Sözün Bittiği Yer (Emekliler)

EYT’liler mutlu!

Yıllardır verdikleri mücadeleyi kazandı ve emekliliğe hak kazandılar.

Asgari ücretliler şimdilik mutlu!

Satın alma güçleri düşse dahi rakamın sihri ile en azından biraz moral buldularç

Peki, emekliler ne durumda?

Enflasyonun yüzde 200’lere, özel sektör maaşlarının 1 yılda yüzde 100’e zamlandığı bir ortamda emekliye yüzde 15,16 oranında adeta dalga geçer gibi bir zam öneriliyor.

Hani emek, emekçi, hak, adalet diye son günlerde sıkça kullandığımız bu kelimeler var ya, bunları neden emekliler için kullanmıyoruz?

Bırakın yoksulluk ve açlık sınırı emekliler resmen hiçlik sınırında can çekişiyor.

Asgari ücret ve üstünde maaş alanları örnek göstermeyin bana, onların sayısı son derece az ve geneli etkilemiyor.

Bu ülkede 4000-5000 TL arası maaş alan milyonlarca emekli var.

Başka bir iş yapamayacak kadar yaşlı, güçten düşmüş ve çaresiz nice insan yaşıyor.

Yaşıyor dediğime bakmayın, adeta yaşam mücadelesi veriyor.

Sadece ev kiralarının bile 3-4 bin TL olduğu bir ülkede bu insanlar nasıl ısınacak?

Ne yiyecek, içecek? Ömürlerinin sözüm ona en keyifli geçmesi gereken kısmını kimseye minnet etmeden nasıl geçirecekler?

Kimse kusura bakmasın, kimse karnından konuşmasın

Emekli bu ülkede en unutulmuş, en kaderine bırakılmış ve hakkı aranmayan kesimdir.

EYT ve asgari ücret popülerliğinde mangalda kül bırakmayanlar bu çabanın yüzde 10’luk kısmını emekli için göstermemiştir.

Örneğin emekliler adına 3 tane twit atana rastlamadım.

Müjde müjde diye sürekli insanlara bir şeyler vaat eden siyasilerden emeklilere dair pek cümle duymadık.

Belki amiyane bir tabir kullanacağım ama emeklilerin sosyal medya cahili olmalarından dolayı onlar için Twitter üzerinde açılmış bir etiket çalışmasına da pek tanık olmadım.

Sizin anlayacağınız sayıca fazla olmalarına rağmen toplumda sesi çıkanlar, hak arayanlar ve toplum mühendisliğine soyuna siyasi irade için emekli yok hükmündedir.

Malulen, vergi indirimli, dul yetim fark etmeksizin bu ülkede en düşük emekli maaşı asgari ücretle aynı standartlara gelmediği sürece vicdanlar yaralı, siyaset vicdansızdır.

Ülkeyi yönetenlerin yüreği 70 yaşında bir kadının, Ocak ayında, üstünde doğru dürüst bir kaban bile yokken, elleri titreye titreye çorap satmasına razı geliyorsa söz bitmiştir.

Diğer işçi ve memur sınıfının haklarını ararken aslan kesilenler, emekliler için tek kelam etmiyorsa, söz bitmiştir.

Ve görünen o ki aslında sözün bittiği yerdeyiz…