Yakın geçmişe kadar nüfus müdüründen, ziraat odası başkanına, üniversite dekanlarından, karayolları müdürüne kadar şehrin gündemini değerlendirdiği, tek başına gündem yarattığı, soru ve eleştiri kabul edip bunlara cevap verdiği günleri bilen bir gazeteci olarak bugün karşılaştığımız tabloya şaşırmamak, garipsememek mümkün değil.
Çünkü Eskişehir uzun süredir şehri yöneten siyasi iradenin, ilgili kurumların, ciddi iddialara rağmen bahsi geçen kişi ve kurumların sessiz, hiçbir şey olmamış tavırlarıyla karşı karşıya…
Gelin somut bazı örnekler vereyim, ne dediğimi siz de anlayın…
Mesela uzun süredir URAYSİM konusunda çeşitli iddialar, akıbeti konusunda ciddi belirsizlikler var. Proje devam mı, yeri değişecek mi? Başka şehirlere kaydırılma imkanı var mı? Bütçesi ayrıldı mı, ne kadar ayrıldı gibi türlü sorular sorabiliriz. Ancak ilgili kurum ya da kişiden tek bir cevap, açıklama v.s. yok
Mesela Çifteler’de açığa çıkan ve çevre ilçeleri de derinden etkileyen su krizi aylardır gündemde. Konuya dair onlarca haber, manşet, video yapıldı. Onlarca kez konunun sorumlusu DSİ’ye sorular soruldu. Nafile…Tek bir satır açıklama, cevap, vatandaşa durumu tane tane anlatacak ve ne olacağını özetleyen cevap alamadık.
Mesela ESOGÜ Tıp Fakültesi’nin deprem güvenliği ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldı. Hastane binasının dayanıklılığı gibi hayati bir konuda cevap beklendi. Aylarca sessiz kalındı ve sonrasında kimseyi tatmin etmeyen, cevabın net alınamadığı bir açıklama ile konu geçiştirildi.
Mesela bir kaç haftadır Anadolu Üniversitesi futbol takımının bir işadamına hem de 40 milyon gibi komik bir rakam satıldığını konuşuyoruz. Hatta iddia’dan bir tık öteye geçip bu satışın net bir şekilde gerçekleştiğine dair ciddi duyumlarımız var.
Gelin görün ki böylesi önemli bir konu ve iddiaya dair koskoca üniversite’den evet ya da hayır şeklinde somut bir açıklama yapılamıyor.
Mesela ERİAD Kızılinler termal tesis projesinin engellendiği ya da bakanlıkta sümen altı edildiğine dair ciddi şüpheler var. Şehir basını konuyu günlerdir haber, program, köşe yazılarına taşıyor ve yorum yapıyor.
Lakin konuya dair büyük odalar sessiz, muhalefet görmezden geliyor, iktidar ise birinci sorumlu olarak iki cümle kurma zahmetine girip gündemde olan karamsar havayı yok etme ihtiyacı duymuyor.
Mesela YHT hattının İzmir bağlantısı kaçtı gitti ama Antalya kaçmasın, bu konuda Eskişehir’i doğrudan ya da dolaylı olarak bu hatta bağlayacak bir girişim var mı diye sesleniyoruz. Kimse oralı değil.
Termik santral konusu yeniden gündeme geliyor, Alpagut altın madeni meselesi giderek gündemden uzaklaşıyor ve biz bu şehrin yaşayanları olarak artık herhangi bir ilgiliden herhangi bir cevap alamaz hale geldik.
Kırık cam teorisi gibi bu cevapsızlık, bu sessiz kalma ile ilgili davranış biçimi de herkesin birbirinden görerek hayata geçirdiği bir alışkanlık oldu.
Bu çok tehlikeli, bu çok kötü, bu kişilere, kurumlara, siyasi erk’in şehir sevdasına dair ciddi şüpheler doğuran bir yolculuğa dönüştü.
Lütfen herkes iğneyi kendine batırsın. Sessiz kalarak, görmezden, duymazdan gelerek bu işlerin son bulacağını, sorumluluğun üzerinden atılacağını beklemesin.
Zira artık hiçbir şeyin unutulmadığı, her şeyin kayıtlı olduğu sonsuz bir bulut arşivindeyiz…
İnsan unutur, arşiv unutmaz!