Mesele URAYSİM Değil…

URAYSİM kamulaştırma çalışmaları önce yerel mahkeme ardından Bursa Bölge İdare Mahkemesi tarafından kamu yararına uygun görülmedi ve iptal edildi. Yani projenin kendisi değil projenin yeri ile ilgili bilirkişi raporlarına dayanan kesin bir hüküm var.

Buna itiraz etme, şöyle olsaydı, böyle olsaydı deme şansımız yok.

Yeri revize edilecek ve inşallah yeni bir alan bulunup, burada ilerleyecek.

Ben tartışırken satır arasında kalmasını istemediğim ve garip bulduğum bir detayın altını çizmek ve bu konuda takdiri sizlere bırakmak istiyorum.

Büyükşehir Belediyesi URAYSİM projesinin yeri 1. Sınıf tarım arazisi olduğu için dava açtı ve dava sonuçlanınca ilk açıklamayı Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen yaptı.

Büyükerşen “Alpulu çiftçimiz başta olmak üzere bu bereketli topraklardan geçimini sağlayan ve sofrasına ürün gelen tüm yurttaşlarımızın gözü aydın. Aklın, bilimin, sanayinin ve gelişimin yanında olduğumuz kadar toprağın, üretimin ve üreticinin de yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Aslında çok makul, çok yerinde, çok çevreci ve üretici dostu bir açıklama değil mi?

Şayet açıklama ile yıllar içindeki eylemler birbirini tutsa samimiyet adına hiç şüphem olmayacak. Ancak içime sinmeyen bir şey var.

Son 20, 25 yıl içinde Eskişehir’de imara açılan

- Sümer Mahallesi

- Karabayır Bağları

- Karagözler Mevkii

- Aşağı Söğütönü

- Fabrikalar bölgesinin bazı kısımları 1. sınıf tarım arazisi değil miydi?

Toprağın ve üretimin yanındayım diye bu projenin kamulaştırma çalışmalarına dava açan hassasiyet neden bu tarım arazilerinin konut ve ticaret alanı yapılmasına onay verdi?

Demek ki aslında mesele Uraysim, toprak, çiftçi v.s. değil diye düşünüyorum.

Mesele herhangi bir projeyi kimin yaptığı gibi duruyor, ben öyle düşünüyorum.

Takdiri de yukarıda belirttiğim gibi siz Eskişehirlilere bırakıyorum…