Hala yeni miyim buralarda, yoksa tanışıyor muyuz artık bilmiyorum ama dünde kalanlara inat, yeni bir şeyler söylemek, tüm derdim.
Adındaki eskiye inat, yeniye aç olan aşk-ı şehrimiz derdimiz, bin dermana değişmediğimiz.
Güvenlikli siteler çağı öncesi evimizin salonu güveninde top oynadığımız sokakların, su içmek için kapı ziline bakmadan bastığımız günlerin hasretinde olsak da zamanın asli görevidir değişmek, değiştirmek.
Evet, değişiyor her şey.
“Değişmeyen tek şey, değişimdir” klişesinin de ötesinde değişiyor.
Daha iyiye evirildikçe de gelişiyor, geliştiriyor.
Bu değişimlerin en güzellerinden biri de hiç şüphesiz, medyada olanı.
Akşam 7 ajansı, gün içinde zaten gördüğümüz haberlerin bölüm tekrarı oldu.
Süt, ekmek, gazete üçlüsünden tek elenen gazete oldu.
Peki, ne oldu? Haber alma isteğimiz mi kayboldu?
Tabi ki, hayır!
Dünyayı saran ağ (World Wide Web) medyayı da sardı ve dijitalleşti.
İşte dijitalleşen bu medyaya yeni bir soluk getiren Eskişehir Haber Ajansı (EHA)’da yer aldığım için çok mutluyum. Nazik daveti için EHA Medya Grup Başkanı Soner Yüksel’e ve tüm EHA ekibine teşekkür ederim. 2 Eylül gibi anlamlı bir günde, yayın hayatına başlayan EHA’nın, şehrimize değer katacağına yürekten inanıyorum.
Kurtuluş mücadelemizde çok özel bir yere sahip olan şehrimizin, düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılını kutlar, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.
***
Peki, ne konuşacağız?
Evet, konuşacağız. Monolog değil diyalog köşesindesiniz, hoş geldiniz.
Sanayi, üretim, yeni teknolojiler, girişimcilik, ihracat ve daha nice konularda, şehrimizi, ülkemizi hak ettiği yere taşımak adına tartışacağız. Olaylara veya insanlara takılmadan, konunun özüne, felsefesine yoğunlaşacağız.
Artık zihniyet dönüşümü zamanı geldi. Zihinlerimizi kuşatan eski fikirlere, ön yargılara takılmadan yeniyi konuşacağız, yeniyi inşa edeceğiz.
Ya bir yol seç ya bir yol bul ya da yoldan çekil seçeneklerinin dayatıldığı yerde yoldan çekilmeyi “kafadan” eleyeceğiz. Mevcut yolların da hepsi geçiş garantili, biz yeni bir yol açacağız.
İşte bu yolda, birlikte yol arkadaşlığı yapacağız.
Bu söylemlerim, çok mu uçarı geldi?
Gelmesin. Demiryolu ve karayolu değil havayolunda da yolculuk etmek hakkımız değil mi?
Eskişehir ve Eskişehirliler olarak daha fazlasını hak ediyoruz.
Genç ve dinamik şehir yapımızla, belli periyotlarda yapılanlarla yetinmeyip sürekli değişen, dönüşen ve gelişen bir şehir olarak anılmak, hiç de zor değil.
3 üniversitemizle öğrencinin göz bebeği olan şehrimizin en büyük gücü; gençliği!
Konumumuz eşsiz, doğal kaynaklarımız zengin, sanayimiz gelişmiş, turizm potansiyelimiz yüksek, insanımız desen zaten dünyalar tatlısı.
Geriye ne kalıyor peki?
“Helva yapsana” tezahüratları duyar gibiyim. Evet, yapalım artık şu helvayı!
Hem de “met” helvası olsun ki, “met”ropol olmadan da “büyük şehir” olunabileceğini gösterelim.
***
Tüm dünyanın gönlünü almak için uğraştığı Z kuşağının kalbi olan şehrimizin, bu potansiyeli dinamiğe çevirecek kişilere ve projelere ihtiyacı var.
Aksi takdirde -özellikle sporda karşımıza çıkan- umut vaat eden ve beklenen çıkışı yapamadan “genç emekli yıldızlardan” bir farkımız kalmayacak.
1945 sonrası doğan 7 kuşak içinde “en zorlusu” olarak tanımlanan Z kuşağını, güneşimiz yap(a)mazsak, kentimizi “yıldız” diye tanımlarken kayarken parlayan bir “göktaşı”ndan ötesi olamayız.
Yönlerini sürekli eleştirmektense yarattığınız/yarattığımız gece karanlığında “kutup yıldızı” olmak, tüm mesele.
Kutup yıldızı olmalı ki bu şehir, yönünü kaybetmesin gençlik ve her daim baksın o kutup yıldızına. Eskiye takılmadan yeninin peşinde koşan ve Eskişehir’i her zaman yeni bir şehir olarak görmek için umutlarını yitirmeyen, çabasını esirgemeyen herkese selam olsun.
Aydınlatsın o yıldız önlerini ve onlar da güneş olsun yarınlarımıza. .