'ten itibaren Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) çağrılarını dinleyerek boykot sürdürülüyor. Bugün itibariyle sabah saat 09.00’dan itibaren boykot başladı. Eğitim Fakültesi kendi boykotunu duyurduktan sonra bütün fakülteler Eğitim Fakültesi'ne dahil oldu. Ardından öğrenciler Güzel Sanatlar Fakültesi'nin boykotuna katıldı. Daha sonra tüm fakülteler, "Ya hep beraber, ya hiçbirimiz", "Üniversiteler ayakta, akademik boykotta" ve "Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz" sloganlarıyla Rektörlük binasına yürüdü.
Protestoya, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Yüksekokulu, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi öğrencileri katıldı.
Yürüyüşün ardından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi temsilcisi tarafından Rektörlük önünde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, haksız gözaltı ve tutuklamaların demokrasiyi tehdit ettiği vurgulanırken, hükümetin uygulamalarının halkın iradesini yok saydığı belirtildi.
Temsilcinin yaptığı basın açıklamasının tamamı ise şu şekilde:
"Ülkede, her geçen gün artan haksız gözaltılar, demokrasinin temellerini sarsıyor. Birçok insan, sadece protesto haklarını kullandıkları için, korkunç bir şekilde keyfi gözaltılara maruz kalıyor. İnsanlar, hak arayışında ve seslerini duyurma çabasında olduklarında, devlete karşı bir suç işlemiş gibi muamele görüyor. Ne öğrenci Ne işçi, hiçbir yurttaşımız ülkesindeki karanlığa karşın kafasını toprağa gömmedi diye baskı altında tutulamaz. Okulundan, hayattan ve bizden alıkonan tüm arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır.
Hükümetin antidemokratik uygulamaları, halkın iradesini yok sayıyor ve ülkenin geleceğini büyük bir karanlığa boğuyor. Seçimle işbaşına gelmiş bir yönetim, halkın özgür iradesini hiçe sayarak, demokrasiye darbe vuruyor. Özgürlüklerin ve hakların yok sayılması, yalnızca bireyleri değil, toplumun tüm dinamiklerini alt üst ediyor. Her geçen gün fiili olarak çürüttükleri, bize ise avunmak adına sadece isimlerini reva gördükleri Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi savunacağız. Savunmakla da kalmayacağız. Biz savundukça bu karanlık zihniyetin daha fazla üstümüze geldiğinin farkındayız. Kampüslerimizde 'en azından var' diyerek tamah ettiğimiz değil, boyun eğmeyerek yükselttiğimiz yeni ama gereken bir demokrasiyi ve dayanışmayı ortaya çıkaracağız. Faşist, ırkçı, gerici ve baskıcı zihniyetten kampüslerimizi arındıracağız. İnsanlığın ve insancılığın hüküm sürdüğü kampüsleri hep birlikte yaratacağız.
Öğrenciler, ülkenin geleceği, en çok mağdur olan kesimlerden biri haline geldi. Gençler, eğitimdeki fırsat eşitsizlikleri ve ekonomik zorluklar yüzünden geleceksizlikle karşı karşıya kalıyor. Bizi duymazdan gelerek, karanlık bir geleceğe, geleceksizliğe mahkum edemezsiniz. İtiraf edelim, hepimizin hem işlerde hem üniversitesinde geçinmek ve başarı kazanmak için harıl harıl çalıştığını biliyoruz ancak tüm bunlara rağmen ne yapacağımızı düşünürken boğulduğumuzu, geleceğe dair iyi bir tabloyu şüphe eksik olmadan çizemediğimizi, insanca yaşamak için değil bize reva görülecek olanla geçinmek için emek vereceğimizi biliyoruz.
Karamsar görünen gerçeği ancak gerçek bir mücadele değiştirir. Başta eylemlerimizle verdiğimiz mücadeleyi bugün kampüslerimize çekiyoruz. Odtü'den gelen ve üniversitemiz fakültelerinin destek verdiği çağrıya bizde sahip çıkıyoruz.
Yaşasın Öğrenci Dayanışması!"