Nebi Hatipoğlu’nun aday ilan edildikten sonra yaptığı ilk konuşma ve gazeteciler konusunda eleştirilen konuşması ile Ak Parti’nin merkez ilçe adaylarını henüz açıklamaması…
Ayşe Ünlüce’nin aday ilan edildikten sonraki montaj olduğu iddia edilen “haydi başlayalım” videosu ve CHP il başkanlığında yapılan aday tanıtım toplantısında gözle görülen gerginlik…
Açık konuşmak gerekirse iki iddialı partinin ve ismin istediği gibi başlayamadığı bir seçim sürecinin meşalesi yakıldı.
Hatipoğlu kendi tabanında uzlaşı sağladı ama dışarıdan alınması zorunlu olan oylar konusunda henüz istediği karşılığı alamazken, Ayşe Ünlüce kendisine ciddi avantaj katacak demokrat seçmen tabanında henüz uzlaşı sağlayamadı.
İki iddialı parti ve aday henüz kendi şeritlerini tutturup hızlanmaya çalışırken adaylığını çok önceden açıklamış ve sancı süreçlerini toparlamış Melih Aydın ile Oğuz Beki ise usul usul yol almaya devam ediyorlar.
Üzerlerinde beklentiyi baskıya dönüştürmeyen ve tali yol kullanan bu iki isim için ilerleyen günlerde eminim bol bol konuşmaya devam edeceğiz.
Bugünlük Ak Parti ve CHP’den devam edelim…
Kamuoyunda CHP’nin aday ilanından sonra oluşan hava ortada. Garip bir şekilde hem Ak Parti hem de CHP’ye oy verenlerin Tepebaşı kanadı ve Ahmet Ataç’a bakış açısı ortak.
CHP’liler şimdilik tek garanti bölgenin Tepebaşı olduğunu iddia ederken Bursa/Nilüfer örneğini örnek gösterenlere de rastlıyorum.
Ak Partililer Tepebaşı’nda işimiz zor demekten kendini alamazken Ataç’ın EBB adayı olmamasına aleni bir şekilde seviniyor.
Öte yandan Ayşe Ünlüce’yi tanımasa bile Büyükerşen’in varlığı ve partici refleks ile biz adaydan ziyade CHP’ye oy vereceğiz diyenleri de atlamamak lazım.
Ancak bu henüz istenen seviyede değil. Olacak mı? Zamanla göreceğiz!
Ak Parti’de ise Hatipoğlu’nun klasik parti aday figürlerinden daha seküler olmasına rağmen taban üzerinde beklenenden daha güçlü bir karşılığı oluştu.
Geçmişte Harun Karacan’a karşı kabulleniş yerine tepki gösteren parti tabanı bu kez aynı hataya düşmedi.
Ancak Ak Parti’nin iki konuda büyük eksiği var.
Birincisi parti kendi tabanıyla seçim kazanamıyor. EBB zaferi için mutlaka parti dışından gelecek oylara ihtiyacı var. MHP mevcut yapısı ve yüksek performansı ile bu konuda büyük avantaj lakin sosyal demokrat kitle yani Eskişehir’de mevcut yaşam şeklini muhafaza etmek isteyen demokrat düşüncedeki seçmene ulaşmadan ve ikna etmeden zafere ulaşmak kolay değil.
Ak Parti’nin bir başka handikapı ise henüz ilçe adaylıkları ile ilgili açıklamayı yapamamış olması. Birden fazla iddialı aday ismin olduğu ilçelerde isim netleşince illaki bir tepki süreci yaşanacak ve bu tepkinin hızlıca kontrol edilmesi lazım. Bunun için geçen her dakika partiye eksi yazıyor.
CHP henüz Büyükerşen’in aktif bir şekilde sahada olacağı ziyaret ve seçim çalışmasına geçmedi. Mutlaka bir plan, ciddi bir hareket başlayacak ve Büyükerşen artısı sahada ciddi bir karşılık bulacaktır. Ancak hayal kırıklığı yaşayan Ataç ve Kurt cephesinin gönlü nasıl alınacak bir formül bulmak şart. Hatta Ataç seçimi kazanıp Büyük Tepebaşı Belediyesi diye tabela assa yeridir.
Ak Parti ise Hatipoğlu’nun az uyuyan, aktif ve iktidar gücü avantajı ile önemli bir yol alabilir.
Yani Eskişehir’e hem imza proje ile ilgili vaatler hem de iktidar gücüyle demokratik kitle örgütlerine, sanayicilere, ticaret erbaplarına sunacağı avantajlar seçim seyrine doğrudan etki edebilir.
Sözün özü yapılacaklar, yapılabilecekler ile ilgili şimdilik sadece sesli düşünüyoruz. Somut işler ve karşılıklar illaki 5,10 güne bir refleks oluşturmaya, dışarıya yansımaya başlar.
Ancak yine altını çizerek belirtmeliyim ki her iki partide de tepki oyları olacak.
Şayet İYİ Parti ve Zafer Partisi hangi partiden daha çok tepki oyunu alırsa o partinin işi zor olacak. Bu gerçeği kabul eden hızlı yol alır. Şimdiden söyleyim…