Eskişehir yıllardır yapılan değil yapılması istenen şeyleri tartıştı…
Kentsel dönüşümden, bisiklet yollarına, çevreyolundan, uraysim meselesine kadar hep tartışmasını yaptığımız ama icraatlarına tanık olamadığımız gündemlerin içinde debelendik durduk.
Fakat 30 Mart 2024 itibariyle bu tartışmaların şekli değişmeye artık yapılan işler üzerinden iyi-kötü yorumlar yapılmaya başlandı. Mesela Kurtuluş Kapalı Pazaryeri ne zaman yapılacak tartışmasını bıraktık, Eskişehir’de mezbaha neden yok, yapılmayacak mı demek yerine EBB Başkanı Ayşe Ünlüce’nin bu konularda Ak Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak ile diyalog kurmasına ve iş bitirmek için temas etmesine dair tartışmalara başladık.
Mesela hem bisikletli ulaşım istiyoruz hem bisiklet yolumuz yok demeyi bıraktık, bisiklet yolları zaten sınırlı olan cadde ve bulvarları daraltıyor demeye başladık.
İşin ilginci düne kadar yol kenarı araç parklarından rahatsız olanların şimdi araçlar nereye park edecek demelerine bile şahit olduk.
Öğrencilere abonman, kredi kartıyla su yükleme konularında da benzeri tartışmaları görmek mümkün.
Demem o ki,
Eskişehir artık yapılan işleri tartışıyor. Ve bu bana göre çok önemli bir eşik…
Dilerim ki bundan sonra da merkezi ve yerel iktidarın bu tartışmalarını bolca görürüz.
***
Eskişehir’i Zorlamak Sorunsalı
Yıllardır iktidar partisinin Eskişehir’de yaptığı işlerle ilgili en büyük sorununun bunları pazarlama yöntemi olduğunu ve bu konuda ki eksiğin aynı tas aynı hamam şekilde devam ettiğinin altını çizmem lazım.
Ak Parti elbette 23 yıllık iktidarı boyunca Eskişehir’e de güzel işler yaptı. Kamu binaları, parklar, hızlı tren, hastane v.s. gibi nice hizmet gerçekleştirdi.
Ancak bunları vatandaşa sunma şekli, estetiği ve bazı konularda vatandaşa rağmen tavırları ile yapılan işlerin katkısını kendi elleriyle al aşağı ediyor.
Özellikle yapılan hizmetlere isim verme ve hizmetin bakımı için başka bir kuruma devretme konusunda popülist, dayatmacı yaklaşımlarla adeta işin ruhunu zedeliyor.
Bunu örneklendirmek için elimizde 3 ayrı done var…
Birincisi Millet Bahçesi!
Millet Bahçesinin ismi Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi olarak tescillendi. İsim konusunda hızlıca yol alındı değil mi?
Peki, bu konuda bu kadar hızlı adım atan iktidar temsilcileri 9 yıldır Atatürk ismini bekleyen stadyuma bu ismin verilmesini niye kabul ettiremedi?
Bunu Eskişehir insanına anlatabilir misiniz?
Hatta halen daha bu konuda beklentiler sabitken stadyum ismine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karar vereceğini beyan etmek resmen Eskişehir ile inatlaşmak değil mi?
Yine RTE Millet Bahçesinin bakımsız, estetikten uzak ve diğer parklar gibi işleyemeyen yapısını değiştirmek adına buranın EBB’ye devredilmesinden kaçınmak abesle iştigal değil mi?
Aynı şekilde yıllardır adeta bir kısmı ucubeye dönen YHT üstündeki hat boyunun işleyişini Tepebaşı Belediyesi’ne devretmekten kaçınmanın CHP’li belediyelere puan kaybettirdiğini mi düşünüyorsunuz?
Çok dostane, çok samimi olarak dile getirmek isterim ki Eskişehir insanı bunu kendisi ile inatlaşmak olarak algılıyor.
Ve bu zihniyet değişmediği sürece şehrin çevresini altınla kaplı yollarla kaplasa dahi iktidar beklediğini alamaz.