Eskişehir yaklaşık 20 yıl önce hafif raylı sistemlerin şehir içi ulaşımında önemli bir yeri olan Tramvay ile tanıştı.
Hızlı, konforlu ve elektrikle çalıştığı için karbon salınımını azaltan bu ulaşım şekli o gün koşullarında gerçekten Eskişehir’e avantaj kazandırdı.
Yıllar geçtikçe tramvay hattı genişledi, tramvay sayısı artırıldı ve milyonlarca kişi bu tramvaylarla gündelik hayatını idame ettirmeye çalışıyor.
Ancak Eskişehir Tramvay sistemi için eskisi kadar konforlu, avantajlı ve ihtiyacı görüyor diyemeyeceğim.
Çünkü şehrin nüfusu 2000’li yıllarda 700 bin civarıyken şu an 910 bin kişiye dayandı.
Çünkü araç sayısı 170 bin’ den 340 bin civarına yükseldi.
Çünkü şehir merkezine 20 yıldır yeni binalar, avm ve sosyal tesisler, okul ve iş yerleri eklemlendi.
Ancak şehrin ana yolları, bulvarları, otopark alanları için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Talep çoğalıyor ve bu talebe tramvay sayısının artırılarak yetişmesi imkânsız.
Mevcut durak yapısı uzayamadığı için tramvay kapasitesini artırmak veya peş peşe eklemleyerek pik saatlerde nefes aldırmanın da mümkünatı yok.
Üstelik tramvay sayısı ve kapasitesi artsa bile kavşaklarda sinyalizasyon nedeniyle yaşanan tıkanmalar ayyuka çıktığı için tramvayların dahi takılıp kaldığı gerçeği ile yüzleşmeye başladık.
Tüm bunların yanı sıra tramvay işletme sistemine dair ciddi kuşku ve soru işaretleri var.
Tramvayların maliyetleri, ihale süreçleri ve bazı başka konuları ilerleyen günlere bırakarak bugün kaçak ve ücretsiz biniş ile elektrikli otobüs konusuna değinelim.
Mesela geçen gün 20 TL gibi bana göre yüksek olan tekli bilet aldım ve Qr kodlu bileti ne yaparsam yapayım durak girişindeki turnikeye okutamadım. Bu daha öncede başıma gelmişti.
20 TL verdiğim bir biletin okuma yapamayacak kadar basit bir kâğıtta sunulması ciddi bir sorundur.
Aynı sorunu yaşayan birkaç kişi daha oldu ve lanet olsun diyerek turnikeden okutma yapmadan geçmeyi tercih ettiler. O dakikalarda güvenlik görevlisi olmadığı için benzeri şekilde hiç kart okutmadan geçen başka kişilerde oldu ve bana seslenerek “boşver, biz hiç okutmadan gelip gidiyoruz” demekten çekinmediler.
Ben bileti okutmaktan umudumu kestim ve kredi kartı ile 17 TL daha vererek durağa giriş yaptım. Tramvayı beklerken kart okutanları gözledim ve çoğunun 65 yaş üstü bedava kart ile yolculuk yaptığını gördüm.
Bu kadar bedava kart ve bu kadar kaçak olursa bunun bedelini vatandaş ödeyeceğine göre işletme sistemindeki özellikle kaçak kısmın bu kadar yaygın olmasını ve uzun süredir devam etmesine rağmen tedbir alınmamasını çok masum karşılamıyorum.
Tramvay pahalı bir yatırım. Kapasitesi belli.
Ortada dolaşan milyon euro rakamlar kimsenin cebinden verdiği rakamlar değil. Bunun ne derece büyük bir bütçe kamburu olduğunu yakın zamanda beraberce göreceğiz.
Bu kısma dediğim gibi ilerleyen günlerde pek çok soru işaretleri ile değineceğim. Ancak tramvay yerine onu takip eden elektrikli otobüs sisteminin özellikle pik saatler içinde neden tercih edilmediğini gerçekten çok merak ediyorum.
Bir kere elektrikli otobüs kapasitesi tramvaydan daha fazla…
Tramvay gibi özel durak gereksinimi yok. 3 tane otobüsü peş peşe aynı tramvay yolunda metrobüs gibi değerlendirebilirsin.
Yine bu otobüslerin maliyeti bir tramvay maliyetinin 30’da biri kadar ekonomik bir yatırım.
Yedek parça, bakım ve tamir konusunda da çok daha ucuz ve hızlı çözüm imkanı var.
Ama tercih edilmiyor.
Tüm bunların yanında tramvay konforlu bir ulaşım aracı olmaktan çıktı.
En son ne zaman oturarak yolculuk yaptığımı hatırlamıyorum.
Her durakta inen ve binenler arasındaki kavgaya defalarca tanık oldum. İneceğim durak yaklaştığında gerginleşiyor, inemeyeceğim diye korkuyorum.
Aynı şey binerken de geçerli. Tramvay geldiğince ciddi bir mücadeleyi göze almadan içeri girmek ve gelen tramvaya binmenin mümkünatı yok.
Bindikten sonra Çin trenleri gibi sıkışık, ayakta dahi durmakta zorlandığımız bir yapı mevcut.
Sadece pik saatler değil hemen hemen günün her saatinde aynı şey geçerli.
İnanın bunlar öngörülemez, çözülemez şeyler değil.
Ancak dedim ya işletim sisteminde ciddi eksikler ve somut rakamları iç karartan pek çok soruyu peş peşe dizeceğiz.
Şimdilik hemen hepimizin her gün yaşadığı bu çileyi gündeme getirip, uzun süredir alınmayan çözümlerin seçim önünde öncelenmesini umuyoruz.
Umarım bir hareket, bir çabaya şahit oluruz…