Bu sabah Eskişehir siyaseti için yeni bir sayfa açıldı diye düşünüyorum.
Milletvekili Nebi Hatipoğlu alışılmış siyasi düzenintekerine adeta çomak soktu.
Kapalı kapılar ardında konuşulan, bilinen, tahmin edilen ama söylenmeyenleri bir çırpıda ağzından çıkarınca şehrin tüm siyasi sistemi amiyane tabirle apıştı, kaldı.
Hatipoğlu’nun şahsi olduğunu düşündüğüm bu açıklamaları tabi ki çok su götürür.
Ancak söylediklerinin ciddi bir kısmında haklı olduğunu düşünüyorum.
Bakıyorum da, özelllikle CHP eğilimli tepkiler, ağır eleştiriler ve önemli ithamlar var.
Geçmişte İYİ Parti çatısında bulunanlar içinden de bazı eleştirilere rastladım.
İçlerinde konuşacak, tartışılacak tespitler de var.
Fakat bazı eleştirileri çelişkili buluyorum.
Nebi Hatipoğlu birkaç kere şunu belirtmiş.
Ben öncelikle İYİ Partinin artık herhangi bir parti ile değil, kendi adayları ile Büyükşehir ve tüm ilçelerde yarışa girmesini tercih ederim. Tek başımıza kazanmamız zor ama oy oranımız düşecek mi, yükselecek mi bir görelim, boyumuzun ölçüsünü alalım.
Ha illa bir seçim ittifakı yapacaksa bunu CHP ile ya da sol partilerle değil. Sağ partilerle yapmamız daha iyi olur. CHP ile yaptığımız ittifaktan hiçbir şey kazanmadığımız gibi CHP bizim aleyhimize çalıştı, bizi suçladı, bizden habersiz pazarlıklar yaptı.
Bu sözlerin içinde yanlış var mı?
CHP gizli pazarlıklar yapmadı mı? Meral Akşener’e ağza alınmayacak hakaretler etmedi mi?
İYİ Parti Eskişehir’de milletvekili çıkaramaz, oylar boşa gitmesin bize oy verin demedi mi?
Buradaki sorun İYİ Partinin sağ partiler yani içinde AK Parti ve MHP olan bir ittifak daha sağlıklı olur demesi mi?
Evet, iktidara karşı mücadele etmiş bir ittifak ortağı olarak bu kısım biraz keskin, sert bir dönüş olabilir. Lakin İYİ Parti’nin millet ittifakında reva görülen yeri ve söz hakkı ile geçtiğimiz yerel seçimde Eskişehir’de yaşadıklarını da unutmamak lazım.
Odunpazarı’nda adeta piyon ve takviye güç olarak ortaya sürülen, Mihalıççık’ta ittifak yapıyor gibi gözüküpyerine CHP üstünden değil DSP üstünden bir aday çıkartıp İYİ Parti yerine onu desteklemek çok mu etik, çok mu demokratik hamlelerdi?
Peki, CHP’nin sağ partilerle hatta yıllarca muhalefet ettiği, eleştirdiği, yüce divanda yargılanmalı dediği eski AK Parti kadrolarıyla ittifak yapması çok normal, çok yerinde ama İYİ Partinin yani zaten sağ anlayışa sahip bir partinin mi sağ partilerle ittifak yapması anormal?
Yahu Cumhur İttifakında bulunan DSP’li Haydar Çorum partisinden istifa etmeden Büyükşehir Meclisinde CHP grubuyla birlikte hareket ediyor ve kimsenin sesi çıkmıyor da, Hatipoğlu bu açıklamaları yapınca mı idealler, iktidar karşıtlığı akla geliyor.
Hatipoğlu ben gerekirse Büyükşehir adayı olurum, kazanmam zor olsa da Büyükerşen biz aday çıkarırsak kazanamaz diyor. Yalan mı söylüyor?
Ne bekliyorsunuz?
İYİ Parti durmadan CHP’yi desteklesin, hiçbir şey almasın, belediye kadrolarında bile yeri olmasın ve hep bize çalışsın mı?
Kendilerine mecliste grup kuran, doğru dürüst oy katkısı vermeden dünya milletvekilini meclise sokan DEVA ve GELECEK Partisi olan süreç sizi incitmiyor ama Hatipoğlu’nun sözleri mi ağır geliyor?
Derdim Hatipoğlu’nun avukatlığını yapmak değil. Zaten bu cesareti gösteren birinin buna ihtiyacı da yok.
Hatta açıklamalarında sonraki yazılarımda dile getireceğim eleştirilerim de olacak.
Ama bazı eleştirileri riyakarca ve adaletsiz bulduğumu da belirtmek isterim.
Biliyorum ki CHP ve yerel seçim süreci Eskişehir’de kimsenin elini sokamadığı bir arı kovanı gibi yıllardır rahat rahat konumunu koruyor.
Ancak Hatipoğlu biraz sert, biraz sürpriz, biraz eleştirilebilir tarz ile elini bu kovana soktu.
Yani bazı riskleri, bazı iğneleri göze almış.
Ama CHP’ye oy ve gönül verenlerden ricam o iğnelerden herkesin kendine biraz batırmasıdır.
Sadece AK Parti kazanmasın, şehirde mevcut düzenimiz var, bozulmasın diyenler.
Şehrin artık 1 milyonu aşan bir nüfusa sahip olduğunu ve kimsenin kendini şehrin sahibi gibi görmemesini temenni ediyorum.
Yarın nasip ise sağlığımız yerinde olursa devam edeceğiz…