ESOGÜ Tıp Fakültesi binası ile ilgili bazı şüphelerimiz vardı. Her gün binlerce insanın sağlık hizmeti almak için kullandığı binanın deprem konusunda güvenli olmadığını iddia ettik.
Bu iddiayı bir kere dile getirip bırakmadık. Başta şahsım olmak üzere diğer meslektaşlarım da defalarca yazdı, çizdi ve sosyal medya üzerinde de paylaşımlar yaptı.
Hatta yazı ve söylem ile yetinmedim. Konuyla ilgili kamuoyunun aydınlatılması için CİMER üzerinden talep bile açtım.
Cimer talebinin ardından ilgililer konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Düzenledi ama neredeyse 45 dakika süren bu açıklama konuya dair tatmin edici bir cevap vermedi.
Açıkçası bina güvenli mi, dayanıklı mı? Yoksa riskli mi? bu konuda tam olarak emin olamadık.
Ancak tam olarak bina güvenli diye iddia edilemediği için bu şüphelerimiz güncelliğini korudu ve ara ara bu konuya dair soru işaretlerimizi iletmeye devam ettik.
Ve ne yazık ki şüphelerimiz de haklı çıktık.
Geçtiğimiz süreçte önce Tıp Fakültesi binasında güçlendirme çalışmaları başlayacağı dile getirildi. En azından risk kabul edilip geç bile olsa harekete geçileceği için sevindik.
Önceki gün ise gazeteci Murat Taşkın’dan ESOGÜ Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Haluk Gürsoy’un yaptığı açıklamayı öğrendik.
Gürsoy, mevcut binada güçlendirme çalışmalarının uzun süreceğini ve sağlık hizmetlerini aksatacağını dile getirerek yeni hastane için çalışma başlattıklarını dile getirmiş.
…
Ben bu açıklamadan şu mesajı alıyorum.
Tıp Fakültesi binası güçlendirme ile bile depreme karşı risk teşkil etmeyen bir duruma gelemeyecek.
Bu yüzden ESOGÜ Tıp Fakültesi yeni bir binaya taşınacak ve hizmetini orada verecek.
Ancak aynı zamanda bölge hastanesi olarak da çok sayıda tedavi sunan ESOGÜ’nün hadi taşınalım diyerek hazır bir binaya taşınma imkanı yok.
Çünkü Eskişehir’de bu hizmetin aynı hacimle devam edeceği hazır bir hastane binası bulunmuyor.
Dolayısıyla Tıp Fakültesi için belli ki yeni bir bina inşaa edilmeye başlanacak. Bu da her şeyi ile 1,2 seneden önce tamamlanması zor bir iş…
Peki, süreç belirttiğim gibi işlerle artık güvensiz olduğu belli olan hastanede 2 sene geçirmek büyük bir risk değil mi?
Haliyle böyle bir senaryo olursa yani hazır bir bina bulunmaz ise Tıp Fakültesi hizmetlerinin şehirdeki diğer hastane veya ek polikliniklere geçici olarak taşınması ve faaliyetlerine belli bir süre bu şekilde devam etmesi lazım.
Çünkü çok sayıda vatandaş Tıp Fakültesinde kritik tedaviler alıyor ve bunun aksamaması da önemli.
Özetle keşke yanılsaydık, keşke güçlendirmeye bile ihtiyaç duyulmayacak bir hastane binası olsaydı diyorum ama bir not daha ekliyorum.
Keşke yaklaşık 2 sene önce bu sorunu dile getirmeye başladığımız zamanda bir çalışma başlasaydı.
Bugün Tıp Fakültesi yeni bir binada hizmet veriyor olabilirdi…