Sosyal medya hesabımda ufak bir anket yaptım.
Aday isim ve parti gibi manipüle edilebilecek bir anket yerine seçmen eğilimlerin en azından takipçilerim arasında nasıl bir karşılığı olduğunu görmek istedim.
Ortaya çıkan sonuç aslında hem benim hem de Eskişehir’de yaşayanların sürpriz olarak değerlendirebileceği bir sonuç değil.
Takipçilerime oy verirken hangisi öncelikle tercihiniz olur diye sordum…
Oy kullanan 2000 kişinin
Yüzde 58,7 gibi önemli bir kısmı “Yaşam Şekli”
Yüzde 29,4’ü “Hizmet ve Yatırım”
Yüzde 8’i “Aday Olan İsim”
Yüzde 3,9’u “Aday Yapılmayan İsim” seçeneklerini tercih etti…
Bana sorarsanız ortaya çıkan sonuç uzun zamandır Eskişehir’de gerçekleşen seçimlerin bir yansımasıdır.
Diğer yandan seçim yarışını kazanmak isteyen adayların seçmen eğilimi üzerine hangi noktaya odaklanması gerektiğinin de emaresi…
Zira Eskişehir seçmeninin önemli bir kısmı aslında hizmet-yatırım gibi yerel yönetimlerin asli görevlerinden ziyade mevcut yaşam şekline olan muhafızlığını oyluyor.
Yani yıllardır seçmenin alıştığı ve diğer şehirlere nazaran daha özgür daha sosyal ve eğlenceli yaşam şekli Eskişehir seçmeni için görünen o ki çok değerli bir tercih sebebi.
Seçmen Ak Parti’nin yönettiği diğer şehirleri esas alarak bu konfor alanından çıkacağını ve Ak Parti kazanırsa şehrin sosyal kimliğinin değişeceğini düşünüyor. CHP’li belediyelerin yıllardır önemli şehir sorunlarına rağmen seçimlere iddialı girmesindeki etkenlerin başında da bu geliyor.
Bana soracak olursanız ben hizmet-yatırım seçeneğini kendi tercihlerimde daha önde tutuyorum.
Artık kangren noktasına ulaşmış trafik-ulaşım ve kentsel dönüşüm sorunlarını görmezden gelemem.
Gönlüm planlı-sağlıklı bir büyüme ile artık üzerimize yapışan butik-şirin şehir algısından kurtulup ekonomik olarak daha iyi şartlara erişmiş bir Eskişehir’den yana…
Küçük bir şehir olarak kalmak, herhangi bir mahallede kaç market olduğunu bilmek, tek merkez içinde artık seçeneksiz kalmış bir sosyal hayatın beni tatmin edemediğini söyleyebilirim.
Nasıl Büyükerşen ilk 2 döneminde tramvay, porsuk ıslahı, büyük parklar gibi imza projelerle şehre bir ufak kazandırdıysa bugün çok daha fazlasını beklemek bence abes değil.
Gel gelelim ben bu konuda azınlıktayım.
Daha doğrusu bugüne kadar yapılan seçimlerde bu beklentiler yaşam şekli tercihinin arkasında kaldı. Aynı kadrolarla şehri yöneten EBB ise bunun farkında olarak yatırımlarını daha soyut daha farklı nüveler üzerine kurdu.
Son tahlilde bu konuda CHP’nin yani Ayşe Ünlüce’nin her ne kadar ismi tartışılan bir aday olsa bile ciddi bir avantajı var.
Nebi Hatipoğlu’nun ise bu konuda bazı önyargıları değiştirebilecek 2 aylık bir süresi…
Çünkü Hatipoğlu’da klasik Ak Parti adayı portresinde olmayan seküler bir karakter.
Sosyalleşmeye, eğlenceye ve şehirdeki mevcut yaşam alanlarına karşı vereceği mesajlar, festivaller, senfoni, tiyatro ve sosyal belediyecilik yatırımları ile ilgili vaat ve samimiyeti kafasında endişe olan seçmeni ikna edebilir.
Ayrıca Zafer Partili Oğuz Beki ve İyi Partili Melih Aydın’ın da bu konuda mercek altına alınması lazım. Sonuçta iki isimde genç, sosyal ve yaşam şekli ile ilgili seçmen eğilimine uygun isimler. Üstüne üstlük milliyetçi ve Atatürkçü kimlikleri de Eskişehir seçmeni tarafından tercih sebebi olabilir.
Bana göre tüm adaylar seçim sürecinde bu başlıklarla kendi vizyonlarını kontrol etsinler.
Eğilimi seçmenin eğilimi üzerine yapmak yarışın rengine epey değişiklik ve rekabet katacaktır.