Normalleşmeyi Abarttık

Ülke insanı olarak garip uygulamalara, mantık dışı yaptırımlara sürekli tanık oluyoruz. 
İşin trajik kısmı bu garipliklere karşı bağışıklık kazanmaya, şaşırmamaya, yeterince itiraz etmemeye başladık. 

Pandemi ile birlikte hayatımızın öznesi olan “normalleşme” sürecini biraz abarttık ve her şeyi normalleştirmeye başladık. 

Son olarak aile Hekimleri yönetmeliği ile karşımıza çıkan yani zaten sıkıntılarından arınamayan sağlık sisteminin altına adeta dinamit koyan maddeleri görünce ciddi ciddi akıl tutulması yaşadığımızı düşünmeye başladım. 

Konu kamuoyunda ne yazık ki yeteri kadar öne çıkmıyor. 
Yönetmeliğin toplum sağlığı ve Aile Hekimi boyutunda yaratacağı mağduriyet ve aklın kiraya verildiği maddeler yeteri kadar bilinmiyor. 

Mesela sağlıklısınız, herhangi bir hastalığınız yok ve haliyle aile hekimine ya da başka bir sağlık birimine gitme ihtiyacınız yok diyelim. Buna rağmen 6 ayda 1, yılda en az 2 kere Aile Hekimine gitmezseniz hekim ceza alıyor. 

Mesela kronik hastasınız ve aile hekimi yerine tam donanımlı hastaneye gitmek zorundasınız. Şayet yılda 7’den fazla başka bir sağlık kuruluşuna giderseniz yine aile hekimi cezalandırılıyor.

Mesela aile hekimlerinin antibiyotik, ağrı kesici, mide koruyucu gibi ilaçları yazmasına da ciddi bir kota getiriliyor. Yani hekime hem daha çok hasta bak diye bir zorlama var hem de daha az ilaç yazmak zorundasın diye uzanan bir ceza… 

Sistem sözün ona ilaç kullanımını azaltmak için ağrı çekin ya da kronik hastalıklarınızı mide koruyucu olmadan falan atlatın demek istiyor. 

Hatta sözde hastane yükünü azaltması gereken sistem, 15 gün önceden neredeyse randevu alınamayan hastanelere gitmeyi azaltmak yerine hastane yükünü artırmaya yönelik bir absürtlük örneği ortaya koyuyor. 

Üstelik yönetmelik hekimin kronik hastalarını yakından ve detaylı takip etmesini yoksa teşvik kesintisi yapacağını söylerken aynı anda günde 75 hastaya bakmalısın diye çelişkili bir madde barındırıyor. 

Zaten hizmet verdiği tesisin tüm giderlerini karşılayan aile hekimleri sağlık bakanlığının nüfusa dayalı desteğinin ise artık bu giderleri karşılamayacağı endişesini taşıyor. 

İşte aile hekimleri günlerdir bu sebeplerden dolayı grev yapıyor, isyan ediyor. 
Biz de birileri masa başında absürt kararlarla zaten verimli olmayan sağlığımız ile nasıl oynuyor, nasıl akıl ile vicdan ile ve bilim ile çelişiyor öylece izliyoruz. 

Fazla normalleştik… Ve ne yazık ki bir daha gerçek anlamda normale dönmemiz her geçen gün imkansızlaşıyor.